türk gencine inanılmaz zayiat verdiren, ülke gelişimine büyük darbe vuran terörizm dalgasıdır. beyin göçücün temel sebebi olduğu konusunda tezler, kitaplar yazılmasına karşılık kamuoyu konuya duyarsız kalmıştır. belki de duyarsız kalması sağlanmıştır. beki de...
avrupa devletlerinin bu teyzelerin gizli finansörü olduğu konusundaki iddialar henüz yeni... zaman tüm gerçekleri ortaya çıkaracaktır.
mağdurlar anlatıyor:
(minibüs versiyon)
ıslaktı kaldırımlar. soğuk bir kış akşamıydı. yağmur ciseliyor, arap kızı ise kahvesini yudumlayarak koşuşturan insanları izliyordu camdan. telaşlı kalabalık adımlarını hızlandırıyordu yürüyüş hızlarının birim alana düşen yağmur oranını etkilemeyeceğini hesap etmeden... umarsızca...
bense sevgi kelebeği gibi hissediyordum kendimi yağmur altında çiçek taşırken...
soğuktu.. yağmur yağıyordu kadıköy de. üşüyüp ıslanıyordu çiçeklerim... ölüyordu sanki içimde ölenler gibi..
otobüs durağına yaklaştıkça adımlarımı sıklaştırdım ve sıraya usulca sokuldum. önümdeki bağyan irkildi, ehe pardon dedim 2 adım geriledim utanmazca. minibüse biner binmez yer bulma kaygısı ile kolumu iki kişinin arasından kendinden emin bir şekilde uzatıp boğuk bir sesle bi bostancı alır mısınız dedim, bir daha görmeyeceğim insanlar nezninde puan kaybetmemek için... her şey iyiydi yani.. oturdum koridor tarafına taktım kulağıma ay podu, verdim müzeyyen senar ı, huşu içerisinde...
tamam derken onunla göz göze geldim. evet. ağzıma sıçan bu andı işte. minibüsün dışında, sonraki vasıta için rambo edası ile sıra bekleyen, alanında uzman vahşi bir teyze ile kesişmiştim. bakışları karşısında kendimi 5 yaşında savunmasız ve çırılçıplak bir çocuk gibi hissetmiştim ve tahmin edileceği üzere bunu hisseden sadece ben değildim.
her ne kadar şairane olmasa da ağzımdan dökülüverdi kelimeler: hassiktir. sıçtık!
teyze kalabalığı hızla yararak minibüse bindi. bir hulk, bir atak halindeki pikachu, efendime söyleyim bir maganda idi artık gözümde. hoyratça düzelttikten sonra başörtüsünü, üç kişiyi tartaklayıp yanıma kadar geldi.
ayırmıyordu gözlerini gözlerimden.
sikerim belanı kalk yer ver bana! der gibi baktı. ya teyze bak valla acayip yorgunum. çanta bir, çiçek iki.. bu mutlu günümde beni yorma teyze der gibi baktım. bana ne lan mcık! sosyal sorumluluk duyguların hiç mi gelişmedi? anan baban kim senin..! der gibi baktı. kalkmıyorum monacoyum. yeter lan nedir sizden çektiğim. kuruttunuz lan gençliğimi... der gibi bakıp noktayı koyduğumu zannederken tabiatı gereği teyze yeniden çirkefleşti.
-vallahi biz böyle değildik. ayıp! bizim zamanımızda büyüğe saygı vardı. cık cık cık yaptı...
ardından tüm gözler odaklandı üzerimde. ağırlığı hissettim. ateş bastı. haykırmak istedim çıldırasıya;
toplu taşıma araçlarındaki teyze sömürüsü son bulacak! yaşasın ezilen minibüs mağdurları. yaşasın kardeşçe seyahat. tek yol minibüs yolu!
olmadı... yapamadım...
hayvanlığımla kaldım. toplu taşıma araçlarının kadrolu elemanı olan özgüveni yüksek bıyıklı adam son darbeyi de vurdu:
- cık cık cık. terbiyesizlik.
- cık cık cık... (tüm minibüs aynı anda)
yıkıldım...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?