the gathering

goetica
the gathering biyografisi:


herşey 1989’da başladı. hans rutten ve rené rutten kardeşler yanlarına bart smits’i de alarak bir grup kurmaya karar verdiler. çok geçmeden hugo prinsen geerligs, jelmer wiersma ve frank boeijen de onlara katıldı ve böylece the gathering doğmuş oldu. önceleri haftada bir buluşup ne yapacaklarını konuşmaya başladılar. esas buluşma noktaları metal müzik oldu, ama grup üyelerinin çoğu diğer müzik türlerine de ilgiliydi. bu durum onlara geniş ve bereketli müzikal bir zemin hazırladı.

1990 yılında “an imaginary symphony” adında bir kaset hazırladılar ve bunu bir kaç yere yolladılar. o yıllarda metal ağırlıklı bir müziğe klavye katmak pek olağan ve görülmüş bir şey değildi, ama onlar yaptılar. 1991 nisanında “moonlight archer” demosu dolduruldu ve dağıtıldı. artık yavaş yavaş dikkat çekmeye başladılar ve morbid angel, death gibi devlerin alt grubu olarak çaldılar. artık sırada bir albüm çıkarmak vardı.

foundation 2000 şirketiyle anlaşarak 1992’de “always...” albümünü çıkardılar. bu albümün vokalinde bart’a (onlara canlı performanslarda katılan) bayan vokal marike groot eşlik etti. bu gotik/doom albüm hayli beğeni topladı ve onlara bir kaçı belçika ve israil’de gerçekleşen pek çok konserler verdirtti. ama maselef müzik şirketinin kalleşliği yüzünden albümün kaç sattığını bir türlü öğrenemediler. bu arada vokalistler bart ve marike sonuçtan memnun olmadıklarını söyeyip grupla yollarını ayırdı. artık the gathering için karanlık günler başlamıştı..

1993 yılında yine aynı müzik şirketiyle “almost a dance” albümü piyasaya çıktı. çok güçlü bir albüm olmasına rağmen aralarına yeni katılan vokalistler niels duffhues ve bayan partneri martine van loon’un grup için doğru tercihler olmadıkları ortaya çıktı. her ikisi de grubun müziğine bir türlü uymadı. (bence de grubun havasıyla ve tarzıyl alakaları yoktu, böylece güzelim albüm güme gitti. [sir gawain] ) artık grup vokal sorununu çözmeliydi.

grup kara kara vokal ararken, hatta umudunu kaybetmiş herşeyin bittiğini düşünmüşken 1994’ün ortalarında anneke van gierbergen isimli bir mucize gelip onları buldu. melek gibi ve ruh dolu vokaliyle tüm grubu büyüledi. çok geçmeden almanya’dan iyi bir de haber geldi. ünlü century media records şirketi gruba bir anlaşma önerdi. tam umutlarını yitirmiş bir anda böylesi iyi gelişmelerle adeta yeniden doğan grup bir hevesle kolları sıvadı yeni albümünü yaptı. 1995 çıkışlı yeni albüm “mandylion” (özellikle ülkeleri hollanda’da) çok büyük başarı elde etti. ülkelerini karış karış gezip konserler verdikten sonra belçika ve almanya’ya da turneye çıktılar.

turnelerden ve okuldan arta kalan zamanlarda zar zor yazıp kaydedebildikleri “nighttime birds” albümü 1997’de çıktı. müzikal anlamda “mandylion”a benzeyen bu albüm grubu daha da yükseltti, ününe ün kattı. grup bu albümle doğu avrupa’da, fransa’da, italya’da ve pek çok avrupa ülkesinde konserler verdi. turnelerden sonra grubun gitaristi ve jelmer artık konserler vermekten ve gitar çalmaktan sıkıldığını söyleyip 98 temmuzunda grubu bıraktı. diğer üyeler bu gelişmeyle monotonluktan kurtulmak içni yeni bir şeyler denemeye karar verdiler. yeni enstrümanlar, yeni teknikler üzerinde çalıştılar. sonuç iki cd’lik “how to measure a planet?” (1998) albümü oldu. müzikal anlamda çok farklı olan bu albümü fanatik metal hayranlarına tanıtmak sevdirmek hayli zordu. yine de istedikleri ilgiyi ve başarıyı elde ettiler. ilk kez 99 yazında amerika’da konserler verdiler (hem de 14 konser).

the gathering artık müzik piyasasına da el atmaya karar vermişti. böylece artık kimseyle muhattap olmamak ve herşeyi kendi ellerinde bulundurmak için kendi müzik şirketlerini (psychonaut records) kurdular. kendi müzik şirketleriyle ilk albümleri “always...”i 1999’da, “almost a dance”i de 2000’de tekrar piyasaya çıkardılar. ama century media records ile anlaşmaları hala bitmediği için live albümleri “superheat” (2000) century media etiketiyle çıktı. bu albüm “how to measure a planet”, “mandylion” ve “nighttime birds”ün en iyi parçalarının konser kayıtlarını içeriyordu. kariyerlerindeki bir diğer başarı da 2000 çıkışlı “if_then_release” albümüyle geldi. albüm güçlü ve duygusal rock parçaları içeriyordu. bu albümden sonra tekrar uzun bir turne dönemi geçirdiler. artık avrupa’da gitmedikleri yer neredeyse kalmamıştı. onlar da meksika’ya gittiler. yurttaşlarının hatırı kalmasın diye hollanda’da da bir kaç konser düzenlediler.

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol