crimson

ev eskiden oturdukları ev hala sanırım. bir taşınma durumu söz konusu değil yani. e o zaman bu insanların karşı komşularına ne oldu? eskiden kapı açıldığında hemen karşıda bir daire daha vardı. artık yok?

ucube? canın cehenneme iyice amerikalı olduk.

artık kabak tadı vermiş futbol takımıdır. yine ayak üstü 5 tane atıp gönderdiler sociedad’ı.

bu dizide mete karakterini canlandıran arkadaşın sezon başındaki kilosuyla şu anki kilosu arasında en az 5 kilo fark vardır. arkadaş her yere mi koşarak gidilir? yok mu o memlekette bi dolmuş minibüs falan?

"mete, baban osman’ı aldı..." haaydi bakalım koş deli dana gibi.
"mete, annen hapisten çıktı eve gidiyor" haaaydi yardır aslanım.

yazık lan.

bu kanala benzer bir hayatım olsun istiyorum. ne zaman açsam dans eden ablalarımız, eşlik eden amcalarımız, sürekli oynayan, gülen, eğlenen, hayat bayram olsa tadında insanlar. arkadaşım hiç mi işiniz yok? derdiniz tasanız falan? hoş o derdi tasayı da sabahları kambur bi amca var o çözüyor zaar.

1978 doğumlu amerikalı başarılı aktör. kendisini daha çok lost dizisinin boone’u, ve the vampire diaries’in psikopat damon’ı olarak tanıyoruz.

the vampire diaries isimli dizinin ciddi anlamda güzel başrol oyuncusu. bulgar asıllıymış duyduğuma göre.

başlarda basit bir twilight çakması sanıp önyargıyla yaklaştığım, ancak zamanla karakterlerin de oturmasıyla severek izlemeye başladığım dizi. kadroda ian somerhalder gibi yetenekli bir oyuncunun bulunması da diziye ayrı bir kalite katmış. ilk bir kaç bölüme tahammül edebilirseniz, ilerki bölümlerde dizi sizi avucunun içine alacakatır. ayrıca,

(bkz: nina dobrev)

bugün yaptığı kritik hamlelerle, gelecekte bu takımın değişmez stoperi olabileceğini gösterdi kendisi. potansiyeli var besbelli.

attığı manyak golle, biz daha ölmedik dedi adeta. umarız bu performansı sürdürür gelecek maçlarda.

(bkz: umut fakirin ekmeği)

son zamanlarda izlediğim en güzel, en eğlenceli maçtı. daha doğrusu en eğlenceli yarıydı diyelim. ilk yarı da bir o kadar sıkıcydı çünkü. sonuç olarak maç 1-1 lik beraberlikle sonuçlandı. beşiktaş’ımız önemli bir puanı kaptı porto deplasmanında. her şey iyi güzel de, böylesine güzel bir maçı, böylesine boktan bir şekilde aktaran sevgili ilker yasin’e teşekkürlerimizi borç biliriz beşiktaş camiası olarak. o değil de, her hangi bir kadavra anlatsaydı maçı, daha ruhlu anlatırdı eminim...

asrın icadıdır. şaşırmayın. bulaşık çıkacak diye su içmeye korktuğunuz gün, beni anlayacaksınız.

show tv’nin yeni yarışma programı. eğlenceli bir programa benziyor. güzel bir formata sahip. engin altan düzyatan sunuyor.

okan bayülgen’in de ara sıra dalga geçtiği bir insan söylemi. bu cümleyi sarf eden insancıklar, kendilerine en kötü özellikleri sorulduğunda, cevap olarak, ya "çok saf olmam", ya "çok dürüst olmam" ya da "vallahi çok bonkör olmam" gibisinden cevap verirler.

yaa bırahh...

bir allahın kulu da çıkıp, "vallahi çatır çatır yalan söylerim", "acaip küfrederim gardaş" ya da "ayağım leş gibi kohuyo" falan demiyor ki şöyle adam gibi.

kemal kuruçay, cengiz küçükayvaz, önder açıkbaş gibi isimlere sahip yeni sinema filmimiz. ilk gün sonunda edinilen bilgilere göre, standart bir komedi filmine oranla daha fazla gülünmüş, daha fazla beğenilmiş. haayırlısı...

s06e02’nin piyano başındaki şarkı sahnesi dizinin zirve sahnelerinden biridir kanımca. evet, epey özlemiş seni barney stinson.

yüce bir özelliğini keşfettim bu gece. dert ortağıdır.

acımasız yaratık. hele konu paraysa gözünüzün yaşına bakmaz. alır bütün paranı, sıçar tüm hayatına. en kötüsü, annene göz yaşı döktürür bazıları... uzak durmalı bir çoğundan.

sikim gibi bir şey. bir kaç milyar kazanmak için bir aileyi perişan edebilecek iğrenç yaratıklarla dolu bir ortam.

2010 dünya basketbol şampiyonası’nın parlayan yıldızlarından biridir. sırbistan’ın yarı final’e kalabilmiş olmasının teodosiç’le birlikte en büyük sebebidir. ısındı mı her attığını sokuyor herif. şut stili ise ray allen’la yarışabilir güzellikte.