antonin dvorakın yine, karel j. erbenin (1811-70) 1852de yayınladığı ulusal masallar demetinde yer alan baladlarından esinlenerek, aşağı yukarı ilkiyle (su cini, vodnik, op.107) aynı tarihlerde, 11 ocak-27 şubat 1896 arasında bestelediği öğle cadısı, bu dizi senfonik şiirler arasında ilk kez seslendirilenidir.
dvorakın son londra ziyaretinde, 26 ekim 1896 günü henry wood yönetiminde, pragdaki özel haziran yorumundan sonra resmen ilk kez çalınmıştır.
eserin başındaki uzun girişle dvorak baladın bütünlüğünden çok müziğin dengesini düşünür. geri kalan bölümde de baladın dizelerini canlı ve dramatik olarak işler. masal kötü bir cadının yaramaz bir çocuğu ele geçirişini anlatır.
anne, huysuz çocuğunu uslandıramayınca onu kötü yürekli öğle cadısına vereceğini söyleyerek korkutmak ister. yaylı çalgıların anneyi, obuanın da çocuğu simgelediği müzikte öğle cadısını canlandıran basklarnet ve trompet sesleri, onun çocuğu almaya geldiğini belirtir.
anne söylediklerinden pişman olmuş, büyük üzüntü ve korku içinde yalvarır. fakat cadı buna hiç aldırmaz; scherzo türü canlı bir müzikle çevrelerinde ürkütücü dansına başlar, mutlaka çocuğu alacaktır... daha sonra eve gelen baba eşini yerde baygın bulur; ama kucağındaki çocuk ölmüştür...
senfonik şiirde onların acısını yansıtan müziğe cadının kahkahaları da karışır ve eseri sona erdirir.
http://www.klasiknotlari.com
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?