insan olmanın ve bedenin bütün zaaflarından kurtulmuş bir düşünürdü. üstelik bu, çaba gösterdiği, uğraştığı, zorladığı bir durum değildi, kendiliğinden böyleydi. kırılan gözlüğünü seloteyple yapıştıran, tırnaklarını kesmeyi, arkadaşları uyardığında hatırlayan ve söz dinleyen biriydi. kolunun kırıldığını aylar sonra tesadüfen öğrenmiş ve yanlış kaynadığı için bir şey yapmamıştı. verdiği eserler, dersler ve kitaplara adanmış kısa bir hayatın ardından, halâ unutulmamış olması, bu denli çok seviliyor ve özleniyor olmasının, bu ülkede bir anlamı var mı bilinmez. ancak gerçek olan şu ki; ulus baker, yaşam algılayışıyla binlerce öğrencisine başka, bambaşka bir dünyanın ve gerçekliğin anahtarını verdi. yaşanabilir bir hayat kurma umudu, bu anahtarın açacağı kilitlerin arkasında duruyor.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?