tayyip erdoğanın, aydın doğana güçsüz olmadığını gösterdiği polemiktir.
tartışmanın başlamasının nedeni kanaatimce; deniz feneri davasının "açılmış" olması değil, bu davayla kendisinin ilişkilendirilmiş olmasıdır. tek neden de bu değildir. tayyip erdoğan bugüne kadar kendisine yapılan suçlamalara,hakaretlere çoğu zaman sessiz kalmıştır; konuştuğu zaman da fazla üstüne gitmemiştir. doğan grubu gazetelerinin, "gerçek olup olmadığı belli olmayan deniz feneri yolsuzluğu"nda tayyip erdoğanı hedef göstermesi olayı körüklemiştir. başka bir deyişle olayın kopma noktasıdır.
başbakanın yaptığı; kendisine atılan iftiraları, müfteri kişinin kirli çamaşırlarını dökerek üzerinden temizleme amacı taşıyor.-tabi bunun ne kadar etik olduğu tartışılır.- başbakan bunu hukuk yoluyla da halledebilirdi belki ama sonucunda kendisine yine iftira atılacağını bildiği için bu sefer düşmanı kendi silahıyla vurmayı denemiştir. yani en büyük silahı medya olan aydın doğanı, medya gücüyle, medya önünde vurmuştur.
başbakan verdiği 1 hafta sonunda geçen haftaki gibi çarpıcı bir açıklama yapmamıştır. belki de yaptı,ama mesajı sadece aydın doğan aldı. kim bilir...
vel hasılı kelam, bu olaydan da yine kimse karlı çıkmamıştır. belki tayyip erdoğan istediğini yapmıştır ama birisi ağzını açtığı anda borsanın aniden yükselip alçaldığı bir ülkede ekonomi az da olsa yine yara almıştır. ekonominin iyileşmesi için gerilmemek gerekiyor. sorunları ortamı gererek tartışmak kimsenin yararına değil artık. başbakanın biraz daha itidalli olması gerekiyor bu noktada.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?