eski yıllardan bi gün, hava bulutlu mu bulutlu, yağmurlu mu yağmurlu, karanlık mı hayır! biraz sisli. sokakta apansız bir koşuşturmaca, nemli taşlı yollar. derme çatma bir yapının önünde gürbüz bir insan kalabalığı, hepsi gaz kuyruğuna girivermişler. yüzünde kasvetli bir bakış, başında kasketi ve kucağında minik bir kedi yavrusu olduğu halde kalabalığa doğru yaklaştı beyfendiliğini takınarak sıranın ortalarındaki göbeklice adama doğru ilerleyerek;
- abi şu minik kediyi iki dakika yerime sevebilir misin? içeri bi bakıp çıkacam.
- siktir götöş! eşşek başı mıyız biz burda, sabahtan beri sıra bekliyoruz. sevemem ulan sevemem kimsenin yerine sevemem, gel sen benim şeyimi sev! töğbe töbe
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?