saat beş

tayfa75
mesai biter.
dört gözle beklersin, diğer bütün bahaneler gibi bunu da; sesini duyabilmek için.
telefonu alır ve bir iki tuşa bastıktan sonra beklersin o hayat veren sesi sanki ilk defa, sanki son defa duyacakmış gibi. gülümsediğini hissedersin ilk hecesinde, bir sıcaklık kaplar içini. sonra, severek alıp giydiği yeni ayakkabının bütün gün canını yaktığını anlatırken, işten eve yolculuğunda eşlik etmeye başlamışsındır o’ na. kimi zamanlar öyle kaptırır kendini konuşmaya, her gün gittiği yolu şaşırır, yanlış sokaklara dalar. ardından kabak sana patlar "sen şaşırtıyorsun beni" diyerek, gülmek için vesile olur... evin kapısına kadar bırakıp, telefonu kapattığında, senin hala devam eden mesaine dönersin, yüzünde bir türlü silemediğin bir gülümseme ile.

güzeldir saatin beş’i vurması.
güzeldi bir zamanlar...
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol