yangın var

rumuz pilis tiray egen
önümüzdeki sezon gösterime girecek bir sinema filmi.

yönetmen: murat saraçoğlu

tamamen copy paste yapıyorum. çok tembelim.


diyarbakır’dan trabzon’a yol hikayesi filmi: "yangın var"

radikal gazetesi yazarı koray çalışkan’ın, bir haberden yola çıkarak senaryosunu yazdığı "yangın var’ filminin çekimleri diyarbakır’da başladı.

çalışkan’ın, murat batgi ile senaryosunu yazdığı "diyarbakırlı bir kadınla trabzonlu bir erkeğin komik yolculuğunun" anlatıldığı, yönetmenliğini murat saraçoğlu’nun yaptığı "yangın var" filminin çekimleri, diyarbakır’ın çeşitli mekanlarında yapılıyor.

çekimleri diyarbakır’da başlayan ve bingöl, erzurum, artvin, rize ve trabzon’un ardından 15 ağustos’ta çayırbağı’nda tamamlanacak filmin, yıl sonunda vizyona girmesi planlanıyor. 1000’in üzerinde figüran, 100 oyuncu ve 80 kişilik bir yapım ekibinin çalıştığı, eurimages ile kültür ve turizm bakanlığınca desteklenen filmin seslerini emir kusturica’nın ekibi alıyor.

tarihi kervansaray oteli’nde bazı sahnelerinin çekildiği filmde belediye başkanını canlandıran yavuz bingöl, yaptığı açıklamada, filmin "politik komedi" tarzında olduğunu belirterek, "senaryodaki bir cümle beni vurdu. çünkü bir şehit kardeşi, ’benim yüreğimdeki yangını kim söndürecek. ben itfaiyeyi ne yapayım’ diyor. aslında her iki tarafta da ateş düştüğü yeri yakıyor. bu savaşın bir şekilde, bin yıldır kardeş olan iki toplum arasındaki bu işin bir şekilde bitmesi lazım. bu ülke hepimizin. ben türkmenim, gelinim ise kürt. yani hepimiz kardeşiz" dedi.

bingöl, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"duygusal bağımız kopmadan bu işin bitmesi için bu tip filmlere ihtiyaç var. hepimizin el birliği ile yapabileceği bir iş diye düşünüyorum. sanatın gücüne inanmak lazım. dostlukta, kardeşlikte buluşmak lazım. o açıdan ben de böyle bir filmde bulunmak istedim. bence izleyenler tebessüm ederek çıkacak salondan. film, diyarbakır’a farklı bakanların ön yargısını kıracak. güneydoğu’ya ön yargıları olan insanlarımız biraz da başka türlü düşüneceklerdir. o açıdan önemsiyorum. her iki tarafın da duygusunu sarıp sarmalayan bir hikaye bu. ülkemizin de böyle bir hikayeye şu dönemlerde, şu günlerde ihtiyacı var. seyircinin filmi seveceğini düşünüyorum. "

-"sevgiyle her şey çözülebilir"-

koray çalışkan ise üçüncü sayfa haberinden yola çıkarak hikayeyi yazdığını, bunun için hem diyarbakır’a hem de trabzon’a gittiğini belirterek, filmin yolda geçen romantik bir komedi olduğunu söyledi.

filmin, kültür ve turizm bakanlığı ile eurimages’ın türkiye’de desteklediği tek proje olduğunu bildiren çalışkan, aralık ayında vizyona girmesi planlanan filmin türkiye-almanya ortak yapımı bir proje olduğunu belirtti.

"koşman" karakterini canlandıran osman sonant ise dokunaklı bir hikayesi olan filmin türkiye’nin yaşadığı süreçle paralel giden bir alt yapısı bulunduğunu ifade ederek, "aynı zamanda naif bir aşk hikayesi içeriyor. sevgiyle her şey çözülebilir. film bize çok da farklı olmadığımızı gösteriyor" dedi.

yönetmen murat saraçoğlu ise genel olarak bir yol komedi çektiklerini belirterek, "yol ve yolculuktan öte bizim kendimizi, ülkemizi bir parça anlayacak, birbirimizi hissedecek bir alt metnimiz de var. insanları gülerken biraz da bunu hissetmelerini isterim" diye konuştu.

filmin başrolünü paylaşan ve "asya" karakterini canlandıran nesrin cavadzade de film için kürtçe öğrenmeye çalıştığını belirterek, "bence filmin en temel cümlesi ’bizi rahat bırakın, biz kendi aramızda çok mutluyuz ve birbirimizi anlamaya hazırız’ cümlesidir" dedi.

-filmin konusu-

başrollerini yeşim ustaoğlu’nun "pandora’nın kutusu" adlı filmindeki performansıyla 16. altın koza film festivali’nde "en iyi yardımcı erkek oyuncu" ödülünü alan osman sonant ile nesrin cavadzade’nın paylaştığı, yavuz bingöl, erkan can, şerif sezer, settar tanrıöğen, gaffur uzuner ve metin yıldız gibi ünlü oyuncuların eşlik ettiği filmin konusu şöyle:

"itfaiye kamyonları bozulan karadenizli çayırbağı beldesine, diyarbakır büyükşehir belediyesi bir itfaiye aracı hibe eder. karadenizli koşman, itfaiye aracını teslim almak için hayatında ilk kez diyarbakır’a ayak basar. koşman, diyarbakır’ın zenginliğini görür, diyarbakır’a ve yaşayan halkına olan tüm algısı altüst olur. dönüş yolculuğu sırasında yanında gizemli bir misafir, dışarıda olağanüstü bir doğa, önünde uzun bir yol ve sıra dışı bir macera vardır. aşk, hüzün ve kahkaha dolu bin 200 kilometrelik yolculuk, koşman ve diyarbakır’dan kendisine katılan asya bütün hayatını değiştirir. "

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol