(18. yy. divan şiiri)
yalnız onsekizinci yüzyılın değil, bütün divan edebiyatımızın son büyük temsilcisi, son büyük şairi olan şeyh galib bir mevle-vîdir. babası mustafa raşid efendi de bir mevlevî idi. asıl adı mehmed esad galib2 dır. istanbulda, yenikapı mevlevi hanesine yakın bîr evde, 1757 yıfında dünyaya gefdf. mevlevî tarikatının adabını ve farsçayı babasından öğrendi. şiir ve felsefe zevkini pek genç yaşta tatmaya başladı. daha sonra galata mevlevi hanesi şeyhi hüseyin dededen, dil ve edebiyat hocası neşet efendlden ders almıştır. şeyh galibi etkileyen ve yoğuran, mevlâna rumînin mesnevisi ve çevresinde mev-lânaya gösterilen derin saygı ve bu konudaki sohbetlerdir.
galib, 24 yaşında iken, divan-ı hümâyûn beylikçi odasına kâtip olarak girdi. daha bu yaşta iken divanını düzenledi ve 26 yaşında iken de meşhur "hüsn ü aşk"ını bitirdi. 30 yaşına gelince, mevlâna dergâhında çile doldurmak için konyaya gitti. fakat babasının ısrarlı mektuplarına dayanamayıp, konya dergâhı çelebisinin de ricası ile istanbula döndü. çilesini yenikapı mevlevihane-sinde tamamladı. (çileye giren, 18 gün süre ile bir hücrede yalnız kalır. bundan sonra üç yıl kadar tekkenin her türlü işlerine bakar* en süflî hizmetlerde kullanılarak nefsini öldürür ve bin günlük çile tamamlanmış olur).
çilesini bitirdikten sonra şiirlerini yazmaya devam eden galib, 34 yaşında galata mevlevihanesi şeyhliğine tayin edildi. tarikat ve sanat hayatının en parlak devrini bullarda yaşadı. devrin şair, bestekâr vemev^ levî hükümdarı sultan iii. selim, galata mevlevîhanesine sık sık gelir, onu sarayına da davet eder, çok zengin armağanlar verirdi. yalnız padişah değil, annesi ve kız kardeş-leri hatice ve beyhan sultanlar da şeyh galibin hayranı idiler ve huzura kabutede-rek iltifatlarda bulunurlardı, onun, çok güzel bir kız olan beyhan sultana ümitsiz ve derin bir aşkla bağlandığı mevlevîler arasında söylenirdi. bu, şiirlerinin havasından!da anlaşılmaktadır. rivayete göre beyhan sultan da onu seviyordu. aralarında açığa vurulmayan, temiz bir aşk hayatı yaşanıyordu.
şeyh galib 1798de hastalandı. 4 ocak 1799 cuma günü, henüz 42 yaşında iken öldü. aşk yüzünden vereme yakalandığı ve bundan kurtulamadığı söylenegelmiştir. o öldüğü zaman henüz sağ olan babası, nâşına kapanarak "bu siyah sakal ile beyaz kefen birbirine hiç yakışmadı" diye ağlamıştır.
şeyh galib, divan şiirini, ona yeni bir üslûp ve sadelik getirerek kapatmıştır. belki divan edebiyatının son en büyük şairi olması, kendi deyimi ile "bir başka lügat tekellüm etmiş" olması, söylenegelen tarz ve kavramları tekrar etmeyişindendir. onun şiirleri mecazlarla doludur. bu mecazlar, koyu ve parlak renklere bürünmüş olarak verilmiştir.
şeyh galib, kendisinden sonra gelen, 20. yüzyılın başlarında yaşamış ve yenilikçi olarak bilinen tevfik fikret, cenab sahabettin, ahmed haşim gibi şairleri de etkilemiştir.
eserleri:
şeyh galibin en önemli eserleri
divanı ve hüsn ü aşk mesnevisidir. bunlardan başka "şerhi cezire-i mesnerf" adlı, yusuf sineçakın "cezire-i mesnevisinin bir şerhi ile "er-risâletül-behiyye fi tarlkatpi-mevlevlye" adlı bir eseri daha vardır. bu sonuncusu, kösece ahmed dedenin es-sohbetüs-sâfiyye adlı eserine yazılmış arapça bir şerhtir.
şeyh galibin divânı, henüz 24 yaşında iken,arkadaşı vakanüvis pertev tarafından düzenlenmiştir. iii. selim, şeyh galibin di-vanını 3000 altın sarf ederek çok güzel bir hatla yazdırmış, süsletmiş ve ciltletmiş-tir. divanda 26 kaside, 331 türkçe ve 36 farsça gazel, 2 müstezad, 4 teşbih, 9 terci, 7 müseddes, 4 muhammes, 17 tahmis, 68 tarih, 11 şarkı, kıtalar, rubailer vardır. bugün elde 20 yazma nüshası bulunuyor.
şeyh galibin nevât dili (çağatay türkçesi) ile söylenmiş gazeli de vardır ki bu onun orta asya şiirine aşinalığını ve hayranlığını gösterir.
hüsn ü aşk, şeyh galibin en büyük eseri ve türk divan edebiyatına en değerli armağanıdır. 2101 beyitlik bir mesnevi olan bu eseri 26 yaşında iken ve altı ayda tamamlamıştır. şair bu eserini bir iddia üzerine yazdığını kendisi anlatıyor. akademik sohbetler yapılan bir toplantıda, şiir, ilim ve sanattan söz edilirken nâbrnin "hayrâçâd" adlı mesnevisi de sözkonusu olmuş" mecliste bulunanlardan biri bu eserin övgünde pek aşırı giderek "ona benzer bir eser yazılamaz" demişti.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?