confessions
  1. toplam entry 1278
  2. takipçi 1
  3. puan 59863

sahte kahramanlar

bisizofreninyarattigikarakterimben
sahte kahramanlar
iman ve aksiyon
özlediğimiz nesil
islam ve öbürleri

necip fazıl kısakürek’in dört ayrı konferansı... her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949’da büyük doğu cemiyetinin kuruluşundan itibaren anadolu’yu bir uçtan öbür uca sarsan necip fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, "tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, türkün ruh ve madde dünyasını batının da hayran olacağı ve içinde her derde deva bulacağı bir ideolocya planında kurma ideali"ne bağlıdır.

at a senfoni

bisizofreninyarattigikarakterimben
at’a olan sevgisini, "dokuz yaşında ata bindim ve yalan olmasın, bir daha inmedim." diye belirten necip fazıl, belki de sahasında başka bir örneği bulunmayan bu eserinde, tarihi, felsefesi ve bütün estetiğiyle at’ı anlatır.

o’nun gözünde at, insandaki maddî ve manevî fâtihlik cehdine allahın en fazla yakıştırdığı bediî ifade içinde bir kahramanlık sembolüdür.

bu kitap ise bu sembolün, yani, ilk zamanlarında basit fayda planında her türlü yükü sırtlamış bir hizmetçi olarak gördüğümüz at’ın, ayıklana ayıklana neticede yalnız bineğe ve yarışa mahsus prens soy haline gelişinin romanı…

eser, 1958 senesinde yazılmış ve ilk defa türkiye jokey kulübü tarafından bastırılmıştır.

o ve ben

bisizofreninyarattigikarakterimben
hayatını, abdülhakîm arvasî hazretleri’ni "tanıyıncaya kadar" ve "tanıdıktan sonra" diye iki ana bölüme ayıran necip fazıl, efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri "o ve ben"i 1975’de şöyle takdim etmiştir:

"bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl o’nu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim."

kitap, 1965 senesinde "büyük kapı" ismiyle yayınlanmıştır.

kafa kağıdı

bisizofreninyarattigikarakterimben
hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu, ancak asıl ruh hayatını, ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirirken, bu eseriyle geçmiş, özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar.
kafa kâğıdı, olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde, onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir.

yarım kalmışlığı ile ayrı bir "hususiyet" kazanan eser, ocak 1984’de milliyet gazetesinde tefrika edilmiş ve daha sonra kitaplaşmıştır.

cinnet mustatili

bisizofreninyarattigikarakterimben
bir ansiklopediye geçmiş ifadeyle, "hapisleri üniversite yıllarından çok olan" necip fazıl, 1943’den başlayarak 1947-1950-1951-1952-1957-1959 ve 1960 senelerinde cezaevine girdi. son mahkûmiyet kararı ise vefatı sebebiyle infaz edilemedi.

1955’de "yılanlı kuyudan" ismiyle yayınlanmış olan eser, hapishane günlerinin, "büyük sanatkâr"a has, derin ve duyarlı bir iç hayat üzerindeki müthiş tesirini yansıtan bir ıstırap ve gözyaşı günlüğüdür.

çile

bisizofreninyarattigikarakterimben
1925’de "örümcek ağı", 1928’de "kaldırımlar", 1932’de "ben ve ötesi", 1953’de "sonsuzluk kervanı" ve 1969’da "şiirlerim" ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının bir çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen necip fazıl kısakürek’in, 1922’de yeni mecmua’da yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirler.

romance and cigarettes

bisizofreninyarattigikarakterimben
müthiş şarkılara yer veren ve rüya gibi bir oyuncu kadrosunun james brown, nick cave, janis joplin ve bruce springsteen gibi sanatçılarla birlikte şarkı söylediği romance and cigarettes, yürütücü yapımcılığını coen biraderler’in yaptığı, sadakatsizlik ve aile değerleri üzerine benzersiz bir öykü. amerikan bağımsız sinemasının saygın aktörü john turturro, babanın kızıl saçlı ingiliz bir yosma ile dünyevi zevklere dalıp sadık ailesini bir kenara itmesiyle zor günler yaşayan işlevsiz amerikan işçi sınıfı ailesinin öyküsünü anlatan bu kendi deyişiyle "işçi sınıfı operası"nın hem yazarı hem de yönetmeni.
18 /

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol