pablo nerudanin 2.e$ine yazdigi $iiridir.
çıkıp geliyor hayalin beni saran geceden.
denize karıştırıyor inatçı yakınışını ırmak.
terk edilmiş, gün batımındaki rıhtımlar gibi.
ayrılık saati bu, ey terk edilmiş!
yağıyor yüreğime soğuk taç yaprakları.
ey yıkıntı uçurumu, vahşi mağarası kaza geçirenlerin.
sende toplanır savaşlar ve uçuşlar.
yükselir senden şarkı kuşlarının kanatları.
bir uzaklık gibi yuttun her şeyi.
deniz gibi, zaman gibi sende battı her şey!
saldırı ve öpüşün mutlu saatiydi o.
deniz feneri gibi parıldayan o esrime saati.
uçuş korkusu, kör dalgıç öfkesi,
çalkantılı esrikliği aşkın, sende battı her şey!
kanatlandı, yaralandı ruhum pusun çocukluğunda.
kayıp keşif, sende battı her şey!
sarıp sarmaladın acıyı, tutunuyorsun arzuya,
kendinden geçmişsin üzüntüyle, sende battı her şey!
ittim gölge duvarını geriye,
arzu ve eylemin ötesine, yürüdüm gittim.
ah, ten, benim tenim, sevip yitirdiğim kadın,
seni çağırıyorum yaslı saatte, sana adıyorum şarkımı.
içine aldın sonsuz sevecenliği bir fanus gibi
ve tuz buz etti seni sonsuz unutuluş.
oradaydı adaların kara yalnızlığı,
orada sevda kadını, sardı kolların beni.
susuzluk ve açlık vardı, meyveydin sen.
acı ve yıkıntı vardı, mucizeydin sen.
ah kadın, bilmem nasıl erittin beni
ruhumun toprağında, kollarının arasında!
ne korkunç ve ne kısa oldu sana olan tutkum!
ne zorlu ve ne esrik, ne gergin ve ne aç.
öpücükler mezarlığı, sönmedi hâlâ yangını mezarlarının
yanar hâlâ kuşların gagaladığı verimli dalların.
ey ısırılmış ağız, ey öpülmüş organlar,
ey aç dişler, ey sarmalanan bedenler.
ey umut ve çabanın çılgın bağlanışı,
içinde kaynaşıp umutsuzlandığımız.
ve sevecenlik, su ve toz kadar hafif,
başlar sözcük belli belirsiz dudaklar arasında.
yazgımdı bu içinde geçti özlem yolculuğum
ve orada yıkıldı özlemim, sende battı her şey!
ey yıkıntı uçurumu, içine düştü her şey,
çekmediğin hangi üzüntü kaldı, hangi dalgalar kaldı
seni yutmayan.
yine de seslendin, şarkı söyledin dalgalardan dalgalara.
dikilip bir gemici gibi pruvasında geminin.
çiçek açarsın şarkılarla hâlâ, hâlâ kırılırsın akıntılarda.
ey yıkıntı uçurumu, açık ve acı kuyu.
solgun kör dalgıç, derinliklerin bahtsızı,
kayıp kaşif, sende battı her şey!
ayrılık saati bu, hoyrat, bu gibi saat.
gecenin tüm zaman çizelgelerine işaretlendiği an.
sarar kıyıyı hışırdayan kuşağı denizin.
yükselir soğuk yıldızlar, göç eder kara kuşlar.
terk edilmiş, günbatımındaki rıhtımlar gibi.
titrek bir gölge kaldı ellerimde oynaşan.
ah, her şeyden uzak. her şeyden uzak.
ayrılık saati bu. ey terk edilmiş!
pablo nerudanin yazdigi en uzun $iirlerden biridir.kendisinin latin amerikali olmasinda bunun etkisi buyuktur.
bu ada fırdolayı,
allahına deniz be.
coşar kendiliğinden,
dakkası bel’olmaz.
tutturmuş, bir evet bir hayır,
mavişken: evet,
köpükken: evet;
tırıs mı: hayır der hayır
tek durma bilmez,
tos vurur taşa;
“ben deniz” der durur,
gel de taşı inandır.
al işte o zaman:
yedi yeşil denizin,
yedi yeşil kaplanın,
yedi yeşil köpeğin,
yedi yeşil diliyle;
yine gelir, dolanır,
taşı öper, ıslatır,
bağrını, vura döğe.
yine der ki: “ben deniz”.
elbet sana deniz derler,
hay deniz arkadaş.
suyun tükenmesin,
çağın geçmesin.
dellenme, n’oluyorsun,
yardım et bize,
biz kimiz zaten:
kıyı insanları,
balıkçılar işte...
açız, üşürüz, hasmanemizsin,
bağırma öyle, sert vurma,
aç yeşil kutunu,
dök avuçlarımıza;
gümüş armağanını:
gündelik balıktan.
burda, her evde.
dileğimiz bu:
gümüşmüş te.
sırçaymış da, vay aymış;
ne çıkar, balık niye olmuş:
dünyanın,
fakir mutfakları için.
soğuk, ıslak şimşekten
dalgaların altına,
kaydırma bakayım onu,
saklama;
hele, gidinin cimrisi.
bir açılsana, gel,
ko onu ellerimizin
şuracığına.
yardım et bize,
yeşil, derin baba.
yardım et ki bir gün,
dünya yoksulluğu, kalka.
dipte kalmış meyvenin,
sırılsıklam yüceliğin,
madenlerinin,
öküzlerinin, üzümlerinin,
sendeki bitip tükenmez,
şeylerin:
hasadını yapalım, yardım et.
sana kim derler, biliriz
okyanus baba.
sürü sepet martıcıklar,
adını serper, kumlara.
de akıllı dur,
silkme yeleni.
gözdağı verme, ortalığa,
gıcırdatma, göğe karşı
güzelim dişlerini.
bi dakkacık dursun,
o şanlı hikayelerin.
sen, her gün balık ver
balık.
büyükmüş küçükmüş bakma
ver gelsin:
her kadın, her erkek, her bebeğe.
gez, dünya sokaklarını,
dağıt balıklarını.
sonra da, bir bağır bir bağır.
bağır ki işteki yoksullar,
seni duysunlar.
bağır ki:
maden ağzına çıkanlar:
“bak hele koca denize
balık pay etmeden gelir” desinler.
onlar gerçekte,
çekip gidecekler, karanlıklara,
gülerekten...
ormandaki, caddedeki insanlar
ve toprak:
bir deniz gülüşüyle, gülecekler.
yok ama, istemiyorsan
sen bunu,
dur bekle, düşüneceğiz.
siftah, insan işlerini
bir hale yola koymamız gerek:
başta en önemlileri,
sonra, ötekiler.
gün ola,
bir dalacağız sana:
ateş bir kılıçla keseceğiz,
dalgalarını.
elektrik atla aşacağız,
köpüğünden.
türküler tutturarak,
ineceğiz karnının, en kuytu yerine.
atom teli, saracak belini.
bitkiler dikeceğiz:
çimentodan, çelikten,
derin bahçene;
elini kolunu, bağlayacağız.
ve koşum takarak sana,
çekip çevireceğiz seni
alacağız kaleni;
salkımlarından, kopara tüküre
basa basa geçeceğiz etinden.
ama önce kendi dertlerimiz,
seninkisi sonra.
her şeyi düzenleyeceğiz,
ufaktan, ufaktan:
harika şeyler yapmaya
zorlayacağız,
toprak seni, deniz seni!
harikalı şey, ekmek deniz,
dediğin de ne?
bunlar, kavganın içinde,
zaten:
bizdedir, bizde!
bu ada fırdolayı,
allahına deniz be.
coşar kendiliğinden,
dakkası bel’olmaz.
tutturmuş, bir evet bir hayır,
mavişken: evet,
köpükken: evet;
tırıs mı: hayır der hayır
tek durma bilmez,
tos vurur taşa;
“ben deniz” der durur,
gel de taşı inandır.
al işte o zaman:
yedi yeşil denizin,
yedi yeşil kaplanın,
yedi yeşil köpeğin,
yedi yeşil diliyle;
yine gelir, dolanır,
taşı öper, ıslatır,
bağrını, vura döğe.
yine der ki: “ben deniz”.
elbet sana deniz derler,
hay deniz arkadaş.
suyun tükenmesin,
çağın geçmesin.
dellenme, n’oluyorsun,
yardım et bize,
biz kimiz zaten:
kıyı insanları,
balıkçılar işte...
açız, üşürüz, hasmanemizsin,
bağırma öyle, sert vurma,
aç yeşil kutunu,
dök avuçlarımıza;
gümüş armağanını:
gündelik balıktan.
burda, her evde.
dileğimiz bu:
gümüşmüş te.
sırçaymış da, vay aymış;
ne çıkar, balık niye olmuş:
dünyanın,
fakir mutfakları için.
soğuk, ıslak şimşekten
dalgaların altına,
kaydırma bakayım onu,
saklama;
hele, gidinin cimrisi.
bir açılsana, gel,
ko onu ellerimizin
şuracığına.
yardım et bize,
yeşil, derin baba.
yardım et ki bir gün,
dünya yoksulluğu, kalka.
dipte kalmış meyvenin,
sırılsıklam yüceliğin,
madenlerinin,
öküzlerinin, üzümlerinin,
sendeki bitip tükenmez,
şeylerin:
hasadını yapalım, yardım et.
sana kim derler, biliriz
okyanus baba.
sürü sepet martıcıklar,
adını serper, kumlara.
de akıllı dur,
silkme yeleni.
gözdağı verme, ortalığa,
gıcırdatma, göğe karşı
güzelim dişlerini.
bi dakkacık dursun,
o şanlı hikayelerin.
sen, her gün balık ver
balık.
büyükmüş küçükmüş bakma
ver gelsin:
her kadın, her erkek, her bebeğe.
gez, dünya sokaklarını,
dağıt balıklarını.
sonra da, bir bağır bir bağır.
bağır ki işteki yoksullar,
seni duysunlar.
bağır ki:
maden ağzına çıkanlar:
“bak hele koca denize
balık pay etmeden gelir” desinler.
onlar gerçekte,
çekip gidecekler, karanlıklara,
gülerekten...
ormandaki, caddedeki insanlar
ve toprak:
bir deniz gülüşüyle, gülecekler.
yok ama, istemiyorsan
sen bunu,
dur bekle, düşüneceğiz.
siftah, insan işlerini
bir hale yola koymamız gerek:
başta en önemlileri,
sonra, ötekiler.
gün ola,
bir dalacağız sana:
ateş bir kılıçla keseceğiz,
dalgalarını.
elektrik atla aşacağız,
köpüğünden.
türküler tutturarak,
ineceğiz karnının, en kuytu yerine.
atom teli, saracak belini.
bitkiler dikeceğiz:
çimentodan, çelikten,
derin bahçene;
elini kolunu, bağlayacağız.
ve koşum takarak sana,
çekip çevireceğiz seni
alacağız kaleni;
salkımlarından, kopara tüküre
basa basa geçeceğiz etinden.
ama önce kendi dertlerimiz,
seninkisi sonra.
her şeyi düzenleyeceğiz,
ufaktan, ufaktan:
harika şeyler yapmaya
zorlayacağız,
toprak seni, deniz seni!
harikalı şey, ekmek deniz,
dediğin de ne?
bunlar, kavganın içinde,
zaten:
bizdedir, bizde!
i
dünyaya birçok kez gelmişim
yok olmuş yıldızların dibinden
ellerimde tuttuğum
ölümsüzlük bağlarını dokuyarak
şimdi öleceğim yeniden
vücudumu örten toprağa sarınarak!
ii
ne papazların sattığı
gökyüzünden bir parça aldım.
ne de tembel zenginler için
metafizikçilerin,
düzüp koştuğu, karanlıklardan.
iii
ölüm içinde yoksullarla bir olmak istiyorum
göğü elinde tutanların kamçıladığı
inceleme yeteneği olmayanlarla!
şimdiyse ölüme hazırım
beni saran bir elbise gibi
sevdiğim renkten
boyu bosuma tıpatıp; uygun
ve benim için gerekli olan
beni saran bir elbise gibi!
(bkz: pablo neruda)
dünyaya birçok kez gelmişim
yok olmuş yıldızların dibinden
ellerimde tuttuğum
ölümsüzlük bağlarını dokuyarak
şimdi öleceğim yeniden
vücudumu örten toprağa sarınarak!
ii
ne papazların sattığı
gökyüzünden bir parça aldım.
ne de tembel zenginler için
metafizikçilerin,
düzüp koştuğu, karanlıklardan.
iii
ölüm içinde yoksullarla bir olmak istiyorum
göğü elinde tutanların kamçıladığı
inceleme yeteneği olmayanlarla!
şimdiyse ölüme hazırım
beni saran bir elbise gibi
sevdiğim renkten
boyu bosuma tıpatıp; uygun
ve benim için gerekli olan
beni saran bir elbise gibi!
(bkz: pablo neruda)
pablo neruda $iiridir.
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
o durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri.
yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
ellere yar olur. öpmemden önceki gibi.
o ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
artık sevmiyorum ya severim belki yine
ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
belki bana verdiği son acıdır bu acı
belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona .
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
şöyle diyebilirim: gece yıldızla dolu
ve yıldızlar, masmavi titreşiyor uzakta
şakıyarak dönüyor gökte gece rüzgarı.
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim
sevdim ben onu, o da beni sevdi bir ara.
kollarıma aldım bu gece gibi kaç gece
kaç defa öptüm onu sonsuz göğün altında
sevdi beni o ben de bir ara onu sevdim
o durgun, iri gözler sevilmez miydi ama
bu gece en hüzünlü şiiri yazabilirim.
yokluğunu düşünüp, yitmesine yanmakla
duyup geceyi, onsuz daha engin geceyi.
ota düşen çiy gibi, düşmekle şiir cana
ne gelir elden, sevgim onu tutamadıysa.
gece yıldız içinde, o yoldaş değil bana
hepsi bu. uzaklarda şarkı söylüyor biri.
yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
gözlerim arar onu, yaklaştırmak ister gibi
yüreğim arar onu, o yoldaş değil bana
artık sevmiyorum ya nasıl, nasıl sevmiştim
sesim arar rüzgarı ulaşmak için ona
ellere yar olur. öpmemden önceki gibi.
o ses, ışıl ışıl ten ve sonsuz bakışlarla
artık sevmiyorum ya severim belki yine
ne uzundur unutuş ah ne kısadır sevda
böyle gecelerde kollarıma aldım çünkü
yüreğim dayanmıyor yitmesine kolayca
belki bana verdiği son acıdır bu acı
belki son şiirdir bu yazdığım şiir ona .
çekoslovakyalı şair jan neruda’ya olan hayranlığından dolayı "pablo neruda" takma adını almı$,6 yıl boyunca diplomatlık yapmı$ daha sonra ispanya’daki iç sava$a katılınca görevinden atılmı$,marksist,stalin hayranı,$ili komunist partisi senatoru,1971 nobel edebiyat odulu sahibi latin amerikanin $iirsel sesi olarak anılan ki$idir.neden yazdıgını da kendi sözleriyle $u $ekilde belirtmi$tir.
"başka kitaplarla hapsedilmek için yazmıyorum
ya da zambağın somutlaşmış çırakları için değil
gelip geçecekler için, gereksindikleri
ay, su, düzenin değişmez temelleri
ekmek, şarap, ve okullar, gitarlar ve el aletleri için."
"başka kitaplarla hapsedilmek için yazmıyorum
ya da zambağın somutlaşmış çırakları için değil
gelip geçecekler için, gereksindikleri
ay, su, düzenin değişmez temelleri
ekmek, şarap, ve okullar, gitarlar ve el aletleri için."
cemal süreya der ki;
"sen tam tabancayı
şakağına dayamışsın;
kapı açılıveriyor
ve üstündekileri
bir bir fırlatıp atan
bir leylak sesi..."
"sen tam tabancayı
şakağına dayamışsın;
kapı açılıveriyor
ve üstündekileri
bir bir fırlatıp atan
bir leylak sesi..."
cemal süreyanin uvercinka kitabından bir $iiridir.(1957)
oydu bir bakışta tanıdım onu
kuşlar bakımından uçarı
çocuk tutumuyla beklenmedik
uzatmış ay aydınlık karanlığıma
nerden uzatmışsa tenha boynunu
dünyanın en güzel kadını oydu
saçlarını tarasa baştan başa rumeli
otursa ama hiç oturmaz ki
kan kadını rüzgardı atların
hep andım ne yaşanır olduğunu
en çok neresi mi ağzıydı elbet
bütün duyarlıklara ayarlı
öpüşlerin türlüsünden elhamra
sınırsız denizinde çarşafların
bir gider bir gelirdi işlek ağzı
ah şimdi benim gözlerim
bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
bir kadın gömleği üstümde
günün maviliği ondan
gecenin horozu ondan.
oydu bir bakışta tanıdım onu
kuşlar bakımından uçarı
çocuk tutumuyla beklenmedik
uzatmış ay aydınlık karanlığıma
nerden uzatmışsa tenha boynunu
dünyanın en güzel kadını oydu
saçlarını tarasa baştan başa rumeli
otursa ama hiç oturmaz ki
kan kadını rüzgardı atların
hep andım ne yaşanır olduğunu
en çok neresi mi ağzıydı elbet
bütün duyarlıklara ayarlı
öpüşlerin türlüsünden elhamra
sınırsız denizinde çarşafların
bir gider bir gelirdi işlek ağzı
ah şimdi benim gözlerim
bir ağlamaktı tutturmuş gidiyor
bir kadın gömleği üstümde
günün maviliği ondan
gecenin horozu ondan.
(bkz: joy division)
(bkz: love will tear us apart)
hiç durmadan sürekli yazan bir insandır ki her yazdiginida utanmadan arlanmadan cevap bekleyen,verilmeyince bir dunya kapris yapan,üstüne üstlük kendi kendine hüsnü kuruntu halinde mesajlar yazmaya devam eden ,minimize edilen pencerenin sürekli yanmasına sebebiyet veren bir tipitiptir.
eksi oy veren ibnenin mesai saatlerinde olan bir durum ise icerlemeyip "vay ibne 7/24 çalı$ıyor allahsız!" diye de kendisine hayranlıgı (!) ifade eder bir cümle kurulası durum olmayan durumdur.
an be an sozlugun yeni tematik ba$lıkları, ayar veren entryleri ve de bilgi radyo chat odasindan cıkan dahiyane fikirler ile acilan yeni kapmanyaları okundukca ,"ben yine bir$ey kacirdim ama ne?!" diyen sözlük okuyucusu yada kullanicisinin hemen akabinde sarfedecegi söz öbecikli cümleciktir.
darth sidious (moderator)
fıramboğaz (2. nesil bilgic)
miafori (2. nesil bilgic)
lion (2. nesil bilgic)
beauty disaster (2. nesil bilgic)
igoriyan (2. nesil bilgic)
6 ki$i uykusunu acmaya calı$ıyor.
fıramboğaz (2. nesil bilgic)
miafori (2. nesil bilgic)
lion (2. nesil bilgic)
beauty disaster (2. nesil bilgic)
igoriyan (2. nesil bilgic)
6 ki$i uykusunu acmaya calı$ıyor.
alinan nickin ki$iyi yansittigi fikri ile co$an bir bünyenin,hataya dü$erek (!) yaptigi karar verme eylemi öncesi istiareye yatma olayidir.
kekremsi bir hayat dilimindeyiz
bakır tadında geçiyor günler
tutmuş yolları bir sürü harami
geleni geçeni sigaya çekmekte
şüphesiz onlar ölüm getiricilerdir
ve sevincin düşmanı olarak bilinirler
yoktur gözlerinde sevgilerin ışıltısı
aşk yoktur, duman bürümüştür büsbütün
onlar yalnızca ölümü bağışlayabilir
yalnız kederi, kahrı ve zulümleri
ve tarih onlarla bizim kavgamızın
sürüp duran hadisatından ibarettir.
ne yazılmışsa bize ve onlara dair
işıklı sularındadır bilincimizin
hükmünü yerine getirse de acılar
biz yine neşeli türküler söylemekteyiz
savrulup duran bir zaman diliminde
sarsarak ve sarsılarak geçiyor günler
ama kalbimiz çatlayacak kadar duyarlı
hayatı savunabilecek kadar güçlüdür.
(bkz: ahmet telli)
bakır tadında geçiyor günler
tutmuş yolları bir sürü harami
geleni geçeni sigaya çekmekte
şüphesiz onlar ölüm getiricilerdir
ve sevincin düşmanı olarak bilinirler
yoktur gözlerinde sevgilerin ışıltısı
aşk yoktur, duman bürümüştür büsbütün
onlar yalnızca ölümü bağışlayabilir
yalnız kederi, kahrı ve zulümleri
ve tarih onlarla bizim kavgamızın
sürüp duran hadisatından ibarettir.
ne yazılmışsa bize ve onlara dair
işıklı sularındadır bilincimizin
hükmünü yerine getirse de acılar
biz yine neşeli türküler söylemekteyiz
savrulup duran bir zaman diliminde
sarsarak ve sarsılarak geçiyor günler
ama kalbimiz çatlayacak kadar duyarlı
hayatı savunabilecek kadar güçlüdür.
(bkz: ahmet telli)
sesimden arındım ve ufku
bir harmani gibi giyindim
kahraman bir korkaktım
kavmimin kadim tarihinde
ki onlar için umutsuzluk
kendim için haramiydim
böyle bilindiydi bu hikâye
yarından bugüne kaldıydı
tersine akan bir ırmaktım
sözün şaşkın serinliğinde
kendi deltasında boğulandım
ve sizi sevmiyorum ey kavmim
yakın beni rüzgârın ıslığa
islığın hükme döndüğü yerde
derim ki ey kavmim, zulmünüz
payidar, yurdunuz çığlığımdı
ki hükmümü kendim veriyorum
yakın beni sesim sorulara dönmeden
küllerimin altında kalacak
mutluluk sandığınız ne varsa
böyle yaşandıydı bir ömür ve söz
giyotindi sözün belleğinde
(bkz: ahmet telli)
bir harmani gibi giyindim
kahraman bir korkaktım
kavmimin kadim tarihinde
ki onlar için umutsuzluk
kendim için haramiydim
böyle bilindiydi bu hikâye
yarından bugüne kaldıydı
tersine akan bir ırmaktım
sözün şaşkın serinliğinde
kendi deltasında boğulandım
ve sizi sevmiyorum ey kavmim
yakın beni rüzgârın ıslığa
islığın hükme döndüğü yerde
derim ki ey kavmim, zulmünüz
payidar, yurdunuz çığlığımdı
ki hükmümü kendim veriyorum
yakın beni sesim sorulara dönmeden
küllerimin altında kalacak
mutluluk sandığınız ne varsa
böyle yaşandıydı bir ömür ve söz
giyotindi sözün belleğinde
(bkz: ahmet telli)
senin için ağladım
doyasıya sevdiğim
aramızda sıra dağlar
yollar çok uzak
aaah yollar çok uzak
uzaklığın ötesinde
kalın duvar
tel örgüler var
aaah hasretim sana
param yok ama gülüm
sana bir cüzdan yaptım
göz nuru emeğimi
boncuk boncuk işledim.
(bkz: mazlum cimen)
doyasıya sevdiğim
aramızda sıra dağlar
yollar çok uzak
aaah yollar çok uzak
uzaklığın ötesinde
kalın duvar
tel örgüler var
aaah hasretim sana
param yok ama gülüm
sana bir cüzdan yaptım
göz nuru emeğimi
boncuk boncuk işledim.
(bkz: mazlum cimen)
(bkz: feryadı isyanim)
(bkz: senin icin agladim)
(bkz: sev beni)
(bkz: unutamadim)
(bkz: degil misin)
(bkz: tersname)
(bkz: senin icin agladim)
(bkz: sev beni)
(bkz: unutamadim)
(bkz: degil misin)
(bkz: tersname)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?