aysemayse

taksim meydanı’nda eylem yapan "duran adam"ların karşısında üzerlerinde "duran adamlara karşı duran adamlar" yazan beyaz tişörtleriyle yarım saat kadar durup eyleme karşı antieylem yapmış 8 adam.

yanlız çok eleştirilmişler kopyacılar, yok efendim başka bir şey bulamamışlar, kafaları çalışmamış filan diye ama bence gayet de demokratik haklarını, şiddete başvurmadan, kavga çıkarmadan, kimseye laf atmadan kullanmış ve dağılmışlar gerginliğe sebeb olmadan. satır ve sopayla geliyorlar diye eleştiriyoruz, adamlar kendi fikirlerince, kendi demokratik eylemlerini yapıyor eleştiriyoruz. madem, demokrasiyi savunuyoruz, insanların demokratik haklarını bu şekilde kullanmalarına da karışmayalım, insanları aşağılayıp hemen dalga geçme boyutuna geçmeyelim.

http://www.radikal.com.tr/turkiye/duran_adamin_antitezi_sokaga_cikti-1138289

hacettepe üniversitesi sosyal hizmet bölümü birinci sınıf öğrencisi ve öğrenci kolektifleri üyesi, taksim gezi parkı eylemine destek vermek amacıyla ankara kızılay’da 1 haziran’da yapılan eylemde polisin ateş etmesi sonucu yaşamını yitiren ethem sarısülük’ün anmasına polisin müdahalesi sırasında, başına gaz bombası isabet etmesi sonucu yaralanmıştı.

bugün solunum cihazından da cıkartıldığı, durumu daha iyi olduğu ve konuştuğu haberi gelmiş.

farklı ayaklar için üretilen ortopedik ayakkabı kalıpları üzerine inşa edilmiş heykellerden oluşan, bahadır yıldız’ın 6. kişisel sergisi. 22 hazirana kadar galeri apel’de sergilenecektir.

http://www.galleryapel.com/go.php?page=sergi

1976 doğumlu genç bir ressam ve heykeltraş. 22 hazirana kadar galeri apel’de huzursuz bacak isimli sergisini görmek mümkün.

http://www.ybahadiryildiz.com/index.php

istanbul’da, galatasaray/hayriye caddesinde bir sanat galerisidir. şu an, bahadır yıldız’ın, huzursuz bacak isimli, farklı ayaklar için üretilen ortopedik ayakkabı kalıpları üzerine inşa edilmiş heykellerden oluşan, 6. kişisel sergisi sergilenmektedir. tabikide en dikkat çeken eser, gaz maskesiyle yapılmış esermiş.

http://www.galleryapel.com/go.php?page=anasayfa

gezi parkı sembollerinin oluşturduğu 11 dir. yedekleri merakla bekliyoruz. şöyle açıklanmış;

https://twitter.com/odtumuhalefet/status/347454087186501632

ilk duran adam ise cüneyt arkın’mış efendim.

http://tinyurl.com/pkt8fbk

kendisinin imagine şarkısı eşliğinde bize gönderdiği video şurdan izlenebilir.

http://tinyurl.com/ngrfd2w

avrupa parlamentosu (ap) sosyalist grup başkanı avusturyalı siyasetçi.

twitter üzerinden; "zamanı gelmiş bir fikirden güçlü hiçbir şey yoktur - victor hugo" sözünü paylaşan swoboda, "#direngezi", "#occupygezi" ve "#duranadam" hashtag’lerini kullanarak, türkiye ’de gerçekleşen "gezi parkı" eylemlerine de gönderme yapmış.

zaten gridiği polemikler ve yolaçtığı krizlerle çokça gündeme gelmiş bir kişidir.sosyal demokrat olduğunu iddia etse de adı rüşvet skandallarına karışmıştır.

chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu’nun henüz grup başkan vekili iken swoboda’nın karısının üst düzey yönetici olarak çalıştığı siemens firmasının türkiye’de dağıttığı rüşvetlere ilişkin gerekli soruşturmaları açtırmadığı için başbakan erdoğan hakkında verdiği soru önergesi nedeniyle chp’den de pek hoşlanmaz kendileri. aşağıdaki haberden kendisiyle ilgili, bilgileri edinebilirsiniz.

http://www.odatv.com/n.php?n=swoboda-chpden-ne-istiyor-1805131200

abd başkanı barack obama 2008’de iktidara gelirken kampı kapatma sözü vermişti ama itirazlarını aşamamış ve kamp açık kalmıştı.

abd yönetimi ilk defa guantanamo’da tutulan esirlerin isim listesini, bilgi edinme özgürlüğü yasası kapsamında açıkladı.

http://www.radikal.com.tr/dunya/abd_yonetimi_gitmodaki_esir_listesini_yayimladi-1138178

amerikalilar’in guantanamo için kullandıkları kısaltma. abd yönetimi ilk defa, bilgi edinme özgürlüğü yasası kapsamında guantanamo’da tutulan esirlerin isim listesini yayımlamış.

listeye göre 166 kişinin bulunduğu gitmo’da hâlâ ‘belirsiz bir süre’ için tutulan 48 esir varmış. başka hapishanelere gönderilmesi tehlikeli olan ve delil yetersizliği ya da delillerin mahkemeye sunulamayacağı gerekçesiyle yargılanamayan esirlerden 26’sı yemen, 12’si afganistan, 3’ü suudi arabistanlı. diğerleri kuveyt, libya , kenya, fas ve somali’denmiş.

eee uçaksavar nerede diye düşündürtendir. iyi saklamışlar vallahi çocuklar !!

insan zekasında en az 30 puanlık bir düşüşe neden olan hadise. kendimden biliyorum, merhaba diyeceğime mesela demiştim uzunca bir süre. 45 dakika karşılıklı sorulu cevaplı, bambaşka, birbiriyle alakası olmayan konulardan bahsetmiştik de en sonunda etrafta dinleyen birisinin noluyor ya siz iyi misiniz? demesiyle durmuş yine de anlamamıştık ne konuşuyoruz diye sonra da devam etmiştik konuşmaya.

bir de şöyle bir şey var, mesela o ilk, ilk görüşte aşık olunana zaman içinde (13 yıl) değişip, kilo alıp, sakal bırakıp, şapkalara, atkılara sarılınca uzaktan tanıyamayıp, yıllar sonra üç kere daha ilk görüşte aşık olmuştum. kısacası yok kardeş, saçmasapan bir şey bu aşk. bir daha da davosa gelmem.

yıllar önce öğrenciyken, uzun zaman yaşadığın mahallenin bakkalının, kartını karıştırırken görüp, yıllar sonra, ya napıyor bu çocuklar hatırlarını sorayım diye bir gün aniden "napıyosun abicim, ben izzet" diye arayıp, uzun uzun muhabbet edip, eski arkadaşların numaralarını isteyip, kapamasıdır. eee o dönem bira şişerinin kapağından bira, ya da yarısı çıktığı günlerdi böyle bakkalda filan açmamıza izin verirdi, biz sevinince o da sevinirdi, hiç veresiye almazdık, çekinmeyin ha derdi, bir şey olursa siz öğrencisiniz, ya bakkal borç vermişti bi kere cüzdanımı, anahtarımı evde unutup, ağlarken görünce, her türlü eşantiyonu geldi diye haber verirdi. abcim bardağa ihtiyacınız var mı diye. piknik şemsiyesi vermişti yahu !!çok duygulandım ama hayal mi gördüm ben? ya kısaca gitmeyim alış-veriş merkezine !! bakkal var orda !!

kaçmanın, kurtulmanın zor olabileceği yerden korkulur aslında, ille ki açık alanın mutlaka açık alan olması gerekli değildir. panik ataksız da ortaya çıkabilir ama neredeyse %90 panik atak gerçirmekten korkulur.

alçımın alındığı şu gün itibariyle bünyemde oluşmuş gibidir. 5 kere dışarı çıkmaya çalıştım ama aklımda sürekli merdivenden , kaldırımdan düştüğümü, ayağımın kırıldığını içimde hissettim, insanların bana çarptıkları, bir olay olduğu benim kaçamadığım fikriyle terleme, titreme, mide bulantısı ile geri döndüm. yarım saat kapıda ağladım. oysa 20 gün önce böyle miydim ben, 3 saniyede 100 mt rekoru kıran o, ben değil miydim yarabbim. .

haklarında soruşturma başlatılmış 3 çevik kuvvet polisidir. kendileri sahilde oturan genç kızların durduk durmadık yere, saçlarından çekerek müdahale etmişlerdir. soruşturmaları boyunca çok üzgün görünmüşler ve o kızı saçından çeke çeke müdahale eden polis "20 saat boyunca uykusuz, ayakta ve görev başındaydım. bu yaşananları hatırlamıyorum bile, bu ben miyim?" demiş.

tamam, polisin zor durumda çalıştığını, özlük haklarıyla ilgili ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz, evet bu şartlarda psikolojinin bozulduğu da gerçektir ama arkadaş her zaman aynı ajitasyon, o zaman hep birlikte psikoloğa filan gidin, söyleyin devlete göndersin sizi, bu enerjinizi haklarınız için kullanın. gerçi kendileri hükümete özlük haklarının iyileştirilmesi konusunda ciddi bir protesto da çekmişlerdi fakat işe yaramamış sanırım.

iş yerinde patrona kızıp, gidip evde karısını çocuğunu dövüp acısını çıkaran adamdan ne farkı var. insanlar durduk durmadık yere orantısız şiddet görüyor, ölüyor, devlet hemen topu polise atıyor, polis de yıllardır aynı ajitasyon ama 3 kuruşa çok çalışıyoruz, bize vicdan, duygu sömürüsü. artık ben bir kişi bile dayak yediğinde, "ya aslına bakarsan polis de haklı" diye düşünmeye zorlanmak istemiyorum. çünkü, şiddetin hiç bir halkı yanı olamaz. insanları döverken, eşyalarına zarar verirken nasıl cesur kesiliyorlarsa, otursunlar sorumluluğunu çekerken de cesur olsunlar, ya da kendilerini bu duruma sokan şartlara karşı cesurca savaşsınlar, haklarını ısrarla istesinler. ya da basit, insanları durdur durmadık yere dövmesinler.

polisin toma haznelerine eklerken görüntülendiği mavi bidonuyla ünlü olmuş sıvı gaz solüsyon. henüz bu maddenin ne içerdiği ve sağlığa uygun olup olmadığına kesin bir cevap verilmemişken, tarım bakanlığı izni sorulunca, bizle alakası yok ,satışını yapan firma internet sitesinden ürünün tanıtımını kaldırmış.

https://fbcdn-sphotos-e-a.akamaihd.net/hphotos-ak-ash4/p480x480/998376_10152908575825364_767746435_n.jpg

gezi parkı olayları nedeniyle 3 gün önce üyelerinden 20’si suç örgütü kurmak ve üyesi olmak, izinsiz gösteri, kanunlara uymamaya tahrik ve polise direnmekten adliyeye sevk edildi.

gaz maskesini lojistik araç olarak gören polis, çarşıyı başbakanlık ofisini basmakla suçladı. bir iş makinesi ile toma’nın kovalanmasını da suçlar arasında sayan polisin, sosyal medyada ‘çarşi toma’yı kaçırdı şeklindeki bilgiyle kirlettiği ve bunu da sorguya taşıdığı ortaya çıktı.

çarşı ile ilgili soruşturmanın 2012 yılında tribün olayları nedeniyle başladığı ve soruşturmanın, bir grubun tribünden uzaklaştırmaya yönelik olarak yürütüldüğü belirtilmiş. zaten adliyeye sevkedilenlerin telefonları 2012’den beri dinleniyormuş sanırım.

olayların arkasında ciddiyetler birisi aranıyor ki, herhangi bir şahıs veya şahıslar tarafından davet alıp almadıkları, herhangi bir grup yada şahıstan maddi, lojistik (gaz maskesi vb.) yardım sağlanıp sağlanmadığını, sağlandı ise kimler tarafından sağlandığı gibi sorular sorulmuş.

gezi parkı olayları ile birlikte türkiye’deki takipçi sayısını ve kullanılma sıklığını bariz arttırmıştır, twitter hesabı olup 3 ayda bir giren ben bile 24 saat online takip ettim, "ya sizde twitter a gelin" dediğim ama "ya napçaz twitter"’da diyen onlarca arkadaşım, arayıp twitter hesabı açtım beni takip et demeye başladı.

bir de radyo gibi bir şey böyle alıyorsun açıyorsun, ajansı dinliyorsun. anında ne olmuş ne bitmiş, doğru, yanlış.

efendim şöyle bir şey olmuş, gelinler, kız arkadaşlarıyla birlikte çıplak olarak cesur pozlar vermeye başlamışlar ve bu baya bir tutmuş, amacı ise, her bedenden ve kilodan kadınların fotoğraflarını çekerek, arkadaşlığın ve kadın bedeninin önemini vurgulamakmiş. eee olabilir tabi, güvende, mutlu ve özgür hissediyorsan madem, ama türkiye’de ne derece tutar orasını bilmem.