120 dakikalık süresine karşın, ilk saniyesinden son saniyesine temposundan hiçbir şey kaybetmeyen film, bir aksiyon filminden bekleyeceğinizden fazlasını sunuyor; sin city‘nin çekim teknikleri, punisher‘in görselliği ve pulp fiction‘ın kurgusu… aslında kıyaslama yapmasam da, ortak nitelikleri yönünden bana bu filmleri hatırlattı.
özellikle, mindhunters‘ın senaristinin elinden çıkan ve bir miktar karmaşık sayılabilecek senaryosuna karşı, kurgusunun sağlamlığı ve çekim tekniklerindeki estetik filmden üst düzeyde zevk almamı sağladı.
başrol için ilk tercih olan thomas jane‘nin teklifi geri çevirmesinin ardından, paul walker için kariyerinin en iyi filminde oynama şansı doğdu.
ayrıca mpaa‘nın film için verdiği “r” notunu dikkate alıp; şiddet, küfür ve bir miktar da cinselik içerdiğini belirtmek gerek. bununla ilgili bir istatistik olarak; “fuck” kelimesi film boyunca 267 kere geçmiş.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?