yasakli

bazen özlemin yollara düştüğü anın, bazen çekip gitme isteğinin belirtisidir.
hayat denen zaman boşluğunda asılı kalır insan....

erkeklerin bazı kadınlardan hoşlanmaması kadar normal bir durumdur.

masalın gizinde kahraman olmanın şartı olmadan, bir figüranın vuslata imza atmasını düşündürür.
ve hakkıdır masalının sonuna gömülmek...

yapımcı,senaryo,yönetmen: m.kutay yılmaz
oyuncular: m.kutay yılmaz,bartu akın,d.emel tokgöz

hayatı ıskalama şansınızı elinizden alan bir kısa film ...

’’beyaz bir akdeniz evinin duvarında, kanatlarını kaşırken bir insanoğlunun ölümcül bi hareketle elini kaldırdığı anda o ele yakalanmadan uçup kaçabilen bi böcek.. sinekler.. 360 derece görüş açısına sahiptirler.. yani biz insanoğlunun tabiriyle arkalarını da görürler.. bu kıskanılacak bi durum olabilir.. kimbilir.. nasıl olurdu dünya arkamızı da görebilseydik..

geri kalmış ülkelerde açlıktan ölmek üzere olan insanların ağızlarının, gözlerinin içinde görürüz onları.. gelişmiş ülkelerin sefalet simgeleridir onlar.. bir ’’ne zaman bitecek bu sömürü?’’ sorusudur.. onlar aklın her zaman işe yaramayabileceği gerçeğinin somutlaşmış örneğidir.. insanoğlu doğadaki en zeki canlı olsa da, bir sinek kadar kolaylaştıramadıktan sonra hayatını.. bu neye yarar ki?

belkide bi sinek kadar mutlu olmak vardı ’’mutluluk’’ diye bir düşünce olmasaydı.. eğer düşünceyse yaşam.. güçse.. ve soluksa.. ve yokluğu ölümse düşüncenin.. öyleyse ben mutlu bir sineğim.. ister yaşayayım.. ister öleyim.. ’’

insanı son sınıra getiren, tek kelime ettiğinde çıldıracağını düşündüren cümlelerdir aslında...

+ya bi sus!
+iki dakika saçmalama!
+bi süre görüşmeyelim istersen!

çay mı, reçel mi içiyo diye düşündüren eylemdir.
bunlarım 8-9 tane atanlarıda mevcuttur. şekerlerin hepsi bir seferde bardağa sığmadığı için erite erite atarlar şekerleri. arada canları sıkılır bitanede ağızlarına atıp yerler. ilginçdirler. psikoljik tedaviye ihtiyaçları vardır.

yaşanan hikayelerle yaşamadığımız hikayelerin toplamı....

göbeğini tutup "şiştim ulennnn" diye yakınan çözeltidir.

beni çağıranlar, siz şimdi beni gerçekten anlamışmıydınız?

erkeklerin %90’nının bu durumda yüz güzelliğinden çok kızın yatakda iyi olup olmadığına baktıklarını düşünürsek onlar için çirkin değil hatta mükemmel kızlardır. ha bu her çirkin kız yatakda iyidir demek değil tabi ama erkeklerin önem verdiği ilk durum budur!!!

düdüklü tenecere
teflon tava
sıpa
şeker topağım

+anneeee!!!
-...
+anneeeeee!!!
-...
+annnneeeee baksana yaaa!!!
- entry yazarken bağıran çocuğu öldürmek...

insanların kedini beğenmişliğinin faturasının kesildiği talihsiz süs eşyası.

erkeklerin peşinden koştuğu bayanların ise öle olursam kıymetim bilinir diye düşündüğü kadın tipidir. ilginçtir!

insanı kendine düşüren, çeliştiren durumdur.kırılan parçalar toplanmaya çalışılır ama bir avuç yalnızlık kalır avuçlarda...

(bkz: hem kel hem fodul)

ya harika olmuş... emeği geçen herkesin yüreğine sağlık.
gün içinde ki ilk tebessümün sebebiydi.

türban özgürlüğünü savunanlara ve %46’lık oy pusulasını dolduran kendi halkına cahil cühela takımı ve daha birçok hakareti eden insanların aydınlığını tartışmak gerek doğrusu.
üniversitelerimizde okuyan bayanlara ve onları yetiştiren anne babalara kimsenin hakaret etme hakkı yok.üstelik kuru lafa insanların karnı tok artık.
başını kapatmak istemeyen bayanlar nasıl özgürce her istediği yere girebiliyorsa başını kapatmak isteyende girsin zararı ne?üniversiteye mesleki eğitimini almak için giden bir bayan fakülteye türbanıyla girdiğinde devletimiz mi bölünüyor? yapmayın ya bunlara artık çocuklar bile inanmıyor.amerikanın kuklası olan birileri zamanında empoze ettikleri fikirlerle hala oltalarında sallandırıyorlar bizi.türbanlı türbansız tüm insanlar türkiyeyi nasıl daha ileriye götürürüz,bizi bir lokma edip yutmak isteyen ülkelerin karşısında nasıl daha güçlü oluruz diye çalışmak yerine,birbirimize düşmek niye?

bu kadar çok şey yazılırken nasıl oluyorda türbanlı bayanlar olmadık şeylerle suçlanabiliyolar.bugüne kadar kaç türbanlı bayanın cuma günü ders olmasın, sınıflar haremlik selamlık olsun, erkek hocadan ders dinlemem vb. şeylerle gündem oluşturduğunu gördünüz.kimse kendi ucuz korkuları yüzünden yada inanmadıkları yüzünden saçma iddalar sunmasın.ayrıca sanki ortalıkta dolandırıcılık,seri cinayetler,hırsızlık yada her nekadar pislik varsa hepsini türbanlılar yapıyorda açıklar sütten çıkmış ak kaşık.size doğru gelmiyor diye herkes başını açmak zorunda mı? üstelik okullarda diz üstünde etekde yasaktı efendim.ama isteyen bayanlar bir karış etekle girebiliyordu fakültesine. neden kimse sesini çıkarmıyordu? birşeylere karşı çıkarken olmayan şeylerle suçlayarak, yok efendim etrafımızı karanlık basıyo, aman şeriat devleti kuracaklar ağıtları yakmayın. bu cumhuriyet kurulurken cephelerde savaşan kadınlarında başları kapalıydı be hepsi hala saygıyla anılıyor. bugünde cumhuriyet tehlikede savaş var denildiğinde türbanlı bayanların hepsini cephede görebilirsiniz.laikliği beyinde değilde türbanda arıyanlar otursun birdaha düşünsün. cumhuriyetin kurucusu atatürk sizler gibi düşünüyor olsaydı bugün bu devlette olmazdı.dediğim gibi düşünün ki karanlık nerden geliyor bulasınız...

bir şeyi hatırlamaya çalışırken alt dudağını çekiştirmeye başladığı hali...