serdar akinanın 10 nisan 2008 tarihli yazısı:
aydın doğan’a operasyon mu geliyor?
çok üst düzey biriyle sohbet ediyoruz. bugüne kadar benimle paylaştığı pek az şey boş çıktığından dikkatle dinliyorum...
öylesi detaylara haiz ki anlatamam... gerçekten yazılacak şeyler değil. ama çok önemli gördüğüm bir bilgiyi de, dolaylı olarak bir başka kaynaktan öğrendiğim için yazmadan edemeyeceğim.
o bilgi çok büyük bir operasyonla ilgili.
operasyon aydın doğan’a... dosya ise çok ciddi...
önce sohbetten kısa satırbaşlarını aktarayım size...
bakın bu kimsenin sürece dair nasıl öngörüleri var...
“başbakan frene basacak. yani sistemle çatışmayacak. ancak öte taraftan ne zamandır yapmadığı çok radikal reformlara imza atacak... engel olarak gördüğü bürokratik yapıyı yerle bir edecek... sistemin hastalıklı taraflarını çok iyi biliyor. derdinin türkiye olduğunu millete bu reformlarla anlatacak. özal’ın 83 yılında yaptığını yapmaya çalışacak. yani devrim niteliğinde değişikliklere gidecek. bunlar asla kapatma davasını etkileyecek adımlar da olmayacak...”
“çok zor” dedim, “bu yapıyı bunca yıldır değiştir(e)medi. şimdi nasıl başaracak? nereden başlayacak?”
“mesela doğan grubu hedefte... bizzat aydın doğan’ı hedef alacak. dosyası sağlam...” dedi.
güldüm ve şunu söyledim: “çıkartacak olsa çoktaan çıkartırdı...”
“yanılıyorsun. hazırlığını yaptı...türkiye’deki en büyük suç vergi kaçırmaktır... aydın doğan’ı buradan yakalayacak” dedi.
vergi kaçakçılığı meselesi çok yazıldı çizildi.
ama gene de dönüp bir baktım... kısaca hatırlamak gerekirse basına yansıyan boyutunun satır başları şöyle:
aydın doğan, 2000 yılında iş-doğan petrol yatırımları a.ş. adıyla kurduğu şirket aracılığıyla poaş’ın yüzde 51 hissesini 1 milyar 260 milyon dolara satın aldı.
2002 yılında 228 trilyon kâr edip 70 trilyon vergi ödeyen poaş birleşmeden ötürü 1.3 trilyon borçlu gösterildi ve tek kuruş vergi ödemedi.
gelir kontrolörleri 1.2 milyar ytl’lik vergi kaçağı belirledi.
sonra bir “uzlaşma” sağlandı ve bu borç 275.3 milyon ytl’ye indi.
şimdi burada duralım.
akaryakıt kaçakçılığı konusunda 1 ocak 2007’de “ulusal marker” uygulaması başladı.
geçtiğimiz günlerde “işaretr” adlı ulusal markerın 31 litresi “buharlaştı”...
tüpraş gayet makul bir açıklama yaparak bu kaybın on binde 3 gibi bir orana tekabul ettiğini ve sorun olmadığını açıkladı.
petrolcüler ise uygulamanın sağlıklı yürümediğinden şikayetçi oldu.
bu arada, formül çözülmüş olabilir... o zaman kayıp gene trilyonlar...
yani bize trilyonlara patlayan bu akaryakıt kaçakçılığı meselesinin halen önüne geçilebilmiş değil.
araştırma komisyonu raporuna göre ise bu iş artık tamamen kurumsallaşmış vaziyette...
komisyon raporundaki şu tarihi cümleyi yeri gelmişken hatırlatmakta fayda var.
“yukarıda belirtilen kamu kurum ihalelerinde bayi ve dağıtıcı şirket kâr payı oranları dikkate alındığında, kamu kurumu akaryakıt ihalelerinde ticari icaplara uymayacak bir şekilde yüksek iskontolu olarak mal satıldığı görülmektedir. kârlılık oranlarının bayiler açısından yüzde 5-7, dağıtıcı şirketler de dahil olmak üzere yüzde 8-11 arasında olduğu bu ortamda bu oranların üzerinde bir iskonto ile akaryakıt satılması, akaryakıtı satan şirketler açısından akaryakıt kaçakçılığı yapıldığının karinesini ortaya koymaktadır.”
bu listenin başında poaş var. 18.11. 2003 tarihinde başbakanlığa sattığı akaryakıtta yüzde 28 indirim yapmış...
bir başka cümle...
“komisyonumuz tarafından yukarıda isimleri yer alan tüm gönderici ve taşıyıcı şirketler ile ilgili bankalardan her türlü ortaklarının şahsi hesapları konusunda bilgiler istenmiş ve gelen bilgilerin değerlendirmesi sonucunda söz konusu bu şirketlerin, yurtiçi ve yurtdışı yüksek tutarlı para transferlerine rastlandığı...”
elbette tek başına bu iddialar yeterli değil.
ancak alt alta koyuyorum.
cem uzan nasıl indirildi?
bankaları üzerinden...
şimdi de aydın doğan poaş üzerinden mi indirilecek?
bu ciddi iddiayı zaman gösterecek.
ancak benimle paylaşılan bilgi şu:
erdoğan’daki üslup değişikliğini bir ric’at olarak okuyan yanılır.
bana gelen bilgi doğruysa aydın bey yukarıda saydığım argümanlar gerekçe gösterilerek çok ciddi bir operasyonla karşı karşıya kalabilir.
biliyorsunuz hilton arazisini 225 milyon dolara satın aldı.
imar planında bir düzenleme olmazsa doğan açısından büyük problem...
ankara’da siyasi bir istikrarsızlık onun açısından bir çıkış olabilirdi.
ama erdoğan taktik değiştiriyor.
türkiye’nin hastalıklarından beslenen ve bizatihi hastalık olan tümörlerine neşter atacaksa buna kimin nasıl bir itirazı olabilir?
aydın doğan son 5 yılda türkiye’nin en zengin adamı oldu...
allah daha çok versin.
şayet, trilyonlarca vergi kaçırıyor, akaryakıt kaçakçılığı yapıyorsa da üzerine cesaretle gidilsin.
bu süreçte erdoğan “gemileri yakıp” bu çok ciddi iddiaların üzerine gidecekse hem kendini hem türkiye’yi kurtarır...
bir sonraki yazıda bu konuda çok çarpıcı rakamlar vereceğim..."
http://www.aksam.com.tr/yazar.asp?a=114653,10,156
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?