tehlikenin farkındayız

farkındayız
düzenin bir şeriatçı bir kemalist açılımla yürüttüğü siyasetin
şeriatçı-laik kamplaşmasının
ve bunların hiçbirinin emek-sermaye çelişkisini örtmesinin mümkün olmadığının

asıl tehlikenin tehilike var diye bağıranlar olduğunun farkındayız.

http://tinyurl.com/vqzlg

olmaz mı,tabii farkındayız,eğer 4.5 sene içerisinde olağanüstü köklü değişikliklere gidilmez ise,sokaklar şimdiden tayyoş amcanın yanıdaki gibi tiplerle dolacağa benzer,şayet video gerek tayyoş un
oturuş ve kalkış biçimiyle orantılı olarak,çoook şeyler ifade etmekte,kendine kürt islam sentezi ni dünyaya yaymaya adamış bir adamın bile ,yav takiye yapıyoruz biz amma ,bu hıyarlar anlamıyorlar,şöyle bir gece ansızın fetoş amcanız uçaktan insin de bizim yeni rejime prim yaptırsın cinsinden adamlar olduğunu...

dıarıda müslüman takılıp evde viskiyi götürenleri bilmez miyiz?
tabii farkındayız...

her iki kişiden birinin ,ben valla oy vermedim ,bana öyle pis pis bakmayın diyeceği kadar kaypak olduğunu...

bildik çok şey var tabii...

mesela ülke kaynaklarının yabancı alıcılara bir güzel peşkeş çekildiğini...

küçük sanayicinin pazar payının eritilerek ,büyükbaşlar için yaranırlık edildiğini...

saklamayın kardeşim hangi taşın altına girerseniz buluruz diyor insan,yeter ki takiyye etmeyin.

bana bir süre önce akp li değilim diyenlerin,iddia dan tüyo almışçasına arap kürt partisi kazanacak diye hemen sandık altına geçtiklerin...

"koyun demeeee",diye bağıranların arap kürt anonim oluşumuna laf da söyletmediklerini,en güvendiklerinizin dahi zamanı geldiğinde düşman elini sıktıklarına tanıklık etmek tahammül konusu bile değildir...

inadına tehlikenin farkındayım,onun bunun ümmeti için değil,anayasadan çıkarılmaya çalışan kemalizm için,inadına bir kemalist gerillayım.inadına faşizan bir kemalistim eğer duymak istiyorlarsa...

ve dahi ille de yeşil komunizm in bayraktarlığını yapan denyolara seslenirim,son bir sözdür ki:

(bkz: bizde hesapları namlular sorar)

hasan bülent kahraman bi yazısında deniz baykalın çok kötü bir satranç oyuncusu olduğunu anlatıyordu çünkü baykal hepimizinde bildiği gibi tayyip erdoğanın siirtten milletvekili olabilmesi için gerekli prosedürleri yerine getirmişti ama tayyipin cumhurbaşkanı olabileceğini düşünememişti yani daha iki hamle sonrasını göremeyen hatta önünü göremeyen bir insan olacak ki cumhurbaşkanı seçimlerinden aylar önce 367 ye öyle bir sarıldı ki sonunda asker muhtıra yayınladı hemde bu muhtıra anayasa mahkemesi karar aşamasında iken yayınlandı ve karar açıklandı kimilerinin beklediği kimilerinin ise şaşırdığı bir karardı bu ama bence türkiyede demokrasi diye bişey olmadığının kanıtıydı çünkü en basit şekliyle

akp bir şekilde seçimlerden tek parti olarak çıkmış abdullah gül başkanlığında hükümetini kurmuş sonra tayyipi meclise sokmuş ve bunlar yapılırken kimse sesini çıkarmamış ama iş cumhurbaşkanlığı seçimine gelince dur bakalım denmiş yani her ne kadar akp li olsalarda bu ülkenin vatandaşları ellerindeki yasal hakkı kullanamamıştı. neden peki asker istemedi diyemi ? halk istemedi diyemi ? birincisi askeriye yada genelkurmay başkanlığı başbakanlığa bağlı bir kurumdur ikincisi ise halk istemediyse neden %40la yeniden geldi bu adamlar başımıza?
iyi hatırlarsak muhtıranın yayınlandığı gün bazı yazarlar ,bazı yorumcular bu olayın yanlış bir hamle olduğunu ve olacak bir erken seçimde akp nin daha yüksek bir oy ile meclise girmesinin yüksek bir ihtimal taşıdığını söyledi,yazdı.eğer bunu o insanlar görüyorsa tehlikenin farkında olanlarda görmeliydi ama onların amacı bunu görmek değil çünkü at gözlüklerini öyle bir takmışlar ki bazılar kendi fikirlerini bile geliştirememişler, bazıları durumun farkına varmış köşesine çekilmiş, bazısı kendi partisini kurmuş, ama kendilerini tehlikenin farkında sananlar,sanki ülkenin tek sahibi onlarmış gibi insanları galeyana getirmek için hatta çarpıştırmak için bu tip basit sloganları kullanmayı zekice bulmuşlar sonuçta bu ülkeyi bir kez daha akp ye katlanmak zorunda bıraktılar...

ayrıca
(bkz: baskın oran cumhurbaşkanı adayı olsun)
(bkz: fikirler kurşun geçirmez)
ama en iyisi
(bkz: bireysel silahlanalım)

(bkz: çok geç)

beklenmedik durum
(bkz: ibrahim tatlises in sozlukte yazar olmasi)

seçeneksiz milliyetçi "sol"un (artık sağı temsil ettikleri apaçık ortada) genel seçimlerden önce ortaya attıkları ve cumhuriyet gazetesinin de sık sık kullandığı bir slogan.

uyandıklarını belirten 2 kelime

(bkz: tehlikenin farkında mısınız)

secim sonuçlarına bakıldığı zaman halkın benzerini pek iplemediği slogan. akp gibi dinci ve yolsuzluk düşkünü bir partinin oy aldığı secmen profili dikkate alınırsa cebinde 100 dolari olupta dövizin yükselmesine sevinen eğitim seviyesi düşük insanlardan farkını göremiyorum. bu secimin sonucunu ne başbakanın ve partisinin halkı aşağılaması ne de ülkenin içindeki çıkmazlar etkilemiştir. cebindeki 100 doların lira karşısında değerlenmniş olmasına sevinen kitle ile kuzey ırak’taki akrabalarından gelen teröre kılını kıpardatmasına sevinen kitleler etkilemiştir. acı ama gerçek.

olmaz mıyız!
belirli aralıklarla ortaya kurmaca tarikatler çıkartıp ankarada yürütenlerin ,
erkeğe çarşaf giydirip suni gündemler oluşturanların ,

"okulda namaz" diye büyük puntolu haberler sunup ;komplo olduğu anlaşılınca sus-pus olanların ,

devletin pkk ya karşı kullandığı "yerli hizbullahın" devlet kontrolünden çıkıpta cinayet şebekesine dönüşmesinin ve onların kazdığı mezarların bizzat devlet tarafından "elle konulmuş gibi" bulunmasının ve bunun zamanlamasının ,

bu ülkede "hayali irticanın" terörden daha önde bir tehlike olarak sunulmasının

kürtlerle-türkler kardeştir diyip islamı dünyaya yaymaya çalışan bunun yaparkende "atatürk ve bayrak" değerlerini de gittiği yerlere götürenlerin "amerikancı" ilan edilmesinin

tüm bunlar işe yaramayınca "genç subaylar rahatsız" başlığı atan "global faşizm destekçilerinin" ,

ve daha nicelerinin farkındayız.
asıl tehlikenin ,asıl "coni yalakalarının" kimler olduğunun "şiddetle" farkındayız.