turistik yerlerde, oyuncakçıların çocuklara söylediği şeydir. satıcının o masum, o içten, o babacan havasının da etkisiyle, akla sokulan dandik oyuncağa öylesine aşık olur ki çocuk, ne var ne yok 3 kuruş parasını verir alır, 10 dakika geçer, oyuncak tuzla buz olur, bozulur, eder.
zavallı çocuk ağlar, "geri ver paramı" der. haddini bilmez şeytan satıcı "sus uleenn ben sana demedim mi satılan mal geri alınmaz diyee!" der. çocuğun elinde aslında öyle bir silah vardır ki, bu silahın gücünün ne satıcı farkındadır ne de çocuk.
bu silah annedir. kıpkırmızı yanaklar ve şişmiş gözlerle çocuk, elinde kıytırık oyuncağıyla annesinin yanına gider. titreyen zavallı sesiyle "anne, bu amca beni kazıkladıı.." der ve haykırışlarını daha da yükseleterek ağlamısa yağ ve bal sürer, annesine afiyetle yedirir.
bu durum karşısında ağzı ballanan anne, içinde ne var ne yok satıcının suratına kusmak üzere harekete geçer. kötü kalpli satıcının karşısında halk kahramanı edasındaki anne, çocuğunun düşen göz yaşlarının da yarattığı garezle adama bir çıkışır ki, anaç güdülerin bir de delirmenin ürettiği adrenalin adama patlar, kadın susmaz, car car bağırır çağırır, adam "abla bi dur çay içe.." bile demeden, "suuuuuuusss seni kazıkkçııııı ahlaksııııızzz!!! sen bacak kadar çocuğu kandırmaya utanmıyo musuuuunn!!! rezzziiiilll!!!! mannyaaaakkk!!!..." der ve bu dakikalarca devam eder.
en sonunda adam pes eder ve parasını geri verir çocuğun. iyiler her zaman kazanmıştır, anne süper annedir. hatta omo reklamının da bu olaydan esinlenmiş olma ihtimali çok yüksektir.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?