öğrencinin hayatıyla oynayan şerefsiz hocalar

içlerinde zerre kadar vicdan taşımayan, hocalığı tamamen ego tatmini için yapan hocalardır. son sınıfa gelmişsinizdir. daha önceki sınıflarda okulla pek alakanız olmadığından ilk dönem 23 ders almışsınızdır. çok büyük bir azim örneği gösterirsiniz ve bu 23 dersin 21 tanesini verirsiniz. kalan o 2 ders aynı hocanın dersidir, bir şekilde sineye çekersiniz. ama verdiğiniz kağıtların minimum 80lik kağıtlar olması size çok koyar yine de. çok zor olur sizin için ama dayanırsınız. ikinci dönem gelir. ikinci dönem de 19 ders alırsınız. finaller başlamıştır, sınavlarınız iyi geçmektedir. ilk dönem okul uzattığınız hocanızın sınavlara peş peşe iki gündür. ilkine girersiniz, büyük bir hayal kırıklığıyla çıkarsınız. olsun bütte veririm dersiniz. ikinci gün gelir yine aynı hocanın dersine çalışırsınız. deliler gibi saatlerce çalışırsınız. ikinci günkü sınava da girersiniz ama yine çakarsınız. mümkün değil kalem oynatamazsınız. hoca yine ego denemelerini üstünüzde yapmıştır. işte bu tarz hocalardır başlıkta mevzusu geçen hocalar. sizin okulu uzatıp uzatmamanızzerre umurlarında değildir, insan değillerdir. hayvan demeye bile insanın dili varmaz.

üniversitelerin vazgeçilmez hocalarıdır bunlar. çünkü öğrenci üniversiteden sonra hayata atılacak, iş bulacak,kariyer yapacaktır,kısacası öğrenci için zurnanın zırt dediği yerdir..lakin isminin başına prof ibaresi gelince kendini küçük tepeleri yaratmış gibi hisseden şerefsizler sayesinde öğrencilik sıfatını bir türlü atamaz olursunuz. oysa daha yapılacak çok şey, gidilecek çok yol vardır.ama hiçbir hoca bu durumu iplemez,işine gelmez. onun için önemli olan, onun dersini kaç öğrencinin alacağı ve cebine ne kadar para gireceğidir. ne kadar ironik ki umarsızca hayatıyla oynadığı öğrencinin parasını cebe indirecektir bu bahsedilen şerefsizler. peki zannediyorlar mı ki bu paraları helalleriyle kazanıyorlar ?

(bkz: hocanın hayatıyla oynayan şerefsiz öğrenciler)

sirf ogrenciye gicik oldugu icin, ogrenci ters takla atip, agziyla ku$ tutup, elleri uzerinde yuruse de ona kan kusturup gecer not vermeyen ogretmen tipidir. ayrica kendilerinin bir taraflari prof oldugu icin kalkmi$, ben istemedigim surece bitiremezsin bu okulu $eklinde cumlelerle insana icinden kufur ettirebilen, insan evlatlaridir kendileri.
(bkz: var boyle bir hocam evet)

genellikle kendi öğrenciliğinde aynı tarzda bir muamele gördüğü için bu eziyeti kendine bırakılan bir miras gibi devam ettirmeye çalışan,küfür meraklısı yaratıklar.

kadın olanlar: genelde evlenmemiş, hayatını okulda yükselmek ve altındaki diğer insanları ezmekle geçirmiştir.yükselme hırsı had safhadadır. öyle ki doçentler,profesörler bir yana, öğrencileri bile kendilerine rakip görürler.okul imkanlarıyla dünya turu yapıp, ballandıra ballandıra anlatmalarıyla da meşhurdurlar.

erkek olanlar: evlilikleri ve özel hayatları kötü giden insanlardır bunlar.özel hayatlarında yaşadıkları sorunların acısını öğrencilerden çıkarırlar.bunun yanında okul dışında da yaptıkları işler vardır.okula ve öğrencilere ayıracak vakitleri olmadığı için kafaları "hepsini süründüreyim, bu kadar rahat hayat mı olur?" mantığıyla çalışır.

okul hayatınız boyunca toplam 48 ders alınır ve okulu bıraktığınızda 6 dersiniz kalmıştır ve geriye kalan derslerde ortalamanız 90 dır. kalan 6 dersinizden beşinin hocası aynı kişi birinin ise bu kişinin asistanıdır. artık bırakın şerefsiz demeyi ne derseniz diyin ömrünüzden giden 22 senenin ve ömrünüz boyunca geçecek yılların hesabını kimse veremez bir hayat başarı ile mahvedilmiştir.

bu konuda birşeyler söylemek istiyorum.muğla turgut reis lisesinin şerefsiz bir ingilizce öğretmeni vardı.o hiç bir zaman ders yapmaz öğrencilerle masasının etrafında sohbet ederdi.malumunuz sohbeti iyi olanlar yıl sonunda nasibini alırlardı.benden daha düşük not alanlar beş düşerken bana 2 düşmüştü dokuzuncu sınıfta. -ki ben üç hakeden bir öğrenciydim..şimdi diyeceksiniz nolmuş diye ;haftada 8 saat olan ingilizcem 3 düşmüş olsaydı ben şu anda istediğim tıp fakültesinde rahat bir şekilde okuyor olacaktım.şu anda bi alt tercihimde okuyorum.tamam okulumdan memnunum ama memnun olana kadar da yaşadığım zorlukları yaşamış olmayacaktım.

(bkz: buyrun kendisi burada)

bu dürzüler üniversite hayatınızın son sınıfında piyasaya çıkarlar.
genel amaçları 4 veya 5 senedir kendilerini it yerine koymayan öğrencileri (zira bunda haklıdırlar) dize getirmektedir.
ama derslerin verildiği gün itin götüne sokulabilecek her tür muameleyi hak etmektedirler.

70 verse geçicek bir durumda ki öğrenciye 60 ya da 50 verip öğrenciyi yaz ödevine bırakan hoca tipi. hatta yaz ödevine kaldıktan sonra ben senin için yaz ödevi için uğraşmak zorunda mıyım diyen serefsiz insan.

sikeceksin böylelerini bak bir daha yapiyorlarmi gibi bir yorum en haklı ve durumu en iyi izah eden bir tepki olacaktır.

sonucu kötü olsa da, insanı bu hocaya atılan yumruktan daha çok rahatlatacak hiç birşey olamaz hayatta. vurun gitsin.
(bkz: ben yumrukladım oldu)

ders alttan üçüncü defa alınıyordur.sınav güzel geçer.sınavdan sonra hocayla konuşmaya gidilir,durum izah edilir.hoca da öğrenciye 10 puana kadar yardımcı olacağını söyler.öğrenci sevinir.sınav sonuçları açıklanır,öğrenci o dersten beş(5)puanla kalmıştır.ders artık seneye alttan dördüncü kez alınacaktır,belki de okul uzayacaktır.işte böyledir bu şerefsiz hocalar,söz verir yapmazlar asla.

(bkz: ibnetör)

bir arkadaşımın başına bu dönem gelen bu olaydan sonra konunun muhattabı olan hoca şahsımızca kınanmıştır.
öğrenci dersi dc ile geçmiştir.
ancak durumu kritik olduğundan sınıfta kalmamak için ertesi sene not yükseltme zorunluluğu ile dersi tekrar almıştır. dersin uygulamalarından daha önce başarılı olduğundan ve zaten fd ile kalıp da devam zorunluluğu olmayan öğrenciler bile uygulamadan muaf tutulduğundan uygulamalara iştirak etmemiştir. uygulamalara iştirak etmediğinden uygulama başarısız olarak sisteme hoca tarafından girilmiştir. hoca ile ve dekanlık öğrenci işleriyle görüşen ardından da hocanın dekanlık ile görüşmesine şahitlik eden madur öğrenci durumla ilgili bilgiyi iki cepheden de şu şekilde almıştır: böyle bir durumda uygulama devam zorunluluğu olup olmadığına karar vermek hocanın insiyatifindedir.
sonuç:
öğrenci dersi de uygulamasını da geçebilecek kapasitede olmasını bir önceki sene zaten ispat etmesine rağmen finale girmekten men edilerek ff ile bırakılmıştır.

ilk sınavdan 8; ikincisinden 80 alan öğrencisini ortalama 44 ile bırakan tarih hocasıdır mesela.

lise 1 deki başta matematik olmak üzere bütün sayısal hocalrım bu sınıfa girmektedir..hayır kardeşim benim sayısal bi zekam yok.kendime bambaşka bi yol çizmişim sen git beni bu sayısal dersleri almak zorunda bırak dolayısıyla bu derslerden zıçmak zorunda kalmam..şimdi o serefsizlerin yüzünden istediğim bölümlerde okuyamıyorum.hem de yds de 100 ingilizce sorusundan sedece iki yanllış yapmama ragmen (bkz: sistemin a.q.)

evde karisindan ya da kocasindan dayak yemis hocalardir. sonra da gelir hincini ogrenciden cikarir.

serefsiz denilmesinin az kalacagi hocalara ornektir. bir hayatla nasil oynanabilir ornekleyelim;

universite hayatin boyunca mukemmel bir basari sergilemesende vasat bir ogrenci de degilsindir. ailenin binbir guclukle odedigi paralarla okulunu bitirmeye calisan siradan bir adamsindir bircoklari gibi. son sinifa gelene kadar, bir cok arkadasin naylonlarla ugrasirken sen yaz aylarinda ulkede takdir edilen bir cok firmada anan aglayacak sekilde ya staj yapmis ya calismissindir ve okul donemlerinde de firsat buldukca birtakim islere girmis cikmissindir bir ogrencinin yapabilecegi kadariyla.

son seneye gelirsin yasadigin bir kac aksilik yuzunden okulun uzamasi tehlikesi vardir ve bu tehlikeyi bilerek geceni gunduzune katarsin tum sene serefsiz hocanin dersine hazirlanirsin ki o ders bitirme projesidir ya yapacaksin ya yapacaksin bir durumla karsi karsiyasandir.grup arkadaslarin osura osura uyudugu donemlerde bile sen uykusuz kalmayi tercih edersin..goz segirmesi denen illet buradan kalir sana hatira olarak..sene icerisinde isyan edersin uykusuzluk depresyon ve bilimum etken sonucunda kendini kaybedecek gibi olursun..gene yilmazsin bitiricem dersin...ve sene sonu gelir o kadar eziyetten sonra son sinavlari da verecegini bilerek okula gittigin bir gun tesadufen o serefsiz hocanin arkandan sana seslenisini duyarsin.."senin ne isin var burada okulun uzadi.." bu cumleyle ayaklarinin bagi cozulur sinirden gozlerin dolar sesini cikaramazsin ic firtinasina tutulursun iste o an..ve sonra tum yasadigin sikintilar gelir gozunun onune..arkadaslarin seni teselli ederken bi taraftan "yaaa yazik a.k adama yaaa" bakisi atarlar kolay degildir bu duyguyu yasamak...askerlik planlarin...is planlarin..tum planlarini burusturup yuvarlamak ve cignemek suretiyle cop kutusuna atarsin..ve bunun sadece o serefsiz hocanin bodrum daki evinin borclarini bitiremedigi icin yaptigini, kendine gore bir kac kurban sectigini ogrenirsin.. bir donem daha sil bastan ayni sikintilara yelken acarsin ve defalarca ve defalarca tekrar birakilirsin bu bir savas olur...

sana sayin demeyecegim...hoca allah belani versin hani demistin ya senin cok mucadele etmen lazim diye...seninle karsilastigimda bana ulasamayacak bir durumda olursan sasirma hocam...