sinek sarayı

emma the gold one
on yıl sonra bile tadı damakta olan kırıkkanadından öptüğüm kadının ’solaklara, altı parmaklılara, tek çocuklara, eşcinsellere, uzun kitaplardan canı sıkılanlara, sakarlara, tepegözlere, kekemelere, üç böbreklilere, iyi yüreklilere, harcananlara, harcamaya kıyamayanlara, sevgili gâvur kazım ve büyük aşkı ladiye’ye armağan ettiği kitabı.

tanıtım yazısından;
cihangir, bülbül sokağı çıkmazındaki apartman sakinlerinin hiç de sıradan ve sakin bir yaşamları yoktur. cüce bir kapıcı ve mongol oğlu, bir fahişe, gece kulüplerinde darbuka çalarak geçimlerini sağlayan ikiz kız kardeşler, bir travesti, umutsuz ve son derece mutsuz yaşlı bir kadın ile dul kızı... gidecek başka yerleri olmayan bu insanların yaşamları da sokağın kaderi gibi çıkmazdadır sanki.

ama kimi zaman gerçekler, çarpık bir aynadan aksedenlerdir sadece ve hiç de göründüğü gibi değildir. kırılmış, parçalanmış kimlikler, ikiye bölünmüş yaşamlar bir aynaya başka nasıl yansıyabilir ki zaten?
cihangir sokaklarından renkli manzaraları, sıcak insan ilişkilerini, kimi zaman da öfkeleri, meyhane masalarındaki sohbetleri son derece canlı ve doğal bir üslupla dile getiren mine g. kırıkkanat, sinek sarayı’nda hüzünlü, ama bir o kadar da hareketli bir kesit sunuyor sıra dışı insanların yaşamından.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol