stscan

alakası yoktur.buzparmak gerçek bi dondurmadır.çikolata ve vanilya istenmediği anda derde en büyük devadır.yürü buzparmak yürü.

ne bitmez tükenmez abilerdir onlar ya.hay abinin ... derim her seferinde!

yemek yerken ekmekle selpak misali ağızı silmek--tanıdığının üstüne araba sürmek--her taksi şoförünün "biz ekmeğimizin peşindeyiz abi" demesi--minibüslere ev kliması takmak--kumandaya poşet gerçirmek--tv’nin önündeki tuşlara dokunmamak--yabancılarla el işaretlerini kullanarak bağıra bağıra türkçe konuşmak--real madrid marjinalitesi yapmak--erkek evlatlara pipiyi göstertmek--dünyanın bizden korktuğunu düşünmek--araştırmamak,sorgulamamak,kabullenmek,cehaletini alaycı tavırlarla kamufle etmek--plastikten kaşar yapmak--baklavada bezelye ezmesi kullanmak--sulu bira satmak--arabaların lastik logolarını sökmek--suda gereksiz balina sesi çıkarmak--çatalı kürdan niyetine kullanmak--insanlara öldükten sonra değer vermek--nazım’a hala vatan haini demek--komünizm’e kominizm demek--dünyanın en iyi damak zevkine sahip olmak--mizahı en etkili şekilde kullanmak--misafire zorla yemek yedirmek--kabından çıkarılan cd’nin altına bakmak--korsan çeşitliliğiyle takdiri haketmek--kamu kurumlarında veznedardan azar işitmek--askerlik anılarında mutlaka "komutan’ı dövdüm"ya da "hiç dayak yemedim"demek...

1.bilsözasyonel olabilir.

bu sene istisnasız gittiğimiz her yerde çalan sevmediğim şarkı.gereksiz bi mix’i de var.klip desen ondan berbat.dinlemeyin derim...

kolera,tifüs,difteri,dizanteri,hepatit serileri,aids...ne ararsanız vardır ödünç halı saha ayakkabısında.ekşimiş çökelek ve sıcak doritos esanslı kokusu ömürden ömür götürür.tekrar kullanımı mümkün olmadığı için acil yokedilmesi gerekir.

bu durum paralaks için asla değişmez.paralaks arkadaşımız mutlak suretle tokalaşır ve cap cup öper.kişi ve mekan gözetmeksizin devam etmiştir bu.

bi gün dünyada önde gelen bira markalarının sahipleri zirve yapmış.toplantı devam ederken garson herkese ne içmek istediklerini sormuş.amstel’in sahibi bana bi amstel,carlsberg’in sahibi bana bi carlsberg,beck’s’in sahibi bana bi beck’s getir şeklinde devam etmiş.efes’in sahibi bana bi kola getir demiş.garson ve oradakiler şaşırmış ama belli etmemişler.toplantı bittikten sonra garson efes’in sahibine sormuş:
garson-herkes kendi içeceğini isterken nden siz kola istediniz?
efes’in sahibi-bilmem baktım kimse bira içmiyo ben de ortama ayak uydurim dedim kola istedim!!!

s.m.u.r.f
socialist men under a red father

görüntü,ses,efekt,kostüm,dekor,ışık...
her şey tek kelimeyle mükemmel!!!
ama gerçeklik?
yok!
olsun yine de avrupa sinemasına ya da kısa filme tercih ederim.

bilgisayar daha doğrusu harddisk izleme sistemi,ağı.promis sayesinde herkesin bilgisayarına sızılabilir ve istenilen bilgi elde edilebilir.promisten kurtulmanın tek yolu eş değer teknolojiye sahip olmaktır ya da eş değer zekaya.

şu anda bile sizi izleyen ve dinleyen birimdir.inanmıyosunuz di mi? monitörlerinizin içinde ne var sanıyosunuz?sadece görüntüyü yansıtan devreler mi?bi daha düşünün.yaaaa

o ne abi? sözünü ülkeye yayan kişidir ayrıca

kesin golfçüdür,kaçarı yok.özellikle iki kişi golf sahasında şirket görüşmeleri yaparken biri sürekli oynar diğeri izler ve "hmm iyi atış" falan der.diğeri de ona uyuz olacağı şeyler teklif eder ve gıcık bi gülümsemeyle topa vurur ve aynen şöyle der:
"şah ve mat hahahahaha"
olay bundan ibarettir.

kendileri de benim sevgilim olur!

izmitteki türevleri pişkinlikleriyle hayatımızı karartmıştır.depremden sonra iyice azıtan emlak çetesi,merkezde iskambil kağıdı gibi birbirinin üstüne devrilmiş binalar için keko ya da muhtaç öğrenciler arar.yaptığımız tespite dayanarak şunu söyleyebilirim:izmitte eğer bi binada 1den fazla boş daire varsa o bina kesin hasarlıdır.dolayısıyla merkezde ev yoktur.varsa da çok pahalıdır.o yüzden dünya bankası,bayındırlık,toki,akçakoca,sarper gibi konutlar tercih edilir...

babamın tanık olduğu bi yaran diyalog
ben yokum babam dükkanda.iki müşteri arasında konuşuyo:

müş1-al abi çiğ köfte ye
müş2-yok abi sağol benim kolestrolüm var
müş1,yaaavvv sen bunu ye,onu da sonra yersin!!!

dükkandayım oturuyorum.dozerin biri geldi.ntv’yi açtım,formula1 var.michael schumacher lider götürüyo yarışı.neyse çocuk başladı soru sormaya

doz-vay formula.dünya şampiyonası mı abi?
sts-? (yok avrupa kupası!dicektim ama düşünmekle yetindim)evet
doz-abi schumacher ya 1 numara
sts-evet
doz-barichello mercedesteydi di mi?
sts-hayır o ferrari’nin 2.pilotu
doz-e peki mercedesinki kimdi?
sts-raikonen
doz-haaaa tabi ya "konen"di doğru ya

anladığınız gibi dozer kahramanımız "kimi raikonen"’i "rai-konen" şeklinde algılıyo.tanıyomuşcasına da konnen ya falan diyo...komedi saniyelerdi ama.

futboldan anladığını zanneden çoğu kişinin "real madrid bu sene gruptan çıkamaz" savının redjurist tarafından tespit edilmesiyle birlikte bilimsel değer kazanmış teori.real madrid marjinalitesi bugün öngörü yapmaya çalışan insanların yaptığı şey anlamına gelir.bu kişilerin yaptığı da aslında sallamasyondur başka bir şey değil.

marjinalite avcısı kardeşimdir kendisi.real madrid marjinalitesiyle devrim yaratmış ve akımın öncüsü olmuştur.satış teorilerini geliştirdiğimiz yılları hatırladım şimdi.hey gidi günler hey...sessiz sinemada "bilgisayar"ı anlatışı görülmeye değerdir.yalandan muhabbetleri çoktur.kötü gün dostu iyi gün dozeridir bazen.ama ağlamasın diye dozer kısmına şaka dicem şimdi.şaka şaka!
zekası hala şaşırtmaktadır beni.garip ama süper tespitleri vardır.bol demli çatı katı muhabbetleri dinlemeye değerdir.kısca kardeşim redjurist işte...