rüyalar

pinkcat
edgar allan poe eseri:

ah,sürüp giden bir rüyaydı gençliğim
ve ruhum uyanmazdı
sabahı getirene dek
sonsuzluğun bir ışığı.
evet,ümitsizce kederli de olsa
doğduğundan beri yüreği
bir tutku karmaşası olan kişi
için,uyanıklığın soğuk gerçeğinden
daha iyidir bu uzun rüya.
ama hiç bitmeyecekse-delikanlılığımda
bana olduğu gibi-olacaksa,
delilik olurdu daha yüce bir göğü ummak
ben tadını çıkardım çünkü parlak güneşin yaz gününde,
rüyaları içinde canlı ışığın ve güzelliğin.
yüreğimi bırakmıştım düş gücünün iklimine,
kendi evimden ayrı,düşüncemin varlıklarıyla birlikte
yalnızca bir kez-yalnızca bir keresinde-
belleğimden silinmez o çılgın saat
bir güç ya da büyü bağlamıştı beni,
ya o soğuk yeldi gece üstümden esip
ruhuma damgasını basan
ya da ay,uzaktaki ışıltısıyla
uykumun üzerinde soğuk soğuk parlamıştı.
-ya da yıldızlar-artık her ne idiyse-
o gece yeli gibiydi bu düş-bırak gitsin öyleyse.
bir rüyada bile olsa mutluydum.
mutluydum ve sevmekteydim düşleri:
düşleri,diri renkleriyle yaşamı boyayan,
o sisli-puslu,uçucu savaşı gibi
benzerliğin gerçeklikle,
aşktan ve cennetten-
taze umudun en güneşli saatinde bildiği-
-bizim olan her şeyden-daha güzel
şeyler getiren çılgın gözlerimize-

bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol