bu da manifestosu:
sivil sözlük, söyleyecek sözü olduğu halde bu güne kadar söyleyememiş, susturulmuş, korkmuş ama bilen, bildiğinin arkasında durabilen, tartışmanın üslup gereklerini yerine getirebilen, cümle avcılığı yapmayan, çabuk sinirlenen ya da hiç sinirlenmeyen, sinirlenip çabuk dinginleşen, film çeken/izleyen, kitap okuyan/yazan, resim yapan, fotoğraf çeken, heykel yapan, tiyatroyla didinen, dünyayı felsefenin diliyle anlayan/anlamaya çalışan/anlamak isteyen, hayata dair duruşu/bakışı olan ötekidir. ve kısaca ötekinin diliyle buradakine sesleniştir. baskı altına almak ya da baskıyı doğal sürece eş tutmak bu sözlüğün işi değildir. çelme takmayı sevmez, takmaya kalkanı hiç sevmez.
birlikte üretmek, paylaşmak esastır. aynılık çarkına dişli olanların kerpeteniyiz efendim.sivil, sivilin haldaşıdır, sivilliğin tanımı yeniden anlamını bulana kadar bir sivil yazar bir diğer sivil yazarın el feneridir ve üstelik yolu bildiğimizi hiç söylemedik çünkü yol biziz. bu sözlüğe konu olacak her türlü birikim eksikliğimize delil olacaktır.
koca koca kelimelerimiz ve hiçlik bilgimizle inat etmeye geldik. farkı anlatmak diye bir derdimiz yok, çünkü farkı anlamak için burada yazmak şarttır gibi bir bilgeliğe de açığız. yani sivil sözlük kendini bilir,kendini bilmez, akıllıdır, delidir, yoktur çoktur. inat cümlesi ile sizi selamlarız: varız.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?