gerzekparatoneri

geçen sene olduğu kadar eğlenceli atraksiyonlar beklemekteyiz sözlükten 1 nisan için. hayırlısı artık.

yaş sınırı düştükçe hoşlanma sınırımın da daraldığı mekan. eskiden pub diye giderdik biz. şimdi anlayamadığım bir şekilde değişmiş ve sanki o eski albenisi kalmamış. mekan aynı mekan halbuki. çoluk çocuğun doluşmasından mıdır nedendir bilemedim ben. hey gidi gençliğim hey...

x kişi gp ile buluşmak üzere sözleşmiştir. fakat gp nin telefonu bozuktur. x kişi gp ye sorar...

x : numaram hala duruyor mu sende?
gp: telefonum yok ki numaran olsun??!!
x : hımmm?....
gp: sen ver numaranı bana ben seni ararım müsait olduğumda.
x : veremem...
gp: ??!!!
x : veremem çünkü ben de bilmiyorum heuheheh.
gp: gülsem mi ağlasam mı bilemedim...
x : buldum! ev telefonunu çaldırayım?!!!
gp: zekice. telefon görüntülü olsaydı tam sonuç verirdi. sorabileceğin kimse yok mu oralarda numaranı bilen? ya da msn de?

başka pencerede gerçekleşen asıl diyalog ise şöyledir;
x : benim numaram kaç lan?
z : 05........ çaldır lan beni.
x : çaldırdım.
z : al senin numaran 05.........

sanırım bir insanın kendi numarasını öğrenmek için verebileceği uğraşın zirvesidir bu.

sol frame e göz gezdirirken gördüğüm ve ’oha ankete bak kendini aşmış’ diyerek çığlık attığım başlıktır. işin aslı öyle değilmiş. bir tık ile tüm önyargılarımdan kurtuldum. teşekkürler sözlük.

bu tür hastalar kendilerini ölümcül hastalıklara yakalanmış gibi hissetmeye bayılırlar. genelde kanser olurlar. duruma göre değişkenlik göstermekle birlikte çok öksürdüklerinde verem bile olabilirler bunlar. evlerden ırak olması beklenen kişilerdir. zira bu denli bir ruh hastasıyla yaşamak kişinin kendi ruh sağlığı için tehlikedir.

dişi kişi tüm şirinliğiyle, kendisini ölme fikrine inandırarak sorar...

- aşşkıımmm ben ölürsem ne yaparsın?
+ o nasıl soru öyle aşkım? ben de yaşayamam. senin olmadığın dünyada benim ne işim var?
- ya ya tabi! böyle dersin ama ben ölünce de 3 gün üzülür sonra takarsın koluna başka birini di miii??
+ haydaaa!!! öyle şey olur mu sevgilim? 3 gün olur mu hiç? elbette daha uzun sürer matemim.
- al işte! kendi ağzınla söyledin. az önce ben de ölürüm dedin, şimdi de daha uzun olur diyorsun... ühüüü ühüüüü...
+ öyle demek istemedim ama hayatım! (iç ses: buldun belanı oğlum. hadi bakalım)
- ne demek istedin peki? söyle, söyle hadiii!
+ aslında şey demek istedim. şeeyyy...
- biliyordum zaten beni sevmediğini. bizimki öyle büyük bir aşk değil naci. ühüü ühüüü... (ve ardından bitmeyen hıçkırıklar eşliğinde sayıklamalar gelir)

ps: görüldüğü üzre bu soru oldukça tehlikeli bir sorudur ve bunu soran dişi muhtemelen kavga istiyordur. soruyu duyduğunuz an önemli bir işiniz falan çıkabilir ya da o an bir ağrı saplanabilir beyninize. ya da durun en iyisi siz ölü taklidi yapın...

3 boyutlu olmasına rağmen hiçbir boyut verilememiş film. fazla beklentiyle gidildiğinde hayal kırıklığına vesile olabilir ayrıca.

bestesi ve guftesi yusuf nalkesen’e ait, kurdilihicazkar bir sanat muzigi eseridir ayrıca.

ne o bensiz edebilir
ne temelli gidebilir
bende öyle, bunu bilir
sade gozden iragiz biz
alev alev ceragiz biz
ayrilsak da beraberiz

gun olur ne arar sorar
gizlenir de beni sinar
bilirim ki ici yanar
sade gozden iragiz biz
alev alev ceragiz biz
ayrilsak da beraberiz

bazi gunler hep naz eder
hem kuser hem niyaz eder
sanirsin sahiden gider
sade gozden iragiz biz
alev alev ceragiz biz
ayrilsak da beraberiz

sabaha kadar sinava calisilir, yatmadan once elli bin defa sinav saati kontrol edilir. zaten hepi topu 2 saat uyunacaktir, bir guzel uykuya dalinir. sinav saati 11’dir. okul-ev mesafesi ise 1 saat 15 dakika. neyse 9’da uyanilir, saate bakilir, sinavin kacta oldugu dusunulur. kisi kendi kendine sinavin saat 1 de olduguna karar verir, kafasini tekrar yastiga gomer, uykuya dalar. sicrayarak uyanip saate baktiginda artik hersey icin gec oldugunu fark eder. yapilacak bir sey yoktur. pasa pasa kalinir o dersten. final hanesine kocaman harflerle ’g’ yazildigi goruldugu zaman ise kendisini 12. kattan atsa yeridir o sahis. hak etmistir...

an itibariyle baslamis yarismadir. moskova’da acaip bir sahne ve dekor hazirlanmis bu yarisma icin. bugune kadar hazirlanmis en buyuk sahneymis ayrica. hadise’yi bekliyoruz biz tabi merakla. bakalim yari finaldeki kotu sesiyle mi cikacak yine. hayirlisi.

bestesi bimen sen’e ait hicaz makaminda bir turk sanat muzigi eseri.

omrum artar sana baktikca perestisle benim
canimin cani misin, ruhu musun suh-i senim
seni sevdikce sifayab oluyor hasta tenim
canimin cani misin, ruhu musun suh-i senim.

guftesi avran naum, bestesi bimen sen’e ait bir hicaz eser.

firkatin aldi bütün nesve-i tabim bu gece
aglamaktan yine zehr oldu sarabim bu gece
tasti peymane-i gam, kalmadi sekvaya mecal
mihverimde dolasir lesker-i enduh-i malal
hep senin askin ile boyle harabim bu gece.

bir ornek olarak; ’kuveti doldurdu yorgunlugunu atiyor’ evet ben gordum bunu. hatta abartip ’kuveti doldurdu az sonra hede hodo gelecek, birlikte kuvet keyfi yapilacak’ cinsi kisisel iletiler bile gordum.

yahu arkadasim, guzel insan, sevgi yumagi kime ne senin kuvetinden, yorgunlugundan, gelecek olan sevgilinden, fantezilerinden?

illa herseyin bokunu cikarmak lazim ama degil mi?

slkl kontroller munasebetiyle zor gunler yasayan dolmus soforu abilerimizden biri surekli olarak arkasina donup yalvarir bir edayla ’nolursunuz yardimci olun, egilin. bakin parasinda pulunda degilim, ehliyete puan isliyor puan’ deyince yardimsever insanimiz hemen olayi kendi gorevi ilan etmis, sofor abi daha agzini acmadan egilip kalkmaya baslamistir bile. iste yine bir yalvarma esnasinda onundeki bayanin neredeyse uzerine cullanan bir delikanli, sofor abisine seslenir;

- abiiii, tamam anladik ama ne zaman kalkicaz ayaga? bayan telef oldu .

sofor abi tamamiyle polis hedefine yogunlastigi icin mi yoksa gercekten esprili bir insan oldugu icin mi bilinmez ama asil bombayi gecikmeden patlatir;

- hadi aslanim, bir avazda aslanim, nefes alip ver gecicek aslanim. hadi biraz daha dayan...

-???!!!!

peki simdi bu dolmustaki insanlar yarilmasin da ne yapsin?...

biraz daha karistirirsak birbirimize denk gelip anlayamadan birbirimizle kafa bulacagimiz hadisedir bence.


edit: bu hintli kimse itiraf etsin!!!!

her sabahki rutin kontrollere alismis anne gp o sabah firsati yakalayip atak davranir ve mesaj atar;

- neyap.

aynen boyledir mesaj ve anlam verilemez. o sebeple cevap verilmez. akabinde gecen bir saat sonunda anne gp dayanamayip tekrar mesaj atar;

- neyap. diyz sana. anneler soru sorunca cevapverilir.

ve dayanamayip mesaj atilir;

- ne dedigini anlasaydim cevap verirdim. ne demek o anne?

cevap gecikmez;

- neyap demek ne yapiorsun demek gerizekalı evlat.hayirli gunler diliyrm, gozlerindn opyorum.seni seven annen.

algilayamama, anlam verememe, celiskiyi hazmetme suresinin ardindan hemen cevap yazilir.

- ben de seni annecigim, ben de seni.

yer: ankara guvenpark ta bir otobus duragi.
esas kiz: taninmiyor.
sofor: isminin hayrullah oldugu dusunuluyor.

efendim gayet siradan bir sekilde insanlar otobuse binmeye calisirken otobuse kafasini merakla uzatan esas kizimiz soforle diyaloga girer;

e.k: pardooon, bu otobus osym den gecer mi?
sofor: osym tasindi.
e.k: nassi yani?
sofor: umitkoy e tasindi.
e.k: hadiiiiiiiiiii?!!!!

akabinde tum otobus;

-ehuehuhe saka gibi.

kendisini gormemis olmamdan mutevellit acaip acaip goruntuler, acaip acaip sekiller geciyor sahsiyla alakali zihnimden. kocaman bir bilgisayarin onunde, omuzlarini boynuna cekmis entry yazan, kah gulup ’vay serefsiz ne guzel yazmis’, kah sinirlenip ’ucururum ulan ben bu denyoyu’ gibi nidalar atan ve muhtemelen o bilgisayarin basindan hic kalkmayan bir canli turudur herhalde.

ayrica kendisi bana modemimin uzerindeki dantel ortuyu kaldirmam icin israr etmis ve sonunda internetle alakali tum problemlerimi cozmustur. sagolsundur.

az once su tarz mesajlarin alt yazi olarak gectigi programdir ayrica;

’selam ben kubus gudul’un en delikanlisi askim icin bir uzun hava istiyorum. arjinim kurban olurum sana’.

bir digeri de soyle ki;

’siradaki sarki esime, kizima, anneme, teyzeme, dayima, halama ve bana da yok mu diyenlere gelsin’.

of of of diyorum... nasil anlatsam, nereden baslasam bilemiyorum gercekten. ankarali ayse’den mi, yoksa o ’kocum benim kocum benim, al yanakli kocum benim’ adli eserini okurken arkasinda alakasiz danslar eden cart mavi kostumleriyle serdar ortac danscilarini andiran tamamen programdan bagimsiz kizlardan mi, yoksa herkese abla diye hitap eden has ankarali erkisi sunucudan mi?

ben bilemedim siz karar verin en iyisi... vay anasini sayin seyirciler diyorum yalnizca. bununla da yetinmek istiyorum mumkunse.