yaşamının son yıllarında, dünyanın en yüksek intihar oranına sahip ülkesinde popüler olan yazardır. ilginçtir ki kendiside intihar ile yaşamına son vermiştir.
en iyi kitabı olan (bence) yani rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek (6.45 yayınevinin) sağlam bünyeleri bile sarsacak bir kitaptır.
yeşil rengin hakim olduğu, turgut özal gözlüklü bir herifin size mahsun mahsun baktığı bi kitap bulursanız alın, okuyun. (kürtajda olabilir o kitap. tam emin değilim)
huzur içinde yat riçırt abi.
richard brautigan
richard gary brautigan (30 ocak 1935 - 1984), amerikalı yazar.
tacoma, washington’da doğdu. zor bir çocukluk geçiren brautigan, bundan pek bahsetmezdi. söylentiye göre, babasının kim olduğunu bilmiyordu. babası ise, brautigan’ın ölüm haberi duyulana kadar onun babası olduğunun farkında değildi. başka bir söylentiye göre, brautigan 20’li yaşlarında, bir polis karakolunun penceresine taş attığı için oregon eyalet hastanesi’ne gönderildi. burada kendisine paranoyak-şizofren teşhisi kondu ve şok terapisi uygulandı.
1955’te san francisco, california’ya taşındı ve burada “beat” hareketinin bir parçası oldu. 8 haziran 1957’de reno, nevada’da virginia dionne adler ile evlendi. bilinen ilk şiiri “the second kingdom” 1956’da yayımlandı. bunu 1959’da, 24 şiirden oluşan ilk kitabı “lay the marble tea” izledi. 1960’ların sonuna doğru brautigan’ın işleri popülerlik kazanmaya başladı. en bilinen eserlerinden “trout fishing in america” (amerika’da alabalık avı/6.45) ve “in watermelon sugar” (karpuz şekerinde/yky) bu dönemde yayımlandı. brautigan, 1972’de yellowstone national park’ın kuzeyindeki pine creek (montana)’e taşındı ve iddiaya göre 8 yıl boyunca dinleti ve röportaj isteklerini geri çevirdi. 1961 yılında karısı ve çocuğuyla birlikte ikinci elden satın aldığı bir plymouthın arkasına taktığı karavanla, idaho nehirlerinin kıyılarında kurduğu kamplarda yazmaya başladı. doğaya duyduğu derin saygı ve doğanın bağrında münzevi hayatı seçişi, onu amerikan pastoral geleneğine bağlayacaktı. 60larda yazdığı ve dönemin ruh halini yansıtan romanlarıyla karşı kültürün en popüler yazarlarından biri oldu. beat kuşağınınkuzeybatılılar diye adlandırılan kolu içerisinde değerlendirilen brautiganın romanlarını diğerlerinden ayrımlı kılan, çok duyarlı ve kolay kırılan kahramanlarının dünyaya hükmeden kaos karşısında yalnızlığa çekilmeleridir.
1979 aralık’ında, the modern language association’ın san francisco’daki bir toplantısında; gary snyder, philip whalen, robert bly ve lucien stryk ile birlikte “zen ve çağdaş şiir” konulu bir panele katıldı. son kitabı “so the wind won’t blow it all away” (yani rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek/6.45)’i 1982’de yayımladı.
70lerin sonlarında büyük ölçüde okur kaybına uğramış ve ruhsal bir bunalımla birlikte alkol dozunu artırmaya başladı. o dönemde sadece [japonya]]da popülerliğini koruyordu ve sözü geçen yılların büyük bölümünü tokyoda ve montanadaki çiftliğnde geçirecekti. 1984 yılında küçük bir balıkçı köyü olan bolinasa yerleşti. evine kapandı, uyuyamıyor ve sınırsızca içiyordu. duyarlılığı bu hayatı kaldıramayacak kadar keskinleşmişti. dostlarıyla "ava çıkıyorum" diye vedalaştıktan üç hafta sonra 25 ekim 1985 günü brautigan’ın bolinas, california’daki evine giren arkadaşları, bedenini 1 şişe alkol ve 44 kalibrelik bir tabancanın yanında buldular. brautigan’ın intihar ettiği varsayıldı.
tacoma, washington’da doğdu. zor bir çocukluk geçiren brautigan, bundan pek bahsetmezdi. söylentiye göre, babasının kim olduğunu bilmiyordu. babası ise, brautigan’ın ölüm haberi duyulana kadar onun babası olduğunun farkında değildi. başka bir söylentiye göre, brautigan 20’li yaşlarında, bir polis karakolunun penceresine taş attığı için oregon eyalet hastanesi’ne gönderildi. burada kendisine paranoyak-şizofren teşhisi kondu ve şok terapisi uygulandı.
1955’te san francisco, california’ya taşındı ve burada “beat” hareketinin bir parçası oldu. 8 haziran 1957’de reno, nevada’da virginia dionne adler ile evlendi. bilinen ilk şiiri “the second kingdom” 1956’da yayımlandı. bunu 1959’da, 24 şiirden oluşan ilk kitabı “lay the marble tea” izledi. 1960’ların sonuna doğru brautigan’ın işleri popülerlik kazanmaya başladı. en bilinen eserlerinden “trout fishing in america” (amerika’da alabalık avı/6.45) ve “in watermelon sugar” (karpuz şekerinde/yky) bu dönemde yayımlandı. brautigan, 1972’de yellowstone national park’ın kuzeyindeki pine creek (montana)’e taşındı ve iddiaya göre 8 yıl boyunca dinleti ve röportaj isteklerini geri çevirdi. 1961 yılında karısı ve çocuğuyla birlikte ikinci elden satın aldığı bir plymouthın arkasına taktığı karavanla, idaho nehirlerinin kıyılarında kurduğu kamplarda yazmaya başladı. doğaya duyduğu derin saygı ve doğanın bağrında münzevi hayatı seçişi, onu amerikan pastoral geleneğine bağlayacaktı. 60larda yazdığı ve dönemin ruh halini yansıtan romanlarıyla karşı kültürün en popüler yazarlarından biri oldu. beat kuşağınınkuzeybatılılar diye adlandırılan kolu içerisinde değerlendirilen brautiganın romanlarını diğerlerinden ayrımlı kılan, çok duyarlı ve kolay kırılan kahramanlarının dünyaya hükmeden kaos karşısında yalnızlığa çekilmeleridir.
1979 aralık’ında, the modern language association’ın san francisco’daki bir toplantısında; gary snyder, philip whalen, robert bly ve lucien stryk ile birlikte “zen ve çağdaş şiir” konulu bir panele katıldı. son kitabı “so the wind won’t blow it all away” (yani rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek/6.45)’i 1982’de yayımladı.
70lerin sonlarında büyük ölçüde okur kaybına uğramış ve ruhsal bir bunalımla birlikte alkol dozunu artırmaya başladı. o dönemde sadece [japonya]]da popülerliğini koruyordu ve sözü geçen yılların büyük bölümünü tokyoda ve montanadaki çiftliğnde geçirecekti. 1984 yılında küçük bir balıkçı köyü olan bolinasa yerleşti. evine kapandı, uyuyamıyor ve sınırsızca içiyordu. duyarlılığı bu hayatı kaldıramayacak kadar keskinleşmişti. dostlarıyla "ava çıkıyorum" diye vedalaştıktan üç hafta sonra 25 ekim 1985 günü brautigan’ın bolinas, california’daki evine giren arkadaşları, bedenini 1 şişe alkol ve 44 kalibrelik bir tabancanın yanında buldular. brautigan’ın intihar ettiği varsayıldı.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?