killikurabiye

tepeden basık, yumurta gibi, oval, elipsoid anlamında trakya civarında kullanılan bir sözcük.

bir yayın formatı ya da renk kodlama sistemi. gavurcası: phase alternating line. analog bir formattır. dünyada en çok kullanılan sistemdir. sonra ntsc gelir. 625x405 (4/3) formatına sahip bu görüntüler, son yılların moda hd televizyonlarında söbü söbü görünür.

(bkz: kerhane tatlısı)

gazete haberine yapılan yorumlardan biri: "ayran uyutan bir içecektir..ondan demiştir."

e şimdi biz bu metaforu (ya da espriyi, artık siz ne derseniz) görebiliyoruz da millet nasıl göremiyor.??

(bkz: aziz nesin)

göt hapı

eşşek s*kenlere de denebilir(mi?) zira bir kızılderili atasözü der ki: insan sevdiğini s*kermiş.

kimine göre kımız, kimine göre rakı. kimi de ayran, meyva suyu, şalgam deyip bokunu çıkarır. meşrubattır olm onlar, içecektir. içki alkollü olanına denir.

kaliteli bourbon en iyisidir.

(bkz: seray sever)

kimine göre bir lezbiyen, kimine göre osbir mahkumu bir abazan, kendine göre mutsuz bir ev orospusudur. kocasından başkasına vermese de beyninde, kafasının içinde düzüşmediği erkek, kıvıramadığı pozisyon yoktur. sanırım kendine göre şahsını orospu yapan neden de budur. düzüşmeyi pek bi sever ama ayın 25 günü kayıp olan kocası (muhtemelen pazarlamacı ya da tırcı) nedeni ile bunu fiziksel olarak değil de anca kafasının içinde yaşar, yardımcı ekipman olarak da parmak, dildo, salatalık, havuç kullanır. bir yerde, aslen yazdığı hikayeler için malzeme toplama amacıyla orada olduğunu yazmıştı. buradan yola çıkarak aslında gerçekte böyle birinin olmadığını, enişteme verdim, kuzenime çaktım, yengeme gömdüm, otepiste yardırdım dadındaki çokuncu sınıf hikayelerden belki bir tık daha kaliteli olmaya çalışan hikayelerine malzeme toplamak için uğraşan biri olduğunu düşünebiliriz. belki de hem mutsuz, hem orospu, hem de hikaye yazan biridir. çok merak eden gugıl efendiye bi sorsun, yazamayacam sayfasını buraya

dünyada tekdir. legal/uygun/etik olup olmaması önemli olmamakla birlikte; yaratıcı çözümler üretmede üstüne yoktur. pratik zekanın sibernetik (hatta übernetik) halidir denebilir. örneklendirilebilir.

zamanı geçenleri de atılmaz, folyo yapıştırmada, hamur kazımada falan kullanılır. (bkz: türk aklı)

şimdi 40’lı yaşlarında olsa gerek.

özetle bazı nedenlerden dolayı inişi yapamama durumu. daha heyecanlı ve eğlencelisi için rejected take off

tayyarenin tekerleği. bilgiğimiz tekerlek işte; iniş takımı yani. öyle ahım şahım bi şey değil. ha teknolojik olarak karmaşık bir yapısı vardır (bissürü piston, mafsal vs) ama pırpırlar için düşünürsek altı üstü 3 sopa 2 tencere kapağı

öyle bir sistemdir ki: madem türksün göster ürksün mantığı ile ogs’den geçerken bagajdan, yırtık dondan çıkar gibi çıkıp plakayı sofra bezi/çarşaf benzeri bir şeyle kapatarak kaçak geçiş yapmayı ve yakalanmamayı başaran yurdum insanı, buna da özellikle eds için kessin bir çözüm bulacaktır. sitelere giriş o kadar sorun olmasa gerek; 3-5 kuruş aylığa kapıda kakırdayan güvenlikçiye bi 10 kaat atıp "al yiğenim bunna gendine bi malbuş, parlement neyin alın" dedin mi iş zaten çözülür.

metaforu boş verelim; sprey varmış, sıkıyormuşun plakaya, okuyamıyormuş kameralar... çözmüşler yani.

yurdum insanı işte.

içlerinden: "nol’cek, altı üstü 2-3 memet" diyecekler, biraz timsah gözyaşları akacak, gazeteler siyah manşet atacak, ve ne yazık ki milyonlar 2-3 güne unutacak...

öğrenci yurtlarının artık folloş olmuş şakalarından birinin başrol oyuncusu. enjektörle arkadaşın traş kremi çekilir, yerine tüy dökücü basılır. şaka uyduruk krem kullanılması halinde arkadaşınızın acil medikoya ya da revire yollanması ile sona erer.

kendini bukowskiye fazla kaptırmış olsa gerektir. (bukowskinin ölüler böyle sever adlı eserinde değinilir böyle bi şeye)

atatürk’ün; "türk milletinin karakteri yüksektir. türk milleti çalışkandır. türk milleti zekidir... türk milleti milli birlik ve beraberlik içerisinde güçlükleri yenmesini bilmiştir… türk milletinin tarihi bir niteliği de güzel sanatları sevmek ve onda yükselmektir. türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır..." diye betimlemeye başladığı, ancak günümüzde aziz nesin’in yaptığı betimlemeye daha fazla uyan (ve hak eden) milettir.

herhangi bir(kaç) günlük gazete haberlerinin yorumlarını ve arada bir bu yorumlara verilen yanıtları gözden geçirmek, durumun vehametini göz önüne serecektir.

öyle bir millettir işte. atatürk bu durumu görse idi bu milleti bu şekilde betimler miydi? sorusuyla yorar insanın beynini...

hayatın anlamıdır kimileri için. hele hele donanım forumlarında "paramın yedi bölü sekizine be fe üç için ultrada minimum 100 fe pe se verecek ekran kartı alacağım, ne önerirsiniz" diyen liseliler (çok pardon, liseliler o kadar ox olamaz, olmamalılar) ya da orta mektepliler doludur. ama bilmezler ki o dedikleri için gtx580 ilen sli ya da 6990 ilen crossfire yapmak zorundadırlar. bazen üzülür insan bu yavru öküz beyinlilerin asgari ücretle çalışıp evine ekmek götürmek için götünü yırtan babalarını düşündükçe. yok parayı kendin kazanıyorsan o ayrı, quad cross yap, 150 fps al. o zaman saygı duyulmalıdır...