fergadan

oyunda herşey düşünülmüş ama mesela bisiklete binemiyorsunuz. ayrıca çocuk da yok bu oyunda be.

kavram.

vehmedilen, hayalden uydurulan.

"kızım soyunmazsan tutunamazsın bu ülkede" diye telkin edilenler güruhundan.

yaşayanları kaba olarak tarif edilir. halbuki bir çok arkadaşım kastamonuludur. ama gayet kibar, nazik , ince adamlar. ben fıkranın yabancısıyım.
kastamonulunun fırını vardır istanbulda. bir müşteri girer içeri.
m:bir ekmek rica edebilir miyim?
k:ne yalvarıyon lan, paran mı bitti?

hayallerimi süsleyen, doğduğum, büyüdüğüm,okuduğum, yaşadığım şehir. denize olan kıyısıyla gönülleri fetheden, yeşilliğiyle ruha dinginlik veren, kimi tarafından gri şehir, kimi tarafından hasta adam olarak ifade edilse de vazgeçemiyeceğim, kendisinden uzakta olduğumda adeta bir sevgili gibi özlediğim şehir. benim şehrim...

askerde acemi birliklerinde yemeğe katılan şap.

ayrılık.

ayrıca ye’s diye yazılırsa ümitsizlik manasına gelir.

akıl, mantık.

(bkz: halef)
(bkz: selef)

bir göreve gelen kişiden önce o görevde bulunanın durumu.
ör:süleyman demirel, a.necdet sezer’in selefidir.

(bkz: selef)

bir görevi sona erdiren kişiden sonra gelen kişinin öncekine göre durumu.
ör: ahmet necdet sezer, süleymen demirel’in halefidir.

çok yoğun çalışma temposu için kullanılır.

(bkz: hummalı çalışma)

bir hastalık

istemeden, zoraki.

namaz kılınması mekruh görülen vakitler.

çirkinlik.
(bkz: kerahet vakti)