hani müzik listeni oluşturursun sonra işine gücüne dalarsın.sonra biraz mola verirsin kahveni kupana doldurursun tekrardan.şöyle arkana doğru yaslanıp ellerini havaya kaldırırsın genleşirsin bir güzel.suratına işi yarılamış olmanın haklı salak gülümsemesi oturur..çalan şarkıları dinlemezsin duyarsın sadece kulağına geldiğini bile fark etmezsin o anda..sonra yavaştan tekrar çalışmana yoğunlaşırken birden nasıl duru nasıl samimi bir ses kulaklarının kapılarını çalmaya bile gerek duymadan süzülüverir içeriye "gece avutmuyor; gönlüm unutmuyor dokunduğum hiçbir ten senin gibi kokmuyor..." birden irkilirsin ve mola verip artık şarkının içindeki o güzel vadiye bırakırsın kendini..alır sarıp sarmalar seni..sıcacıktır ama daha sonra yavaş yavaş rüzgar çıkar hafiften bir gök gürültüsü duyarsın ve tek tük yağmur damlaları düşer burnunun ucuna derken dudaklarına; alır dilinle yalarsın o yağmur tanesini tuzluymuş be hafif dersin..öyle güzel öyle anlatılası bir şarkıdır işte..
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?