muque

sercovi
midem pek zayıf yine. yanımda bir küçük süs şişesi şarap en kırmızısından biraz da tütün adıyamandan.
gel de yazma!
derin bir dumanın yanında kırmızı bir yudum da fena olmazdı ya hani, melankoli şekle sığmaz; şarap da kırmızı da baktıkça güzelleşir. yıllanmak zamanın neresinde ki zaten?
kim demiş zaman akar diye?!
galilei olmamak mümkün değil dostlar.
inkarın inkarı da olmaz hani. ortaçgil zamanında "hey you" demenin keyfi varsa bünyede ve ne dediğimi anlayabiliyorsan en önemlisi, zaman dediğin şeyin vapur seferinden ibaret olduğunu da anlaman gerekir.
itiraf mı dersin edebiyat mı bilemem.
o sana kalmış.
ben sadece tarifsizliğimi yazmaya çalışıyorum.
mesela;
kalıp cümlelerle dalga geçmeyi bırakıyorum, "eskiler" diyorum sık sık, iyi bilmişler.
dalgamı şans üzerine kuruyorum.
nazım ustaya sesleniyorum harflerimin içinden; duy diyorum ihtiyar, yine haklı çıktın: "doğmamış çocuğundan gerisin".
sen değilmişsin be üstat en şanslısı..
ağır laflar yani a dost anlatabildim mi?
çaresizim.
çare aramıyorum.
sadece yaşıyorum, nefes almanın keyfine varıyorum. ne oksijen yakıyorum ne kendimden geçiyorum.
sadece yaşıyorum.
nutkum tutuluyor yine, bir tütün daha sarmalı sanki.
gece uzun, ben ayaktayım.
ayaklarım yere basmıyor a dost
sadece yaşıyorum..
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol