satolina

satolina
kendimi sevmiyorum…

sen “ kendini sevmeyen başkasını sevemez” demiştin ! sevmiyorum işte …
söyleyemedim o gün -kendini seven bencil olur başkasını sevemez- lerimi
biliyorum bunu yüzüne söylesem büyür ela gözlerin ne yi , ne için düşündüğünü anlatırsın sonunda muhakkak beni ne kadar sevdiğine açılır kapıların

neyse konumuz bu değil , bu olsa gece uzar sen uykusuz kalırsın
( sen dedim yine.. sen değil biz olacaktı doğrusu)

tamam sustum …

….

dün “beni üzme “ dedin bugün “ yüzünü asma “ aynı şey ikisi de sanırım ..
gittin sonra ya da ben gönderdim bilmiyorum
tuttuğum nefesimi bıraktığımda bir şeyler çevrim dışıydı..


….

vücuduma bakıyorum.. bir kaç küçük çürük var
en son nerde düşmüştüm ?
( hatırlıyor musun ? )



aklıma yorulmuşluğun geliyor bana söylemiştin ( ki bana söylediğine göre ) ben yormuşumdur herhalde
yoksa beni severken bile 25 yaşında mıydın ?
öyle ise söylemeden edemeyeceğim ; ben birikmiş bir bardaktan kırçıllı diliyle su içen bir kediyim .. başka bir şey yaptığım yok su içiyorum sadece
bel ki de kedi falan da değilim

tamam sustum…

….

yaraların var sonra senin durmadan kanayan
benim hep kabuklarını kakşattığım yaraların
sen meleksin deme !
( hangi meleğin yüzüne bu kadar kan sıçrar ki ? )
yok .. yok sen değilsin suçlu
suçlu ; ben küçükken simidime bağlanan o salak ip !
o ip olmasaydı ..17 yaşımda boğulurken öğrenmezdim yüzmeyi
boğuluyorum… ağzımdan saçlarım fışkırıyor

….



bu arada bacağımda ki çürüğün sebebini hatırladım
masaya çarpmıştım ama sakın masayı dövme (şikayet etmeyi öğretirsin bana )
hiç öğrenmiyim olur mu ?

tamam sustum…

…..


kaçtır senin bahçene erik çalmaya giriyorum ( ellerim boş dönüyorum)
25 senenin ağaçları arasında bulamıyorum o erik ağacını
bulsam ne olur ? kaçarken duvardan atlamak kolay mı ?
yere düşürüyorum toplayıp biz’ e getirmeye niyetlendiğim ne varsa ellerim hep boş kalıyor
( ellerim bu sebepten boş dönüyorum)
salağım biraz.. bir de yeteneksiz
( birazcık daha sevsene beni)

…..


bu gün vedalaşırken ( vedalaşma dediğim konuşmak istemediğimi söylediğim o an aslında )
tek bir cümle geçti aklımdan
“ yaraların kanadı koş hadi, veda cümleleri kur bana”
neden bilmiyorum ( saçmalamışım galiba )

….

hem zaten gitmeliydim ben ! ( misafirdim sadece erik ağacının dallarının arasında ki tahtadan yapılmış oyun odanda )
( bak böylece erik ağacının nerde olduğunu da bulmuş oldum )
gidersem hoşça- kal bile deme
ben gidince sıkı sıkıya kapat odanın kapısını
ya da kapatma …

(bak yine aklımda aynı cümle var ) sen en iyisi – koş sevgilim, veda cümleleri kur bana –

zaten sevmiyorum ben kendimi !


bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol