oblomov

emma the gold one
-----------------------------ağlantı----------------------------
biliyor musun andrey, benim içimde ne yakıcı, ne de kurtarıcı hiçbir ateş yanmadı. hayatımda hiçbir zaman başkalarınınki gibi gittikçe renklenen, parlak bir güne çevrilen bir sabah olmadı; bir sabah ki yakıcı öğlesi geçtikten sonra yavaş yavaş solsun ve kendiliğinden akşama karışsın. hayır, benim hayatım sönmüş başladı. tuhaf, fakat böyle. kendimi bilir bilmez sönmeye başladığımı hissettim. sönüşüm dairede, evrak başında oturduğum zaman başladı; sonra kitapları okuyup da onlarda hayatta kullanmayacağım gerçekler buldukça, dostlar arasında dedikodular, alaylar, soğuk, kötü, boş gevezelikler dinledikçe, gayesiz, sevgisiz, toplantılara katıldıkça daha da kötü oldum. mina ile de hayatımı, kuvvetlerimi harcadım: onu sevdiğimi sanarak gelirimin yarısından fazlasını israf ettim. nevski bulvarında kürklü mantolar arasında bir aşağı bir yukarı dolaştığım zamanlar; evlenecek iyi bir kısmet olduğum için akşam toplantılarına çağrıldığım zamanlar; şehirden sayfiyeye, sayfiyeden gorohova sokağına taşındığım zamanlar, hayatımı, kafamı boşu boşuna harcıyordum. ilkbahar benim için ıstakoz ve istiridye mevsimiydi; sonbahar ve kış kabul günleriyle doluydu; yaz gezintilerle geçerdi... bütün hayat, tembel ve rahat bir uyku idi. gururumu da nelerde kullandım? ünlü bir terziye elbise ısmarlamakta; tanınmış aileler içine kabul edilmekte; prens p.’nin elini sıkmakta... gurur hayatın tuzudur derler; gururum nereye gitti? ya ben yaşadığım hayatı anlayamadım, ya da bu hayatın hiçbir değeri yoktu. daha iyisini de bulamadım, göremedim, kimse göstermedi. sen bir gelip, bir kayboluyordun, kuyruklu yıldız gibi; bense her şeyi unutuyordum, ağır ağır, sönüyordum.
-----------------------------ağlantı----------------------------
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol