sipsi

#1083860

bahsi geçen entrysi tarafımca verilen muhteşem oyu ile suphenin istediği mertebeye getirilmiştir.

(bkz: bir adalet kılıcı olarak sipsi)

peptik ülser tedavisinde kullanılan bu ilaç, aynı zamanda ağızda çıkan aftlarda gargara yapılmak suretiyle 2-3 gün içinde etki göstermektedir. bunca yıldır bu işin içinde olan bir insan olarak aft tedavisinde kullanılabildiğini yeni öğrenmek de benim ayıbım oldu, evet..

(bkz: nobody s home)

pek hazin bir durum. elini uzatırsın, yakalayamazsın, sabah hüznüne daha da bir hüzün eklenir. dört bir tarafın hüzün denizi olur, ruhun denize paralel uzanır falan.. garip şeyler bunlar..

kendimi bildim bileli mhp’ye oy vermiş bir insan olarak, kendisine oy vereceğim bu seçimde. ilçemde de chp’nin adayına basacağım eveti. çevremdeki bir çok insan da böyle yapacak ancak, sonucun değişeceğini düşünmüyorum. ne yapalım, en azından karınca misali safımız belli olsun..

tümünü göster butonu gibi bir şey. solda o gün yazılan entryi okuduktan sonra en altta böyle bir buton olsa, tekrar sol frame e gidip tıklamak zorunda kalmasam mesela. mouse u sola götürmek yorucu bir şey gibi geldi bana.

(bkz: bir üşengecin günlüğü)

sadece tadı değil kokusu da muhteşem olan içecek. bir eve, işyerimde bir odaya, -ya da işte herhangi bir yere ne bileyim- girdiğimde kokusunu alırsam, orada yaşayan ya da çalışan insanların böyle bir sıcakkanlı, hayatımda mutlaka yer alması gereken birileri gibi olduğunu düşünüyorum. öyle de kaynaştıran bir kokusu vardır işte..

canımın içidir. yurtdışına çıktığımda en çok özlediğimdir ülkemdeki gibi demlenen çay. allah yokluğunu göstermesin.

(bkz: nesnelere aşırı anlam yüklemek)

dizimagin kapanmasından sonra bulduğum, dizi izleme sitesi.

fena değil gibi, bilemedim..

zenmate sayesinde varlığını bile hissetmediğim engelleme. yalnız o korku var ya, nasıl bir korkuysa artık.. bekliyoruz bakalım.

son girdiği 50 entrye göz gezdirdiğimizde; uefa avrupa ligi kura çekimlerinin sonucunu, elena tambini’nin kim olduğunu ve hatta kırım’da yaşanan son gelişmeleri öğrenebiliriz. daha da yazacaktım da üşendim. sözlüğe yıllarını vermiş, sevdiğim yazarlardan biridir. ben eleştirinin yapıcılığına yıkıcılığına değil de, iddianın doğruluğuna bakıyorum ister istemez..

dergi, gazete, reklam vs için geçerli olan ama hayatın her alanında geçerli olmayan şey. hem kişiyi hem kişinin eserini ucuzlaştırıyor kimi zaman. şöyle açıklamaya çalışayım:

mesela geçmişten bugüne en iğrenilen entrylerimden biri şudur:

"dürüye nin güğümleri/(entry $u $ekilde)

seksidir.

(bkz: her şeyi sekse bağlamaya çalışmak)
(bkz: hayatta her şeyin bir şekilde seksle alakalı olması) / (-2 puan)"

geçmişten bugüne en beğenilen entrylerimde de seksi çağrıştıran bir çok giri mevcuttur. peki bu durumda direkt seksten bahseden entryimden neden iğrenilmiştir? bunun sebebi sanırım çok "kör gözüm parmağına" olması, çok yavan kalması..

oysa ki bir esere ufak ufak serpiştirilmiş seks banal durmaz, eseri zenginleştirir, insanların ilgisini çeker.

mesajlı entryme burada son verirken hepinize seks dolu günler diliyorum..

bu entryle birlikte bu başlığa girilen 15 entrynin 5 tanesinin şahsıma ait olmasını fark etmeme müteakip, boyun tutulmasının ciddiye alınması gereken bir şey olduğunu ve acilen doktora gitmem gerektiğini anladım.

aylar aylar sonra sözlüğe girip arama şeysine alelacele boyun tutulması yazıyorsam eğer, bu iş artık ciddileşmiş demektir, hıhımm..

kansere, multipl skleroza çare bulunsun elbet, elbet bulunsun, ama buna da acilen bulunsun.. acilen..

entrymi burada sonlandırırken, duştan çıkınca saçını kurut, geçen sene yazmışsın zaten, diyenlerin her yerinden öpüyorum..

freud’a göre rüya bir dilek gerçekleşmesiymiş ya, kendisine allahtan rahmet, sevenlerine başsağlığı dilerken öldükten sonra yorumunu dinlemek adına öbür dünyaya gülücüklerimle bu entryi yolluyorum:

freudcuğum;

rüyamda sağanak yağış altında bir bankta oturmuş, yağmura rağmen ıslanmayan bir kitap- il pendolo di foucault- okuyorum. kitabı orijinal adıyla yazmamın sebebi sana hava atma çabalarım değil, kitabın adının orijinal dilinde, sayfalarının ise türkçe olması kaynaklıdır.

neyse sonra içimden ray’i arayayım diyorum. başımı bir kaldırıyorum ki ray elinde bir şapkayla karşımda duruyor. aha, diyorum içimden, tavşan da çıkarsa tam olacak. yanıma yaklaşıp saçlarımı okşuyor, kulağımın arkasından para çıkartıyor.

parayı kapıp koşmaya başlıyorum. koşuyorum da nereye koşuyorum? zekama yakışır şekilde denize doğru..

bir uyandım ki freudcuğum nefes alamıyorum. boğuldum mu boğulacak mıyım anlamıyorum.
öyle işte tatlışım, öpüyorum bal dudaktan.. yaşlısın vs ama fena değilsin, giderin var yani..

sosyal medyada verdiğimiz telefon numaralarından bize ulaşan ve yardım için mis sokak’a gitmemizi isteyen kişilere ulaşmak amacıyla kurduğumuz klinikten çıkıp nasıl gideceğimizi bulmaya çalışırken, bir polise kimliğimizi gösterip ’doktoruz, yaralı insanlar var, buradan çıkabilir miyiz?’ dedik. polis çıkın çıkın yukarı çıkın buradan dedi ve bizi direkt üzerimize nişan alan iki polis grubunun arasında bıraktı! savaşta bile yaralılar toplanıyor, bu nasıl bir vicdan, bu nasıl bir kana susamışlık anlamadım. mahsur kaldığımız için yardım isteyen arkadaşı arayıp ’biz gelemiyoruz’ dediğimizde kendisinin çaresizlikle ’yapma, gerçekten mi?’ deyişi kulağımdan gitmiyor. yazabildiğim kadar çok yere yazıyorum. yazıklar olsun..

harbiye orduevi direnişçileri içeri alıyor şu anda. fitaş önünde de gaz maskesi dağıtılıyor.

#1004341

şu entry i okuduğumdan beri yani yaklaşık 2 senedir olmak için çabaladığım şey. beni önersinler diye bütün yazarlara kadın erkek ayırmadan cilveler yapıp umut verdim, yeri geldi öpüştüm, yeri gelmese de seviştim.. en sonunda indy le gerekli görüşmeleri yaptım, ’evime gel moderatör yapacağım seni’ dedi, başıma gelmeyen kalmadı.. ’bir kaç sene daha ver bana, daha sözlük buna hazır değil’ dedi en son, sigarasını yakarken. bakalım bekliyorum..

şöyle bir şey çıkıyor bende, hiç anlamadım. ben neredeyim ya? yokum ben.. bismil..

edit: düzeldi şimdi. amin.

online uyeler

ladycapulet (5. nesil bilgic) [msg] [kim]

$u anda yonetimden

jedi,
0 moderator,
1 bot(genelde gorunmez bu),

uyelerden ise

0 gammaz,
1 bilgic,
0 comez,

uyelerden toplam 1 ki$i sozlukte at ko$turuyorlar.

(bkz: 8.10 vapuru)

’sesinde ne var biliyor musun
söylemediğin sözcükler var
küçücük şeyler belki
ama günün bu saatinde
anıt gibi dururlar

sesinde ne var biliyor musun
söyleyemediğin sözcükler var.’