nihat doğan

epikuros
konuşmalarını dinlerken acıma hissi uyandırıyor insanda. herkeste aynı durum var ki, hem okan bayülgen hem de mesut yar, adama ayar vermemek için kendilerini zor tutuyor; adamın anlatmak isteyip anlatamadığı, izah etmek isteyip edemediği şeyleri izah etmeye çalışıyor, söylediği saçmalıklara anlam yüklemek için kıçlarını yırtıyor programda. acınmıyacak gibi değil ki, soru-cevap kısmında seni ne zaman anlayacaklar türü soruya cevap verirken kendini peygamber yaptı nerdeyse.

"bir yehuda zihniyeti var. önce hz. musa geldi, onu anlamadılar. sonra hz isa geldi onu da anlamadılar. daha sonra hz muhammet peygamberimiz geldi onu da anlamadılar. şimdi ben..! beni de anlamıyorlar. bir elli yıl sonra beni de anlayacaklar"

"isa mesih kıyamete yakın dünyaya inecek ya (buna acaip şartlamış adam kendini, dört gözle bekliyor. o geldiğinde bakalım napcaksınız skecek belanızı demediği kaldı adamın), iki dinde de var bu. ama dünya öyle bir hale gelmişki, kurban olayım mesih gelme"

gibi sözler ediyor adam. dahasının bini bi para. "kürt ana baba", "muşluyum", "kıro" lafları ekseninde acayip ucuz ajitasyon denemeleri yapıyor adam ama ifade edemiyor bir türlü kendini. okan’la mesut yar tercümanlığa soyunuyor.

söyliyeceklerimin hepsini bir entri de söyliyeyim ki fazla entry yazıp sayfasını arttırmayalım adamın, bozuluyor sonra. kendini nazım hikmet’ten, deniz gezmiş’ten önemli saydığımızı sanıyor.

bi de mesut yar’a sonsuz güveni gözüme çarptı. sözlerini de yazayım tam olsun. "mesut mu mesut bana gülmez, onu tanırım. hatta diyebilirim ki mesut beni eei ilk anlayan insanlardandır..." türkünün tam burasında kopuyo insan zaten, gerisine gerek yok.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol