en kısa, öz ve bilimsel çevrelerce kabul gören tanımı şudur: zeka karşılaşılan engeli aşabilme, problemi çözebilme yetisi/yeteneğidir.
zeki bir insan için sorun tam da burada başlıyor zaten. sokakta yürüyen, yolda araba kullanan, markette alışveriş yapan düşük veya normal zekalı bir kişi ile aynı ortamlarda bulunan üstün zekalı bir başka kişi sosyal olarak ve kanunen eşit görülür. bu zahiren çok önemli bir soruna yol açmaz gibi görünse de aslında üstün zekalı bireyin aleyhinedir. çünkü ondan daha az zeki kişi, illegal konuma düşülene kadar, yelpazedeki bütün olumsuzlukları üstün zekalı kişi aleyhine kullanabilir (örneğin trafikte aptalca hatalar yapmak, market arabasını kontrol edemeyip zeki kişiye çarpmak, elindeki sivri objeyi yanlışlıkla zeki kişiye batırmak, yere tükürmenin normal olduğunu zannedip zeki kişinin geçeceği yere tükürmek, yerleri pervasızca ve hoyratça süpürerek zeki kişinin tüberküloz basili solumasına neden olmak, zeki kişi ile aptalca tartışmalara girip yenileceğini anlayınca en son dayakla tehdit etmek vs..). oysa üstün zekalı kişinin kendisinden daha az zeki kişiler ile arasındaki farkı ortaya koyacak çok az enstrümanı vardır elinde ve tanrı’nın kendisine verdiği bu çok önemli hayatta kalma aracını doğru dürüst kullanamadan sıradan bir bireymişçesine evine döner akşamları.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?