sokmek

janthamade
bir seyi baska birsey icine monte etmek.

ayrica tdk diyor ki:
1 . içine veya arasına girmesini sağlamak.
2 . (-e) bir yere girmesini sağlamak, içeri almak:
"bizi içeriye aldı ve küçük bir odaya soktu."- f. r. atay.
3 . bıçak, çakı, iğne vb. batırmak, saplamak.
4 . böcek, zehirli hayvan iğnesini batırmak veya ısırmak, zehirlemek:
"otların arasında bacaklarını yılan sokar."- r. n. güntekin.
5 . (-e, nsz) yasak bir malı gizlice getirmek veya götürmek:
"ülkeye kaçak eşya sokmak."- .
6 . mecaz belli etmeden kötü bir malı vermek:
"satıcı, elmaların çürüklerini sokmuş."- .
7 . (-e, nsz), mecaz konuşma sırasında bir sözü, soruyu veya düşünceyi söyleyivermek:
"asım, fikrini birçok sözlerle sağlamlamaya uğraşırken, araya -olmaz mı dersiniz, ne dersiniz?- gibi sualler sokuyor, cevap istiyordu."- r. h. karay.
8 . mecaz dokunaklı, kırıcı veya acı söz söylemek.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol