suc ve ceza bir romandan cok felsefe kitabidir zannimca. yasli ama uretmeyen zengin bireylerin, genc, dinamik, uretme yetisi ve arzusu olan bireyler tarafindan soyulabilmesi gerektigini dusunen kahraman raskolnikovun; bu dusuncesini uygulamak icin isledigi cinayet sonrasi dustugu vicdani bunalimi konu edinir. raskolnikov bir yandan bununla mucadele ederken bir yandan da ailesi icin iyi bir gelecek tasarlamaktadir. romanin arka planinda; buyuk ustanin anlatimiyla carlik yonetimin son gunlerini yasayan sefalet icinde bir rusya izleriz ki bolsevik devrimini olusturan etkenleri gozler onune serer.
roman okumalarinin bana gore en ilginc ayrintisi sudur:
1) yazarin anlatmayi umdugu hikaye veya felsefe.
2) okurun anladigi hikaye veya felsefe.
bu iki unsur cogu kez birbirinden farkli olabilmektedir ki bu farklarin en cok olabilecegi romanlardan birisi de suc ve cezadir. sahsen ben okurken raskolnikova vicdaninin verdigi cezayi vermeyip eylemini (cinayetini) son derece hakli bulmustum. ben yapar miydim bilmiyorum, o ayri konu.
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?