bulut

istanbulda bulunan taşıtlara ve teknolojiye meraklı herkesin gezmesi gerektiğini düşündüğüm bir müzedir.

kendisine ara sıra olan durumdur.bir anda birsürü başlık açar kendisi.tebrik ederim.

bu aralar gerek sözlükte gerekse çevremde sıklıkla artan durumdur.bu durumun kaygı verici olduğunu düşünmekteyim.

halbuki anadoluda bir mevlana geleneği vardır.insanların hoşgörüsü takdire değerdir.peki şimdi ne oldu bize?bence herkes bu soruyu sormalı ve düşünmeli biraz.

içerisinde fransanın ikinci büyük limanını bulunduran kenttir.le havre ikinci dünya savaşı sonrası büyük yıkıma uğramış ve bir grup mimar tarafından şehrin planları baştan oluşturulmuştur.şuan da mimari tasarım ve şehir planı olarak örnek gösterilen bir şehirdir.

şehirle ilgili tanıtım filmi ve sergi bu aralar taksim garanti galeride görülebilir.

ayrıca alkım yayın bünyesinden çıkan k dergisinin kapağında her daim bununan sözdür.

goethe’nin müthiş bir sözüdür.

erkek çocuğu olsa adını bulut koyacak olan bilgiçtir.

insanları kırmaktan her zaman çekinen bilgiçtir.

(bkz: evlerinin önü mersin)

güzel bir ahmet kaya şarkısı.sözler sabahattin ali ye ait.

burda çiçekler açmıyor,
kuşlar süzülüp uçmuyor,
yıldızlar ışık saçmıyor,
geçmiyor günler, geçmiyor.

avluda volta vururum;
kah düşünür, otururum,
türlü hayaller görürüm;
geçmiyor günler, geçmiyor.

gönülde eski sevdalar,
gözümde dereler, bağlar,
aynada hayalim ağlar,
geçmiyor günler, geçmiyor.

dışarda mevsim baharmış,
gezip dolaşanlar varmıs,
günler su gibi akarmış...
geçmiyor günler, geçmiyor.

yanımda yatan yabancı,
her sözü zehir gibi acı,
bütün dertlerin en gücü;
geçmiyor günler, geçmiyor.

ahmet kaya’nın ağlama bebeğim isimli albümünden bir eser.
söz nazım hikmet, müzik ahmet kaya.

saat 21’i vuranda
burada kan panalar çalardı
burada…
burada hasret ve dert
sen nerdeydin?

bugün…
bugün görüş günümüz
herkes geldi, sen nerdeydin?

aynı daldaydık
aynı daldaydık
aynı daldan düştük ayrıldık
aramızda yüzyıllık zaman
yol yüzyıllık.

tam yüzyıl..
tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeli
gözlerin içimde durmayalı.
dokunmayalı sıcaklığına karnının
tam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadın
aynı daldaydık
aynı daldaydık
aynı daldan düştük ayrıldık
aramızda yüzyıllık zaman
yol yüzyıllık.

alternatif bir zirvedir.öneri aşamasındadır.

-tanışalım mı?
+..........
-peki arkadaş kalalım.
+

neset ertas in 2000 yılı yılbaşı gecesinde saat 12 yi gösterdiğinde çalmaya başladığı türküdür.

güzel bir listeyle lanetpanc yayında.sanırım takma isim kullanmayan ziyaretçilere sinir oluyor.

bugün dinlediğim bir radyo programında bahsedilen konudur.kısaca bahsetmek gerekirse bu zamana kadar yeraltındaki sular konyadan tuz gölüne doğru akıyorlardı.ama konya ovasının altındaki su seviyesi o kadar alçaldı ki şuan yeraltı suları tuz gölünden konya ovasına doğru akmaya başladı.bu da tuzlu suyun konyaya ulaşması ve kuraklığa sebep olması demek.halk bu konuda bilinçsiz ve hemen önlem alınmazsa konya ovası kaybedilebilir.

(bkz: anne)

küçüklükten beri annemin benim üzerimde denemiş olduğu ve başarıyla sonuçlanan işlemdir.öncelikle gazetenin bir kısmı alınır ciltle temaz edecek sekilde boyundan bele kadar serilir (sırta degil sadece gögüse) sonra da üzerine pijama giyilerek yatılır.

sanırım mantık gazetenin sıcak tutmasıyla ilgili.zaten yere otururken de gazete sereriz ya o misal.

(bkz: vanilya ve çikolata)

(bkz: nick nicki nickince )