akp ye kapatma davası

4 /
lamekan
türkiye cumhuriyeti anayasası der ki türkiye cumhuriyeti demokratik hukuk devletidir. anayasa ise devletin bu niteliğinin en temel bağlayıcısıdır. herkes demokratik haklarını kullanacaktır ama tüm hak kullanımları anayasa’nın tarif ettiği ilkelerle bağdaşmak zorundadır. ister kişi olun, isterseniz siyasal parti yapacağınız ve söyleyeceğiniz herşey anayasaya uygun olmak zorundadır. hele ki anayasa’nın hükmettiği değiştirilmesi teklif bile edilmeyecek maddelerine ters düşmemelidir.

peki kimdir bu anayasanın güvencesi. tüm siyasal partilerin uygulama ve söylemlerinin denetimi yargıtay’a verilmiş. yargıtay bunun aksi bir örnek görür ise anayasa mahkemesine başvurur. yani yargıtay bu gücünü siyasetten değil anayasa’dan alır. anayasa mahkemesi ise gelen talebi değerlendirir ve anayasa içinde gereğini yapar. süreç budur.

siyasetten beklenen ise anayasa’nın temel hükümlerini zorlamamak ve anayasal çerçeve de politika yapmaktır. siyaset, türkiye cumhuriyeti anayasına göre yargının üstünde değildir. hukuk herşeyin üstündedir.

hal böyle olunca isterseniz %95 oy alın, hukukun içinde hareket etmek durumundasınız. anayasa sizi bağlar. bağlamaz diyor iseniz işte onun adı diktatörlüktür.

halktan %47 oy almış bir parti de anayasaya uygun davranmak ve hareket etmek durumundadır. ediyor ise sorun yok, anayasa mahkemesi davayı reddeder, eğer etmiyor ise kapatılır. kapatılır iken de sen ne kadar oy aldın hesabı yapılmaz. %6 ise kapatalım, %47 ise kapatmayalım diyen bir yargı biçimi olur mu.

oysa bugün bazılarının demokrasi adına yargıya tavsiye ettiği budur. % 47 alan bir parti kapatılır mı? yani yargıya diyorsunuz ki siz herkesin ekonomik, siyasal gücünü göre karar ver. ona göre davran. bu, ülkemizde demokrat geçinenlerin yargıya tavsiyesidir.

bir ikincisi ise yargıtay başsavcısına yöneliktir. böyle iddianame olur mu, bu ne ciddiyetsizlik, gazete haberlerinden iddianame yapmışlar v.b

yargıtay başsavcısı, anayasanın kendisine verdiği görevi uyguluyor ve partilerin tüm eylemlerinin anayasa açısından denetliyor. iktidar partisinde böyle bir yığılma görmüş. laikliğe aykırı eylemlerin odak noktası. şimdi kıyamet kopuyor, olur mu kardeşim deniyor. sen nasıl böyle görürsün? iktidar partisi bu. %47 oy almış. abd arkasında, ab arkasında, şimdi ekonomik kriz çıkarsa sen görürsün v.b

yani yargıtay savcısı, kendine göre suç olduğunu düşündüğü şeyleri görmezden gelmeli imiş. yani yargı görüşünü anayasaya değil, siyasete ve ekonomiye göre belirlemeli imiş. demokrasiyi savunanların yargıya önerisi bu. adamına göre muamele.

yargıtay savcısının, görüşleri eğer mesnetsiz ise telaşa gerek yok. anayasa mahkemesi davaya bakmadı bile. yani isnat var, karar yok. niye telaşla yargıyı idam ediyorsunuz. neden korkuyorsunuz. iddiaların doğru olmasından mı?

parti kapatmak demokrasiye bunca zararlı ise, niye yeni anayasa değişikliği önerinizde bunun değişmesini bile teklif etmediniz. neredeydi bunca iktidar kalemşörleri o zaman. niye denmedi ki kardeşim bu anayasa eksik. bakın parti kapatmak bunca kolay olmamalı, niye denmedi. çünkü ülke aydının demokrasi anlayışı işine geldiği gibidir. tıpkı siyasi partilerin ki gibi. tıpkı başbakan’ın ki gibi. dtp kapatılmaya çalışırken yargıya güvenin diyen akp aynı savcı kendisine dava açınca savcıyı infaz edin diyiveriyor. bizim zavallı aydınımız neyi ne ne diye savunduğunu bilmeden sadece gazete okuyarak yorum yapıyor. türkiye medyasının sahiplik yapısını bile bile üstelik. sorgulamaz kabul eder. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olur. en kolayı budur çünkü.

enharista
bazı hukukçuların "sadece bir davadır" dediği bazılarının "bu anayasa değişecek" dediği aylar sürebilecek bir dava olabilir, ekonomik olarak bir kaos görünürde şimdiden her kadafan bir ses çıkmaya başlamıştır.

anne niye benim pipim yok
geç kalınmış da olsa,
iş işten geçeli çok olmuş da olsa,
atı alan üsküdarı geçmiş de olsa,
bir vakit yediğimiz hurmalar şimdi kıçımızı tırmalıyor da olsa,

karşıt fikirlerin sesini duymak güzeldir.

keşke iyimser olabilse bu bendeniz, keşke işe yarayacağına inanabilse de sonsuz huzura erişse.. lakin bu devran döner, ak parti kapatılır, bak parti açılır. o da kapatılsa, gak parti açılır. şimdiyi kurtarmaktan öteye gitmez çabalar.

(bkz: aç kapa aç kapa artema)
greyfurt
haber7.com’un 19:21’de servis ettiği 31 mart 2008 tarihli iha haberi şu şekildedir:

--tankların yerini artık savcılar aldı--

hasan celal güzel, yargının iflas ettiğini ve anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmının tarafsızlığını yitirdiğini belirterek "darbeciler bunu bilsin, halk direnecek" dedi.

eski devlet bakanı hasan celal güzel, türkiye’de yargının iflas ettiğini ve anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmının tarafsızlığını yitirdiğini savunarak, "bu defa henüz ortada yürüyen bir tank yok. ama tankların yerini savcılar, hakimler aldı" dedi.

anayasa mahkemesi’nin, ak parti hakkında açılan kapatma davasını kabul etmesine ilişkin iha’ya değerlendirmelerde bulunan eski bakan hasan celal güzel, mahkemenin kararına hiç şaşırmadığını belirterek, "ne yazık ki türkiye’de hukuk iflas etmiştir. insanlar allah’tan sonra adalet mekanizmasına sığınırlar. ama ne yazık ki türkiye’de tuz kokmuştur. maalesef anayasa mahkemesi üyeleri, kendisini tayin eden kişilerin doğrultusunda oy kullanıyorlar. anayasa mahkemesi üyelerinin büyük kısmı tarafsızlığını yitirmiştir. siyasi, ideolojik, peşin hükümlü hareket ediyorlar" diye konuştu. cumhurbaşkanının iddianamede bulunmasının hukukun yüz karası olduğunu iddia eden güzel, "ne yazık ki anayasa mahkemesi bunu görmezden gelerek, 7’ye 4’le bunu da iddianame içinde tutmuştur. bundan sonrası için hiçbir şekilde netice hakkında şüphem yok. 9’a 2 veya 8’e 3 gibi bir oranla ak parti kapatılacaktır. buna mani olabilmek için mutlaka siyasi partiler yasasında ve anayasada değişiklik yapmak lazımdır" dedi.

bu konuda eğer ak parti tek başına kalırsa o zaman beşte üç çoğunluğu ile referanduma gidebileceğini ifade eden güzel, ak parti’nin bunu yapmaktan kaçınmaması gerektiğini söyledi.

--ab uyarilarinda hakli--

ab’nin, dava ile birlikte ilişkilerin askıya alacağına ilişkin açıklamaları da değerlendiren güzel, türkiye’de geçmişte yaşanan darbe ve dayatmaların ab sürecini sürekli geciktirdiğini belirterek, "bu defa henüz ortada yürüyen bir tank yok. ama tankların yerini savcılar, hakimler aldı. ne yazık ki, bu durumda olli rehn’in söyledikleri doğrudur. ben ab’nin yerinde olsam elbette müzakereleri derhal keserim" diye konuştu.

dava ile ak parti’nin oylarının artacağı yorumlarına da değinen güzel, "ak parti kapatılırsa yerine pak parti kurulacaktır ve oylar da yüzde 57’ye, yüzde 67’ye çıkar. bu millet yerinde durdukça jakoben, oligarşik despotlar hiçbir zaman emellerine ulaşamayacaklar. netice itibariyle, türkiye’nin önünü kesiyorlar, kalkınması gelişmesi önleniyor, halk zarar görüyor, ekonomik krizler meydana geliyor. olan her şeyin sorumlusu, bu dayatmayı yapanlardır" dedi.

halkın kendi iradesine karşı ve milli egemenliğe karşı yapılanları çok iyi gördüğünü belirten güzel, "bütün bunların organizatörü de chp ve gözünü hırs bürümüş deniz baykal’dır" dedi.

türkiye’nin bölünme ve parçalanma tehlikesi içine girdiğini belirten güzel, "halk bu defa direnmeye hazırlanıyor. bunu darbeciler bilsinler. çeteler kurup ortaya salmakla türk milletinin iradesini kıramayacaklardır" şeklinde konuştu.

kaynak:http://tinyurl.com/23vn6u
dum spiro spero
bu mevzuya ilişkin beni en çok ilgilendiren ve meraklandıran kemalistlerin belki de son kez ellerine bir fırsat geçirip geçiremeyecekleri ! akp kapatılabilir bu davanın sonunda . acaba ondan sonra kemalistler ülkeyi kucaklayabilecek bir siyaset ve lider üretip iktidara gelebilecekler mi ? bunu başarabilirlerse ondan sonra daha zor bir süreç var. memleketin bütün kilit noktalarından ve eğitim sisteminden bu güruhun cımbızla temizlenmesi , kemalist doktrinin en genç nesillerden itibaren aşılanması ama yılalar yılı aşılanması ; kadınlara , kendilerine insan ve erkekten farkları olmadıklarının öğretilmesi ve bilinçlendirilmesi süreci . bu memleketin başka türlü medeni bir seviyeye gelebileceğine inanmıyorum.

en çok yandığım da ta çocukluğumuzdan beri içinde bulunduğumuz zamanlar için modern ve medeni bir seviyeye geleceğimize dair inancın boşa çıkması. bizden geçti artık . kabul etmek lazım.

çocuklarımızdan da geçti sayılır. torunlarımız bari daha kaliteli bir ülke de yaşasa diyorum..

bu mevzuyu açmak bana düştü. merak edin etmeyin ben kendi fikrimi ifşa ediyoırum ; akp nin kapatılmasını çok temenni ederim . ama ondan önemlisi sonrası. bu kapatma davasının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair deli saçması tartışmalarına da götümle gülüyorum açıkçası. allah razı olsun savcı beyden görevini yaptığı için.
independence
$imdi diyelim ki dava amacina ula$ti ve akp kapatildi.

bu durumda onumuzdeki gunlerde bizi nelerin bekledigine dair bir kac tahminde bulunmak istedim gecenin bir yarisi, saga sola baktim bulunma diyen cikmadi, kaptirdimkoyverdim yaziyorum.

misal akp kapatildi;

cumhuriyet tarihinin en buyuk ekonomik krizlerinden birisi kapidadir ve bu krizin altindan kolay kolay kalkabilecegimizi de zannetmiyorum.

akp kapatilinca ba$bakan da dahil onlarca milletvekili siyasi yasakli oluyor.bu durumda ba$bakanimiz olmuyor, hukumet dagiliyor ve mecburen gecici bir hukumet cumhurba$kani tarafindan ataniyor.ha eger cumhurba$kani da siyasi yasaklilar kervanina katilirsa sanirim bu gorev meclis ba$kanina kaliyor.eger meclis ba$kani da siyasi yasakli ise meclis ba$kan vekiline kaliyor bu i$ ve gecici hukumet bir $ekilde anamuhalefet partisi liderine, yani deniz baykal’a devrediliyor.hepimiz taniriz sayin baykal’i, aynada saclarini tararken bile biri bir kac tel saga yatti diye saclarina muhalefet eder, oyle bir insandir.

neyse iyimser bir tahminle one alinmasi zaruri olan genel secimlere kadar deniz baykal gecici hukumeti kazasiz belasiz surduruyor diyelim.hop onumuzde bir genel secim, hem de o ekonomik krizde pehey.peki hadi genel secim de oldu, e bu sefer de koalisyon olmaksizin tek ba$ina iktidar olabilecek bir partinin meclise girmesi $u andaki partiler arasinda mumkun degil.

al sana koalisyon.ulkenin en ihtiyaci olmayan $eyi.ustelik koalisyon oyle iki partiden falan da olu$acak gibi gozukmuyor.en en az 3 parti, her bahse girerim.siyasi istikrar da aldi ba$ini gitti mi? haliyle gitti.

siyasi istikrar olmayan bir ulkeye yabanci yatirimci gelir mi, sicak parasini sonu ne olacagi belli olmayan bir ulkeye sokar mi? bok sokar.yabanci yatirimci da kacti gitti, e ic yatirimci mal mi, parasini sokaga atar mi? yurtici yatirimlardan tum parasini ceker, ver elini dolar, euro.

borsa da gumledi mi? dolar ve euro aldi ba$ini yurudu mu?

he, aynen oyle oldu.

minimum uclu olu$acak bir koalisyon ve ne hallere du$ecegi mechul bir meclis bir de cumhurba$kani sececek bu arada.son durumu tam algilayamami$ olmam sebebi ile halkin secme ihtimalini de goz onunde bulunduracak olursak, hadi bunu genel secimlerle birle$tirdiler diyelim.

$imdi toplam sonuca bakalim.

icler acisi bir meclis, minimum uc partinin birle$mesinden dogacak bir koalisyon hukumeti, batik bir borsa, $aha kalkmi$ doviz endexleri, siyasi istikrarsizlik, dunyanin gozundeki turkiye imajinin yerle yeksan olmasi, avrupa birligi’nin hepten hayal olmasi, muttefiklerimiz ile aramizda olu$acak kopmalar, zayiflayan bir ulkeye kar$i olabilecek du$manca niyetler, ordunun tum bu geli$melerden cok kotu etkilenmesi ve daha nice aklima $u anda gelmeyen olumsuz etkiler.

savcilar adaleti yerine getirmekle yukumludur, tipki hakimler gibi.onlar icin gecerli tek $ey hukuktur ve hukugun geregini yapmakla mukelleftirler.yaptiklari i$lerin akabinde meydana gelebilecek infialleri du$unmezler ki dogrusu da budur.ancak kimi zaman dogrular egrileri dogurabiliyor.tipki akp’nin kapatilmasi durumunda olabilecekler gibi.

akp kapatilmamali.hic ama hic ho$uma gitmese de, ulkenin %49 luk bir bolumunun vermi$ oldugu oyla, demokratik bir secimle iktidara gelen hicbir parti, bir kapatilma davasina kurban gitmemeli.demokrasi ile hukuk ic icedir, demokrasinin sagladigi $eyleri hukuk bozmamali.

akp kapanmali evet, ba$bakan gorevinden ayrilmali, hatta siyaseti birakip ciftci olmali, cay ekmeli domates yeti$tirmeli.ancak tum bunlar kendi istekleri ile olmali, davalar sonucunda degil.aksi taktirde yukarida yazdigim her $ey okyanusta yuzen buz kutlesinin gozukebilen en uc kismi olarak kalir, derinlerine inildikce tasavvur dahi edemeyecegimiz cok daha fazla sorunlarla kar$ila$ir bu millet.

not:akp icin bir gun birileri bana bunlari yazacagimi soyleseydi, akp nin kapanmasina kar$i olacagimi soyleseydi, me$e odunu ile kovalardim o ki$iyi.zaman insanlara neler gosteriyormu$ meger.
igor
darbe yada hukuk yoluyla kapatilipta daha guclu geri donmeyen bir parti yoktur. bu ulkede daha oncede liderler yasaklandi peki ne oldu? ayni yasakli liderler cumhurbaskani, basbakan oldu. iyisimi parti kapatana kadar baska yollar bulmak lazim. madem bu kadar hirs yapildi parti kapatmak icin kaptmasina kapatirsin ama adamlar bu sefer %70 le gelirse ne yapacaksin? cevap yok. peki akp yerini dolduracak bir iktidar partisi olmaya aday birini gosterin o da yok. peki akp kapatildiktan sonra siyasi ve ekonomik istikrari ayakta tutacak birini gosterin o da yok. bu deniz baykal gitsin diyerek ustunu basini parcalayanlarin deniz baykal in yerine alternatif isim onerememesine benzer. bir isi yapiyorsaniz tam yapin. bu ulkenin sorunu hep problemleri konusmak, cozumsuz birakmak oldu. bir cozum bulalim hep beraber duze cikalim aksi taktirde battigimiz yerden bizi kimse cikaramayacak.
angelus
ilk günlerde hararet ile desteklediğim bir gelişme idi. lakin hararetim geçip de aklıselim bir şekilde, kendi kendime yaptığım fikir teatilerinin neticesinde bir takım gelişmeler oldu şahsım adına. şöyle ki; 1912 seçimlerinde ittihat ve terakki fırkası kavga/gürültü tandanslı bir sistem yardımı ile mecliste mutlak çoğunluğu elde etmiş, demokrasiden zerre nasibini almamış totaliter bir rejimi halka sunmuştur. ta ki 1946 da gerçekleşen ilk çok partili sisteme geçilen seçimlere kadar. demokrasi. çok seslilik. insanlara seçim yapma hakkı verilmesi. özgürlük. tabii ki tek bir kişinin özgürlüğü diğer bireyin özgürlüğüne zarar verme noktası ile sınırlandırılarak özgürlük. iş bu nedenden ötürü bir toplumda özgürlük varsa, demokrasi varsa, insanlara seçim hakkı veriliyorsa, bu seçimlere de saygı duymak en temel kural olmalıdır. nereye kadar? kanunlar ile belirlenmiş bir takım kurallara, hakeza toplumun özgürlüğüne zarar verme noktasına gelene kadar. buradan sonra cezai müeyyidelerin uygulanması gerekir. peki bu cezalar kimi bağlar? seçimlerle iktidar olmuş, ki iktidar da olmayabilir. bir partiyi mi bağlar, yoksa o partinin yaptırımlarından sorumlu bireyi mi? bu noktadan sonra geçmişte yapılan ve demokrasiyi yaralayan parti kapatma gibi yaptırımların bugünde ve gelecekte tekerrür etmemesi, halkın seçimlerine saygı duyulması, ve varsa herhangi bir suç unsuru burada parti olarak akp nin değil, akp nin yaptırımlarından sorumlu olan recep tayyip erdoğan ın ceza alması gerekir. demokrasinin gerekliliği budur. evet.
utanmaz adam
aslinda herkesin bir boka yaramayacagini bildigi dava. madem bu partinin önünü kesmek istiyorsun bunu demokratik yollardan yap be karde$im. bu ülke kaç senedir demokrasi demokrasi diye maymun olmadi mi ?
independence
ongorulere gore davanin sonucu temmuz ayinda belli olacak ve akp %90 dan daha yukari bir olasilikla kapatilacak.akp’den resmen tiksinirim ama halkin iradesine kar$ilik anayasa mahkemesinin karari denilse, eminim hemen hemen hepimizin parmaklari halkin iradesini i$aret ederdi.

halkin kendi elleri ile kendi ba$ina getirdigini yine halk indirmeli, anayasa mahkemesi degil.bugun laik sisteme zeval getirebilecegi endi$esi ile akp kapatilabiliyorsa, yarin bir ihtimal ba$a gececen son derece laik ve cumhuriyet yanlisi bir parti de bir ba$ka sebeple kapatilabilir ve kimse de kapatilamayacaginin garantisini veremez.siyasi istikrar $art denilen bir ulkede parti kapatmalarin bu denli basit olmasi ba$tan sona celi$kiden ibarettir.
igor
secilmislerle atanmislarin iktidar mucadelesinde gelinen son noktada atanmislarin bir adim one oldugunu sanki bir yaris seyreder gibi izledigimiz davadir. sonuc ne olursa olsun olan halka olacaktir. beni akp nin kapatilmasi degil kapatiltiktan sonra zaten kaybolmus istikrari kimin duze cikaracagi endiselendiriyor. adamlarin alternatifi olmadigindan degil memlekette adam kalmadigindan diyeyim gerisini anlayan anlasin. turkiye nin konumu, sinirlari icerisinde yasadigimiz bizlere gore yabancilar icin cok daha onemliyken ve stratejikken bizlerin konustugu konulara bak. dunya tersine donmeye baslayacak biz hala koltuk sevdasindayiz.vay a.q
independence
akp’nin vermi$ oldugu savunmanin tam metinlerini $uradan okuyabilirsiniz.


http://www.akparti.org.tr/iddianame_cevap_tr.pdf
http://www.akparti.org.tr/esasailiskincevaplar.pdf
http://www.akparti.org.tr/receptayyiperdoganiddialar.pdf
http://www.akparti.org.tr/partimensuplariiddialar.pdf
http://www.akparti.org.tr/sozlucevap.pdf
valequentill
verilen %47 lik oy oranının partinin ismine değil , partidekilerin cismine verildiğini düşünürsek akp kapatılsa da pek bi işe yaramayacak olan davadır. aynı cisimcikler bir başka isim altında toplanmayı ve bu sefer tepki için %47 yi katlamayı hedef kabul etmişlerdir bile... hatta yeni mottolar bile edinmişlerdir kendilerine... ’’ampülü söndürebilirsiniz ama güneşi asla.’’ ya da ’’ampül sönerse güneş doğacak’’ gibi gibi...
independence
bu dava ile alakali rapor mahkeme kuruluna sunulmu$.

anayasaya gore bir partinin kapatilabilmesi icin asil cogunlugun kapatilma yonunde oy vermesi gerekiyor.dolayisi ile anayasa mahkemesinin uyelerinden en az 7 tanesinin oyu partinin kapatilmasi yonunde olmali ki akp kapatildin.

tabi gonul ister ki hic bu tur davalar acilmak zorunda olmasa, halkin sectigi ki$ileri yine halk yerin dibine calabilse, mahkemeler halkin iradesine kar$i bir guc olmasa.
independence
haberlere gore;

dava 28 temmuz pazartesi tarihi itibari ile anayasa mahkemesinin her gun toplanarak dava hakkinda konu$ulmasi sonucunda ortalama 10 gun icerisinde karara baglanacakmi$.

bu durumda da akillara takilan bir soru var dogal olarak;

1 agustos 2008 tarihinde askeri $ura her sene oldugu gibi toplanacak ve ba$bakan yeni genelkurmay ba$kanini bu $urada atayacak.

peki eger anayasa mahkemesi kararini 1 agustostan once verirse o zaman ne olacak? zira askeri $ura ba$bakanin ba$kanliginda toplanmakta.eger erdogan siyasi yasakli olursa bu sefer genelkurmay ba$kanini kim atayacak, $uraya kim ba$kanlik edecek.

bununla da alakali teoride iki cozum var aslinda.

1-hukumet genelkurmay ba$kanini bugunden bile atayabilir ve ba$bakan bu atama kararina $imdiden imza atabilir ki bu durumda ba$bakanin ba$kanligi olmaksizin da askeri $ura toplanabilir.

2-anayasa mahkemesi boyle bir kaosun onune gecmek icin kararini 5 agustostan sonra aciklayabilir(ki en olasi cozum de bu gozukuyor).

tabi bu senaryolar akp nin kapatilmasi kararina varilmasi ve ba$bakanin siyasi yasakli ilan edilmesine dayaniyor.eger anayasa mahkemesinin karari bu yonde olmazsa o zaman tum bu sorunlar zaten olu$madan bitecek.
4 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol