şehirler arası otobüs yolculuğu

abraxas
ilk bakista yolculuk sehirler arasi gibi gorunur, biliyorum. ama o is oyle degil, o sadece sahirlerin arasinda gibi gorunen yol aslinda insanlarin arasindadir ve her otobus ortalama 40 civari yolcuyu birilerinden ayirir, her kavusma dahi yeni ayriliklarin mujdesi vermektedir.

ben bu yollarda 5. yilimi geciriyorum, belki 150 belki 200 kez gittim, geldim. ilk zamanlari biliyorum, ölümdu her yol. hepsinin basi gozyasiydi. ve hep biticek diye basliyordum yollara, cunku oyle demislerdi bana. oysa yollar bitmiyor, insan bir kez koptugu zaman bir daha koptugu yere tutunamiyor. yollar yalanciydi, sehirler arasi gidip gelen butun otobusler de yalancidir zaten. ilk adiminizi attiginizda alirsiniz yalanin kokusunu, o ustunde birazi yirtilmis cicekli etiketi bulunan belli ki hic bir market rafi gormeden bir toptancidan alinmis spreyden cikar koku, guzel gibi gelir, bir sure sonra sıkar,bogar. ilk kez muavin nereye gittiginizi bilmesine ragmen sordugunda farkedersiniz gulumsemesinin ardindaki samimiyetsizligini, cayi yarim bardakda verdiklerinde farkedersiniz yudumlarinizin soyledigi yalani, nescafesinin her yudumu daha acidir hic bir yerde bulamassiniz zaten o aciyi, yalanin, ayriligin tadidir o. yaninizda kimi zaman luzumsuz bi adam oturur, gereksiz sorular sorar, belki iyi niyetli ama sussun diye yalvarirsiniz, ondeki hic bir zaman dusunmez sizi rahatsiz edebilicegini, o koltuk hep dizlerinize kadar iner. cama kafanizi dayarsiniz, buz gibi sogugu alninizda hissedersiniz, asfalti olusturan taslar artik cenenizde titrer, sofor tarafindaki dijital saate gozunuz dalar, cam da onun aksini gorursunuz, cam da kendi aksinize bakarsiniz, biliyorum der, susarsiniz.

ilk mola .. mola yerleri hep soguktur, otobusler hep soguk yerlerde durur. ihtiyac molasi.. halbuki ihtiyac duydugunuz seyden yaklasik 3.5 saat once o otobus ayirdi sizi, hala da ayiriyor, "benim ihtiyacim 3.5 saat geride muavin abi, burasi neresi ki?".. tuvalete gitmek adettir, bir el yuz yikanir, cisiniz olmasa da gidersiniz, parayi verdiginiz adam sanki onun agzina sicmissiniz gibi bakar, uykusu da vardir ustelik.. plastik sisesinden bir kac damla kolonya dokersiniz ellerinize, peceteyi elinizde eritirsiniz.. belki seneye de giyerim diye buyuk aldiginiz ayakkabinizdan tasmaktadir ayaklariniz, kalbiniz butun duygularin farkinda olsada newton yercekimini cok once bulmustur, kani vucuda pompalar ama o ayaklariniza toplanir 3.5 saatte, bir takim garip isinma hareketleri yaparsiniz, kucukken gittiginiz spor kursunda ogretilen ayaklarinizi dondurme hareketi, ayaklariniz hala sistir, ama aldirmassiniz.yaninizda oturan adam, o en basta sizinle konusmak icin cirpinan adam, hala uyuyodur, onu rahatsiz etmemek icin gerilirsiniz ama cam kenarina gecmenin baska yolu yoktur,egilip bukulerek tekrar oturursunuz..

hava aciksa o gece yildizlari saymak rahatlatir insani, belki sevdicegin belki 4 yasindaki kardesiniz belki annenizin babanizin ayni yildiza baktigini dusunur, yuzlerini izlersiniz el verdigince.. yol surer, bundan sonraki molada isinmaya da zaman yoktur.. iser, yuzunuzu yikar, ensenizde sogugu hisseder yine oturursunuz hala sicak olan koltuga..

gun ışır, yol biter.. muavin "gecmis olsun" der.. yalan oldugunu bilirsiniz, bavulunuzu rahat rahat alabilmek icin insanlari beklersiniz, herkesin acelesi vardir ne de olsa.. 65 kiloluk bedeninize 30 kiloluk esyalari bir sekilde yerlestirirsiniz, bir daha ki seferi dusunur zihniniz, yollarin, sehirler arasi otobus yolculuklarinin insanin hayatina girdigi anda, bir daha hic cikmayacagini farkedersiniz.. ilk yol, insani oldugu yerden soker ve bir daha o buz gibi mutamadiyen titreyen camdisinda hic bir yerde rahat etmez kafaniz..

(bkz: su an agliyorum biliyor musun)
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol