rocky
insanı sabahın 3üne kadar ayakta tutup izletir kendini. hırs ve azmin neler yapabileceğini çok güzel anlatmıştır. klasiktir artık bu film zaten.
filmin senaristi ve başrolü slyvester stallone dir. öyküsü çok güzel bir film olup sly amca kendi hayatını bir nevi senaryoya yansıtmıştır. godfather filminde başrol olarak oynama ihtimali varken bu rolü kaldıramayacağını düşünerek rolü al pacino ya kaptırıp onun bir yıldız olmasına bi nebze yardımcı olurken bir yandan da rocky filmi için hollywood un yapımcılarını birbir gezip yazdığı filmde senarist, oyunculuk ve hatta yönetmenlik için bitişte adını yazdırmaya çalışmaktaydı. fakat yönetmenlik deneyimi olmadığı için kimse bu teklifini kabul etmedi ve nihayetinde 1975 de anlaşmaya varıldı yönetmen olarak koltukta olamasa da belki de hayatı boyunca oynayacağı en iyi rolde kendini buldu. senaryoyu yazarken kendini oyuncu olarak düşünmesi de bunu kolaylaştırdı. çünkü orada rocky vardı slyvester stallone yoktu. düşük maliyetli ama konusuyla öne çıkan bir film olarak gelmiş geçmiş en kaliteli filmlerden biri sayılmaktadır. sonraki seriler ise para kazanma amaçlıdır. onların ilk film kadar başarılı olduğunu söylemek yanlış olur. film sadece sonundaki boks sahnesi için değil oyunculuk için izlenmelidir. filmdeki sevgili rolünde thalia shire ise yine rolüne göre cuk oturmuştur.
aslında her şeyi biliyorsunuz, bu yüzden ukalaca bir tavırla filmin hikayesinden söz etmeyeceğim. bence hiç de küçümsenecek bir film değildi rocky.
tamam kabul ediyorum, oscarı taxi driver hakediyordu ama bu asla ilk filmin basit ya da kötü bir film olduğu anlamına gelmez. mantıklı bir şekilde bakarsak akademiyi tavlamak için gerekli her şeyin bu ilk filmde mevcut olduğunu görürüz. bence o dönemin akademisi dev perdede bu zafer öyküsünü izlediklerinde tek kelimeyle büyülenmişlerdi. ben de ne zaman bu filmi izlesem büyülenirim.
antreman sekansının (ve elbetteki dövüş sekansının) müzikle olan uyumu çok az filmde görebileceğimiz türdendir. müziğin bir filmde ne kadar önemli olduğunu görüyoruz bu filmde.
filmin en bayıldığım sahnesi 14. raunda rockynin düştükten sonra büyük bir azimle tekrar ayağa kalkarak apollo creedi tam anlamıyla şaşkına çevirdiği sahnedir, filmin en sonunda adrianla rockynin birbirine sarılarak karşılıklı seni seviyorum deyişleride filmin doruk noktalarından elbette...
tamam kabul ediyorum, oscarı taxi driver hakediyordu ama bu asla ilk filmin basit ya da kötü bir film olduğu anlamına gelmez. mantıklı bir şekilde bakarsak akademiyi tavlamak için gerekli her şeyin bu ilk filmde mevcut olduğunu görürüz. bence o dönemin akademisi dev perdede bu zafer öyküsünü izlediklerinde tek kelimeyle büyülenmişlerdi. ben de ne zaman bu filmi izlesem büyülenirim.
antreman sekansının (ve elbetteki dövüş sekansının) müzikle olan uyumu çok az filmde görebileceğimiz türdendir. müziğin bir filmde ne kadar önemli olduğunu görüyoruz bu filmde.
filmin en bayıldığım sahnesi 14. raunda rockynin düştükten sonra büyük bir azimle tekrar ayağa kalkarak apollo creedi tam anlamıyla şaşkına çevirdiği sahnedir, filmin en sonunda adrianla rockynin birbirine sarılarak karşılıklı seni seviyorum deyişleride filmin doruk noktalarından elbette...
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?