“öldükten sonra buraya nasıl gelebiliyorsunuz? kayığım nerede? sizi görünce akan gözyaşlarım nerede? yoksa bir düş müsünüz siz? yoksa deli miyim ben?”
“kaygılanmayın. kayığınız ırmakta çoktan çürüdü. öteki dünya da sizin kayığınız gibidir, su geçirebilir, hatta daha fazla.”
“acı çekiyorum madam, size dokunamamaktan.”
“rüzgara dokunabiliyor musunuz ki, mösyö?”
ölüler gibi yavaş yavaş konuşuyordu. ekledi:
“rüzgar gibi olduğunuzda acı çekilmez mi sanıyorsunuz?"
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?