doqqyjuice

internetten çıktıktan sonra duşa giriyorsa candır. gidişattan puan verilir.

-ya ben çok şaşırdım şimdi... vallahi ne diyeceğimi bimiyorum ama olmaz ya kusura bakma.
-nedenini sorabilirmiyim?
-bizim memlekette kızlar teklif etmiyor. korktum ben şimdi senden.

şöyle bir evrimi olsa gerek günümüzden geçmişe...

yeni nesil: biz aşklarımızı bizle hiç alakası olmayan kişilerden seçeriz, aşık olmak için aşık oluruz. facebooktan bulur msnde tanışırız

eski nesil: biz aşklarımızı gönlümüze uyandan seçeriz. bizim zamanımızda yoktu bunlar. sevdiceğimize mektup yollarız, yolunu gözleriz.

daha eski nesil: biz daha bir gönülden seçeriz. bizim zamanımızda yoktu posta sistemi. yolcu güvercinlerin ayağına bağlarız kalbimizden kopan cümlelerin yer aldığı parşomen kağıtlarını...

çok daha eski nesil: biz sevdiğimizi öyle bir severiz ki; ona kovuşmak için binebiliceğimiz bir faytonumuz, haber uçurabileceğimiz bir güvercinimiz bile yoktur. shiredan mordora kadar yayan gideriz...

acayip eski bir nesil: biz sevdiğimiz kadını tutarız, saçından sürükleyerek mağaraya kadar getirir işimizi görürüz. yoktu bizim zamanımızda öyle gönülden sevmeler falan. bu yeni nesillerin aşktan anladığı nedir ki?

allahım ne kadar yalnızım şu duvarların dili olsada öpüşsek, şu mermerlerin memeleri olsa... uuu beybi bi hoş oldu içim.

(bkz: yiğit özgür)

çocuğun sesini katlıyacak şekilde ağlamaya başlamak... çocuğun ağlamayı kestiğini görmek ve yüzünde beliren şaşkın ifadeyi izlemek o kadar zevkli ki

arap gazı. petrolden sonra dünya piyasasına bir armağan.

turistlikte bi yere özgü olanın mutlaka alınması diye bir şey var hani... şöyle diyaloglar geçse ya

-sokakta satıyolardı üç bidon aldım. evdeki bütün rutubet kokusunu dağıtıyor nermincim.
-ay omar’a söyleyeyim de bana da göndersin.

söz konusu dizide akranım olan karakterlerin yaşadıklarını görünce bir elimdeki su tabancasına,bir de ekrana bakıyorum. ben nerde yanlış yaptım?

kimilerinde o kadar gelişmiştir ki burun deliklerini tıkasa sivilceden nefes alabileceğini düşünür insan. başıma gelmedi değil nitekim.

-ben tanrıyım..
-hoşgeldin abi buyur ne alırsın? önden bi pide yaptırıyım?

ben ve benim gibi yeni nesil bilgiçlerin yaşadığı olağan bir durumdur kanımca. zira bizler de içimizdeki taze kanın vermiş olduğu delikanlılıkla süper komik veya süper felsefik başlıklar açıp eski nesilleri dumur etmek isteriz ama ve lakin ufak bir çekingenlik hissetmeyiz değil.. işte söz konusu korku bu noktada bünyeye nüks ederek , biz yeni nesilleri başlık açmaktan alıkoyar.

dipnot: herhangi bir kıdemli tarafından "yürü be koçum kim tutar seni" den di de bizmi başlık açmadık.

-muharrem abi?
+nolur tek bir kelime etme selçuk!

(bkz: mecnun aramızda!)

"yoksunuz ulan hiçbiriniz ne bu binalar ne bu şehir ne bu trafik... what is the matrix ulan!"

doğru zamanı bekliyorum.

(bkz: daşşaklarınıyidiğimyiğidim)

bide gençler club,disco benzeri yerlere gidiş öncesinde kameralı cep telefonlarıyla kendilerini çekerler bu aynada. bazen öyle kaptırırlar ki şöyle bi diyalog oluşması an meselesidir.

-baba dur şu düğmeyi açıyım janti dursun.
-kamil olum küpeye zoom yap bak.
-amk kafam kadar o küpe yapmasam da çıkıyo rahat ol sen.
-lan bastınızmı düğmeye?
-bastık bastık
-lan şefki lan göynek sıkıştı lan!
*çzoooaaaaarrt*
*lacoste killed by elevator! m-m-m-m-monster kill!*

şahan kişisinin dozajı az tutulduğunda kahkahalar atmanıza sebep olan ancak skeç süresi abartıldığında beyninizi yapışkan bi sümük gibi kaplayan alışılmışın dışında tiplemesi.

küfür etmek,gerekli teknik önlemlerden bi haber bıyıklarını bura bura etrafa çekici(!) gülücükler dağıtmak,fiziğine bakmadan mini etekler göbeği açık bluzlar giymek ve yaldır yaldır sallanan yağlarını kadrajın bir sağ köşesine bir sol köşesine çarptırmak bu başlığın tanrılarıdır nazarımda."güzel olmak zorunda değilsin de bakımlı da olamıyosan nerden geliyo bu kendine güven at sineği?" demek istiyorum mevzu bahis kadınlara.

pur3vil ın tavsiyesiyle katıldım.

örgü şişleri ile kurbağayı olduğu yere sabitlemek. ardından dikiş iğneleriyle akapunktur uygulamak. bir kurbağanın kirpiye dönüşmesini tekinsiz bir sırıtışla izlemek.

bir çeşit dilemmadır. onunda çözümü vardır elbet. ne gidersin ne kalırsın. gitmen gerekenden çok daha ötede kalman gerekenden çok daha beride bi hayat kurarsın. sonra en pis sırıtışını takınır genital bölgeni kaşırsın.

aynı zamanda çok ta güzel bir "mor ve ötesi" parçasının barındırdığı, düşündüresi cümlesidir.