sahte kahramanlar
iman ve aksiyon
özlediğimiz nesil
islam ve öbürleri
necip fazıl kısakürek’in dört ayrı konferansı... her konferans, farklı tarih ve şehirlerde çeşitli defalar binlerce dinleyiciye hitaben verilmiş olup büyük ilgi doğurmuştur. 1949’da büyük doğu cemiyetinin kuruluşundan itibaren anadolu’yu bir uçtan öbür uca sarsan necip fazıl için, mevzuu ne olursa olsun verdiği her konferans, "tanzimattan beri gelen sahte inkılapların çürüttüğü ruh kökümüzü kurtarma, kainat çapında hesaba vurma, türkün ruh ve madde dünyasını batının da hayran olacağı ve içinde her derde deva bulacağı bir ideolocya planında kurma ideali"ne bağlıdır.
ata olan sevgisini, "dokuz yaşında ata bindim ve yalan olmasın, bir daha inmedim." diye belirten necip fazıl, belki de sahasında başka bir örneği bulunmayan bu eserinde, tarihi, felsefesi ve bütün estetiğiyle atı anlatır.
onun gözünde at, insandaki maddî ve manevî fâtihlik cehdine allahın en fazla yakıştırdığı bediî ifade içinde bir kahramanlık sembolüdür.
bu kitap ise bu sembolün, yani, ilk zamanlarında basit fayda planında her türlü yükü sırtlamış bir hizmetçi olarak gördüğümüz atın, ayıklana ayıklana neticede yalnız bineğe ve yarışa mahsus prens soy haline gelişinin romanı…
eser, 1958 senesinde yazılmış ve ilk defa türkiye jokey kulübü tarafından bastırılmıştır.
onun gözünde at, insandaki maddî ve manevî fâtihlik cehdine allahın en fazla yakıştırdığı bediî ifade içinde bir kahramanlık sembolüdür.
bu kitap ise bu sembolün, yani, ilk zamanlarında basit fayda planında her türlü yükü sırtlamış bir hizmetçi olarak gördüğümüz atın, ayıklana ayıklana neticede yalnız bineğe ve yarışa mahsus prens soy haline gelişinin romanı…
eser, 1958 senesinde yazılmış ve ilk defa türkiye jokey kulübü tarafından bastırılmıştır.
(bkz: o ve ben)
hayatını, abdülhakîm arvasî hazretlerini "tanıyıncaya kadar" ve "tanıdıktan sonra" diye iki ana bölüme ayıran necip fazıl, efendisine doğru kendisini cezbeden hâdiseleri de mânâlandırdığı otobiyografik eseri "o ve ben"i 1975de şöyle takdim etmiştir:
"bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl onu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim."
kitap, 1965 senesinde "büyük kapı" ismiyle yayınlanmıştır.
"bu eser, dünyaya gelişimden bugüne kadar en hususî renkleri, çizgileri ve sesleriyle hayatımın hikâyesi ve asıl onu tanıdıktan sonra mânasını anlamaya başladığım vücut hikmetinin bende tecelli eden yakıcı ifadesidir. bu bakımdan, kendilerini görünceye kadar malik olabildiğim birbuçuk esere nisbetle bugün 60 cildi aşan ve hepsini birden o nura borçlu bildiğim eserler arasında, şimdikini, baş köşeye oturtulması lâzım ve en mahrem iç ve dış iklimlere doğru bir belirtiş olarak takdim ederim."
kitap, 1965 senesinde "büyük kapı" ismiyle yayınlanmıştır.
hayat hikâyesini bazı eserlerinde gereğince yazmış olduğunu, ancak asıl ruh hayatını, ruhunun kafa kâğıdını resimlendirmek istediğini dile getirirken, bu eseriyle geçmiş, özellikle çocukluk günlerinin perdesini bir daha aralar.
kafa kâğıdı, olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde, onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir.
yarım kalmışlığı ile ayrı bir "hususiyet" kazanan eser, ocak 1984de milliyet gazetesinde tefrika edilmiş ve daha sonra kitaplaşmıştır.
kafa kâğıdı, olayların dış tezahür çizgilerinden ziyâde, onları doğuran ruhî oluşları tesbite yönelik bir otobiyografidir.
yarım kalmışlığı ile ayrı bir "hususiyet" kazanan eser, ocak 1984de milliyet gazetesinde tefrika edilmiş ve daha sonra kitaplaşmıştır.
(bkz: necip fazıl kısakürek)in 1925 yılından başlayarak çeşitli gazete ve dergilerde yayınlanmış ve bir bölümü 1933de "bir kaç hikâye bir kaç tahlil", bir kısmı da 1965de "ruh burkuntularından hikâyeler" ismi altında kitaplaşmış, bütün hikâyeleri…
1983de "b.d. yayınları" tarafından eksiksiz olarak bütünleştirilmiş ve son şeklini almıştır
1983de "b.d. yayınları" tarafından eksiksiz olarak bütünleştirilmiş ve son şeklini almıştır
(bkz: cinnet mustatili)
bir ansiklopediye geçmiş ifadeyle, "hapisleri üniversite yıllarından çok olan" necip fazıl, 1943den başlayarak 1947-1950-1951-1952-1957-1959 ve 1960 senelerinde cezaevine girdi. son mahkûmiyet kararı ise vefatı sebebiyle infaz edilemedi.
1955de "yılanlı kuyudan" ismiyle yayınlanmış olan eser, hapishane günlerinin, "büyük sanatkâr"a has, derin ve duyarlı bir iç hayat üzerindeki müthiş tesirini yansıtan bir ıstırap ve gözyaşı günlüğüdür.
1955de "yılanlı kuyudan" ismiyle yayınlanmış olan eser, hapishane günlerinin, "büyük sanatkâr"a has, derin ve duyarlı bir iç hayat üzerindeki müthiş tesirini yansıtan bir ıstırap ve gözyaşı günlüğüdür.
1925de "örümcek ağı", 1928de "kaldırımlar", 1932de "ben ve ötesi", 1953de "sonsuzluk kervanı" ve 1969da "şiirlerim" ismiyle yayınlanmış şiir kitaplarının bir çok bakımdan kendini ifadelendiremediğini söyleyen necip fazıl kısakürekin, 1922de yeni mecmuada yayınlanmış ilk şiirinden başlayarak bizzat kendisi tarafından süzülen, ayıklanan, düzeltilen ve bir araya getirilen bütün şiirler.
bir necip fazıl kısakürek yapıtıdır.geçirdiği büyük ruh çilesinin sahne destanı… istanbul şehir tiyatrosunun 1937-38 sezonunda muhsin ertuğrul tarafından sahnelenip temsil edilen eser, ilk temsil gecesinden itibaren çok büyük yankı uyandırmış ve 1977 yılında sinemaya da aktarılmıştır.
(bkz: high fidelity)
kendine hayran bıraktıracak eser.muhteşem bir kurgu,zeka ürünü.defalarca izlenmesi mümkün film.
romance and cigarettes isimli filmde rol almıştır.
(bkz: romance and cigarettes)
müthiş şarkılara yer veren ve rüya gibi bir oyuncu kadrosunun james brown, nick cave, janis joplin ve bruce springsteen gibi sanatçılarla birlikte şarkı söylediği romance and cigarettes, yürütücü yapımcılığını coen biraderlerin yaptığı, sadakatsizlik ve aile değerleri üzerine benzersiz bir öykü. amerikan bağımsız sinemasının saygın aktörü john turturro, babanın kızıl saçlı ingiliz bir yosma ile dünyevi zevklere dalıp sadık ailesini bir kenara itmesiyle zor günler yaşayan işlevsiz amerikan işçi sınıfı ailesinin öyküsünü anlatan bu kendi deyişiyle "işçi sınıfı operası"nın hem yazarı hem de yönetmeni.
en güzeli 171. saattir uykunun tadı tam bu saatte en güzel noktaya ulaşır. rüyanın en sık görüldüğü ve mutluluk hormonunun salgılandığı saat ise 68. saattir. 5. ve 7. saatler başak burçları için tehlikelidir.yükseleni aslan olanlar ise 97.saate dikkat etmelidir. 25.saat bir edward norton filmi edasında geçer.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?