"umut kötülüklerin en kötüsüdür çünkü işkenceyi uzatır."
(bkz: nietzsche)
umutla yaşamak
(bkz: umut kim lan)
(bkz: umutla ölmek)
...
umut,bizim direnme gücümüzdür,
umut,bizim yenilenme gücümüzdür,
umut,hayat ağacımızın filizidir,yaprağıdır,özsuyudur,
umut,bizim eylemimizdir,umudun düşmanı insanın düşmanıdır...
umut,bizim direnme gücümüzdür,
umut,bizim yenilenme gücümüzdür,
umut,hayat ağacımızın filizidir,yaprağıdır,özsuyudur,
umut,bizim eylemimizdir,umudun düşmanı insanın düşmanıdır...
yıldızların, kasaba $eriflerinin yaka kartı olarak kullanıldığı bir çağda eğer hâlâ umutla ya$amayı bilen insanlar varsa $u yazdıklarıma değiyor demektir, evet. (sırlı bir steno dola$ıyor kelimelerin altında..)
göreli bir kavram umut elbette; basit tanımı ise: bulunduğu durumun göreli vehametinden sıyrılması amacı ile ki$inin kendine uyguladığı terapi. dine bağlılığı ve inancı çok kuvvetli olmasa da, tanrı`nın varlığını zaman zaman kendi aklında çözümleyemese ve $üpheye de dü$se insan, yastığına dayadığında ba$ını, "her $ey daha iyi olsun tanrım!" diyor ise, orada "umut=tanrı" oluyor sanırım. benim klasik umut tanımımla sizinkinin bağda$mıyor olduğunu söylerseniz sizi ayıplarım: paragraf ba$ında `göreli` diyorum değil mi..
`hayat nasılsa geçiyor` diyebilmenin o yapı$kan kolaylığını konudan uzakla$tırıyorum hemen. sadece gereksinimlerin kar$ılanması ile ya$amın idame edilmesi sağlanabilseydi sait faik kalkıp da `dünyayı güzellik kurtaracak!` demezdi sanırım. yani.. kötü giden bir $eyler var, düzensizliğin düzenini düzen bir $eyler yani.. "düzelecek!" diye dü$ünmek de umutla ya$amak oluyor i$te. karanlığın di$siz ve kör ağzına sıkı$sa da bazen ruh, ferahlamak için pencereyi açıp gökyüzüne, yani aydınlığa bakma ihtiyacını buluyor derinlerinde. karın bo$luğundan mistraller geçiyor, daralıyor insan; nefessizle$ip, kıvranıyor : her $ey insanlar için.
cabadan, rafadan ya da havadan; netice itibariyle mütemadiyen `umutla ya$amak`la i$tigal insan.
a$kla da cedelle$iyor i$te o umut almaçları.
`hazır a$ktan laf etmi$ken` ;
umutluyum lan.
göreli bir kavram umut elbette; basit tanımı ise: bulunduğu durumun göreli vehametinden sıyrılması amacı ile ki$inin kendine uyguladığı terapi. dine bağlılığı ve inancı çok kuvvetli olmasa da, tanrı`nın varlığını zaman zaman kendi aklında çözümleyemese ve $üpheye de dü$se insan, yastığına dayadığında ba$ını, "her $ey daha iyi olsun tanrım!" diyor ise, orada "umut=tanrı" oluyor sanırım. benim klasik umut tanımımla sizinkinin bağda$mıyor olduğunu söylerseniz sizi ayıplarım: paragraf ba$ında `göreli` diyorum değil mi..
`hayat nasılsa geçiyor` diyebilmenin o yapı$kan kolaylığını konudan uzakla$tırıyorum hemen. sadece gereksinimlerin kar$ılanması ile ya$amın idame edilmesi sağlanabilseydi sait faik kalkıp da `dünyayı güzellik kurtaracak!` demezdi sanırım. yani.. kötü giden bir $eyler var, düzensizliğin düzenini düzen bir $eyler yani.. "düzelecek!" diye dü$ünmek de umutla ya$amak oluyor i$te. karanlığın di$siz ve kör ağzına sıkı$sa da bazen ruh, ferahlamak için pencereyi açıp gökyüzüne, yani aydınlığa bakma ihtiyacını buluyor derinlerinde. karın bo$luğundan mistraller geçiyor, daralıyor insan; nefessizle$ip, kıvranıyor : her $ey insanlar için.
cabadan, rafadan ya da havadan; netice itibariyle mütemadiyen `umutla ya$amak`la i$tigal insan.
a$kla da cedelle$iyor i$te o umut almaçları.
`hazır a$ktan laf etmi$ken` ;
umutluyum lan.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?