aşkın ötesinin varolup olmadığının "bir bilene sorma" metoduyla bulunmaya çalışılmasıdır, en azından demir demirkanın şarkısında böyle geçmektedir. demir demirkan öyle dediyse vardır bir bildiği, bize sormak düşer; hepimiz müsait bir zaman aralığında, cıbıldak vaziyette iken, dönüp belimize sormalıyız.
nasıl bilgiç yapıldıkları ciddi bir muammadır.
levent yükselin seslendirdiği parça;
üzgünüm gidenler için
üzgünüm bitenler için
sadece çok üzgünüm dargın değilim
nolur sende beni affet
kahır değil bu kıyamet
cezamızı çekiyor gibiyiz
belki de nihayet
bir gün çalınırsa kapımız
tekrar anılırsa adımız
o zaman sarılır kanayan yaramız
günahlar, günahlar, günahlar
gün gelir zaman bizi aklar
yıkanır ihanetler
yıkanır ahlar
üzgünüm gidenler için
üzgünüm bitenler için
sadece çok üzgünüm dargın değilim
üzgünüm gidenler için
üzgünüm bitenler için
sadece çok üzgünüm dargın değilim
nolur sende beni affet
kahır değil bu kıyamet
cezamızı çekiyor gibiyiz
belki de nihayet
bir gün çalınırsa kapımız
tekrar anılırsa adımız
o zaman sarılır kanayan yaramız
günahlar, günahlar, günahlar
gün gelir zaman bizi aklar
yıkanır ihanetler
yıkanır ahlar
üzgünüm gidenler için
üzgünüm bitenler için
sadece çok üzgünüm dargın değilim
koç yumurtası yemek...
lezzetli olan her şeyin tadına bakılması gerekir; hayvanların da sadece kırmızı veya beyaz eti leziz değildir, başka yerleri de gayet keyifle yenebilir. hayvanların hem iç hem dış lezzetli olan bütün organlarını yemeliyiz bence, yiyin gari!
(bkz: euripides)
"bakhalar" isimli oyunun da yazarı olan eski yunanda yaşamış oyun yazarı ve ressam.
dans ve şarapla ayinlerini tamamlayan bir nevi dergah mensubu denebilecek şarap ve coşku tanrısı dionysosa tapan halka verilen ad.
(bkz: bakhalar)
anne: yecüc olur mecüc olur, aman annem sakın açma kapıyı!
çocuk: ya of anne of of of!
çocuk: ya of anne of of of!
"yav şu estergon kalesi de ne heybetli, ne destansı, ne de güzel tarih dolu, atalarımız.. aaahhh!!! ısırma ulağğn!"
olabilecek en hayırlı şeydir bir erkek adına. fazla radyasyona maruz kalmanız halinde ensenizde üçüncü bir göz, alınınızda sıfır kilometre bir kulak sahibi olmak istiyorsanız tabii o ayrı.
"ulan hani tazeydi bu hıyarlar, pörsümüş yumuşamış hiç tat vermiyolar. senin gibi manavın ben ta..."
(bkz: ağıza biber sürme butonu)
(bkz: baba evi)
"keşke yayında olaydı da dinleyeydik şimdi" diye şuan andığım radyodur.
tabanında trenlerin üzerinde durabileceği demiryoluna benzer raylar bulunan feribotlardır.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?