bütün güzel masallar gibi yaradan’ ın adıyla başlar hikâyemiz.
heybetli, dağ gibi bir adam zekeriya bir civanın hikâyesini anlatmaktadır etrafındaki çocuklara. bu hikaye, başına ne hal geldiyse, aklı başından alınmış, ağzı dili lal olmuş, baktığını başka gören, duyduğunu başka duyan ulak ibrahim’in hikayesidir.
zekeriya köy köy dolaşıp ulak ibrahim’in hikâyesini anlatan bir gezgindir. anlatmalıdır ki başka çocuklar da bilsin bellesin ulak ibrahim’in hikâyesini. masalla gerçeğin buluştuğu noktada cesaretin dilidir ulak ibrahim. ulak ibrahim anlatılmalıdır ki yaşasın… yaşasın ki zekeriya’nın yüreğindeki acı soğusun. zekeriya sadece çocuklara anlatır bu hikâyeyi, saflığı bozulmasın diye, kendi de bir zamanlar masallara inanan bir çocuktu diye.
zekeriya, yeni geldiği, dünyanın tüm günahlarını kendine yük etmiş bu köyde hikâyeyi anlatmasıyla birlikte engellenemez bir devrime neden olur. sessizlik dile gelir, karanlık aydınlığa bürünür, özü sözü birlik, ulak ibrahim diye gözükür ve ulak ibrahim’in onları gelip bir gün kurtaracağına inanlar beklemeye başlar.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?