the good the bad and the ugly

valequentill
hem soundtrackleri ile hem de senaryosu , oyuncuları ile efsaneleşmiş bir başyapıt. her dönem için izlenebilecek modası bir türlü geçmeyecek ve eskimeyecek olan filmdir. geçenlerde trt 1 tarafından yayınlanıp ruhumuz okşanmıştır.
demogorgon
filmin o ünlü müziği birçok yeşilçam filminde ( özellikle komedilerde ) duyulur. evet o müzik... hani kovboy müziği denince akla ilk gelen... işte bu efsane müziğin yaratıcısı ennio morriconedir.

film her raslayışta kendini mutlaka izletir. "iyi" olan clint eastwood isimsiz bir kahramanı canlandırır. adı hiç telaffuz edilmez. sadece "sarışın" diye hitap edilir. clint babayı film boyunca hep aynı yüz ifadesiyle izleriz, yine de "helal" deriz. "kötü"yü ise lee van cleef oynar. "melek göz" denir filmde kendisine...

3 karakterin de filmin başında ayrı ayrı "iyi, kötü, çirkin" diye tanıtılma kısmında 70 yaşında bile olsam gaza geleceğimden eminim.

filmin en vurucu anı ise "çirkin" olan tuco’nun (bkz: eli wallach ) altın gömülü mezarı aradığı sahnedir. bu anda morricone’nin şaheseri the ecstasy of gold çalmaya başlar. tüyler diken diken olur. tuco devasa mezarlıkta delice koşturmaya başlar. biz de adeta hipnoz oluruz.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol