benim hiç görmediğim bilmişliktir. muhasebeciler sadece saymazlar vergi hukuku konusunda avukattırlar, bilirkişidirler. bu kişilerin "bilmiş" olaya her türlü hakları vardır.
muhasebeci bilmişliği
devletin ve şirketlerin varlık ve kaynağını yöneten bi meslek grubudur. ama şirkette fatura kesip üç beş borç alacak veya stok takip eden kişi örneğinin, muhasebe mesleği hakkında bilgi veremeyeceğini bilmek gerekir..
(bkz: bana abi de lütfen , olmadı amca)
(bkz: hizmet karşılığı fatura kesmeme şansınız/hakkınız yoktur)
(bkz: edit lütfen)
(bkz: kötü örnek olmamak , olmaktan daha iyidir)
(bkz: muhasebeci bilmişliği)
(bkz: mükellefin pratiği direk vatan hainliğidir , elbetteki muhasip müstesna)
(bkz: bilmukabele)
(bkz: hizmet karşılığı fatura kesmeme şansınız/hakkınız yoktur)
(bkz: edit lütfen)
(bkz: kötü örnek olmamak , olmaktan daha iyidir)
(bkz: muhasebeci bilmişliği)
(bkz: mükellefin pratiği direk vatan hainliğidir , elbetteki muhasip müstesna)
(bkz: bilmukabele)
nakit ver , kesmeyelim fatura!!!
enteresan?
bir sistemin iki ayağı
maliye to muhasebe
ortada????
bildiniz elbetteki sandık.
çok nadiren görmedim ki (az buz bir tecrübemde yok)
kibir ve çok bilmişlikle (sadece rakamlara boğuk bir akıl ne bilir ne projeksiyon üretir ki aayrıca , destekledikleri ağır ve yoğun bürokrasi yükü altında) ödeyen mükellef modellemeye çalışmayan bir muhasebe ofisi ve/veya personeli.
mükellef ödesin , inceleme müfettiş gelmesin , ama bizim totoya halel gelmesin!!!!!
çooook basit bir sistem hatta ilk okulda dahi öğrencilere belletilebilecek bir düzen oluşturmak yerine ,
gittikçe karıştırırlar ki , kutsal üçlemede ki makamlarını kaybetmesinler.
doktor,
avukat,
muhasip.
not:samimi ve idealist olanlarını tenzih ederim , zaten pek çoğu ilk 10 yılın sonunda , kendini bu sistemin dışına atar , başaramayanlar telef olur ve eder.
enteresan?
bir sistemin iki ayağı
maliye to muhasebe
ortada????
bildiniz elbetteki sandık.
çok nadiren görmedim ki (az buz bir tecrübemde yok)
kibir ve çok bilmişlikle (sadece rakamlara boğuk bir akıl ne bilir ne projeksiyon üretir ki aayrıca , destekledikleri ağır ve yoğun bürokrasi yükü altında) ödeyen mükellef modellemeye çalışmayan bir muhasebe ofisi ve/veya personeli.
mükellef ödesin , inceleme müfettiş gelmesin , ama bizim totoya halel gelmesin!!!!!
çooook basit bir sistem hatta ilk okulda dahi öğrencilere belletilebilecek bir düzen oluşturmak yerine ,
gittikçe karıştırırlar ki , kutsal üçlemede ki makamlarını kaybetmesinler.
doktor,
avukat,
muhasip.
not:samimi ve idealist olanlarını tenzih ederim , zaten pek çoğu ilk 10 yılın sonunda , kendini bu sistemin dışına atar , başaramayanlar telef olur ve eder.
saçma bir genelleme.
"bazı firmalar acıdıkları için bazıları da bu yönlenlerini göz ardı ettikleri için bünyelerinde barındırmaktadırlar." cümlesine takıldım. aynen hiçbir işe yaramıyorlar ama acıdıklarından çalıştırılıyorlar. öyle firma biliyorsan, beni yönlendir.
ha böyle insan yok mudur? vardır. ama bunu bir mesleğe mal etme arkadaşım. bu senin muhattap olduğun "kişinin" iş disiplinidir.
gelelim diğer konuya. adam gelir ödemesini çekle yapar. normal olarak fatura kesersin. sonra der kdvyi ortak ödeyelim. neden? çünkü bana borcunu bir kere de ödüyor. benim bunu yapmam gerektiğini düşünüyor. ver nakit para, kesmeyelim fatura. sende kdv ödeme. ne dersin? tabiiki o kdvyi eşşek gibi ödemiştir. istediği kadar bilmiş muhasebeci desin.
bir başka model vardır. fatura kestirmez. her ay nakit olarak ödeme yapar. sonra yıl sonu gelir, bize 5 bin liralık bir fatura, ya muhasebeci. ben sana her ay düzenli para verdim, yap bir güzellik. e abicim sen aldığın malın parasını verdin. sen istedin, ben sana aylık fatura kesmedim mi? şimdi birden bire ben niye o kadar kdv ödeyeyim? güzel bir siktir yer benden.
başkası gelir sonra. her gün irsaliyesini; her hafta cari dökümünü, faturasını gönderirim. o da haftalık havale yapar. içeride iki fatura vardır. ama o ısrarla bir tanesini öder. geriden takip eder yani. e öde ikisinide derim. "haftalık ödeme alıyorsun ya şükret" der. gıyabında "babanın hayrına mı ödüyorsun sen? şükür edecek bir durum yok." cevabını sert bir şekilde alır ve özür diler.
bütün bunlardan sonra da, sözlüğe gelip; "bu muhasebeciler disiplinsiz, acıdıkları için iş veriyorlar bunlara" yazar. yaz bebeğim namımız yürüsün. he bir de hesap numaram faturada yazıyor, okuyuver yorma beni.
edit: 2. entryi yeni farkettim? sadece sayarlar öyle mi? arkadaşım senin kaç çocuğun olduğu, eşinin çalışıp çalışmadığı, yediğin öğle yemeği ve nicesi... benim sistemimde yazıyor, biliyor musun? senin sigortandan, elini yıkadığın sabuna kadar hesabı ben tutuyorum. sen buna sadece saymak diyorsun. bence bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmuş. hiçbir mesleği böyle kötülemeye hakkımız yok diye düşünüyorum. hele ki yemekten sonra, dişini temizlediğin kürdanın bile hesabını tutan birine; "sadece sayarlar" deme güzel kardeşim. ben çok halta yarıyorum şüphen olmasın. en büyük sorumluluk bende, istesem de telef olamam. ama cahil cahil konuşursan, seni telef ederim.
hep derim "acayipsiniz".
edit 2: fatura kesmenin bana hiçbir zararı yoktur. aksine yararı vardır. ben şiir gibi, anlaşılmayan cümlelerle yazmayacağım. nakit paranın dönmediği bir bölge de, hakkıyla yerine getirdim mesleğimi. adam kdv ödemek istemezse, nakit verir. eh bizde hak, hukuk biliriz elbet. ama piyasa bilmiyor, cari bilmiyor. kaldı ki bölgeden tut firmaya kadar değişiklik gösterir, bu yöntemler. burada genel konuşmanın pek anlamı yok. kaldı ki işin nasıl yürüdüğünü bilmeyene anlatmanın da, anlamı yok. 10 yıl sonra da çok bilmişlik yapıyor olacağım.
edit 3: fatura kesmenin hükmünü, bilmediğimden mi söylüyorum sizce? teorik bilgi ile konuşmak biraz komik bence. bu sistem de böyledir. teorikle değil, pratikle değerlendirilmesi gerekir. burada asıl mesele, bir meslek hakkında atıp tutmaktır.
edit 4: biliyoruz ki konuşuyoruz. bir diğer muhasebeci gelir, benim söylediklerime katılmaz. çünkü böyledir. benim sattığım mal nedir? bulunduğum yer neresidir? carilerim kişi midir, firma mıdır? bunları etraflıca bilmeden, hüküm giydirmek saçmadır. biz de piyasa böyle idi. başka yerde başka şekilde çalışırız, daha fazlasını öğreniriz. bilmediklerim, bildiklerimden elbet fazladır. ama bildiğimi söylemekten çekinecekte değilim. buna bilmişlik diyenler olsa bile... tekrar altını çizelim "hiçbir mesleği kötüleme hakkını kendinizde bulmayın. teorik bilgi ile değil, pratik bilgi ile değerlendirin."
madem sevgili yazar kendisine abi veya amca dememi istiyor, hayat tecrübesine saygı duyuyorum. bir başka kaosta görüşmek üzere, esen kalın.
"bazı firmalar acıdıkları için bazıları da bu yönlenlerini göz ardı ettikleri için bünyelerinde barındırmaktadırlar." cümlesine takıldım. aynen hiçbir işe yaramıyorlar ama acıdıklarından çalıştırılıyorlar. öyle firma biliyorsan, beni yönlendir.
ha böyle insan yok mudur? vardır. ama bunu bir mesleğe mal etme arkadaşım. bu senin muhattap olduğun "kişinin" iş disiplinidir.
gelelim diğer konuya. adam gelir ödemesini çekle yapar. normal olarak fatura kesersin. sonra der kdvyi ortak ödeyelim. neden? çünkü bana borcunu bir kere de ödüyor. benim bunu yapmam gerektiğini düşünüyor. ver nakit para, kesmeyelim fatura. sende kdv ödeme. ne dersin? tabiiki o kdvyi eşşek gibi ödemiştir. istediği kadar bilmiş muhasebeci desin.
bir başka model vardır. fatura kestirmez. her ay nakit olarak ödeme yapar. sonra yıl sonu gelir, bize 5 bin liralık bir fatura, ya muhasebeci. ben sana her ay düzenli para verdim, yap bir güzellik. e abicim sen aldığın malın parasını verdin. sen istedin, ben sana aylık fatura kesmedim mi? şimdi birden bire ben niye o kadar kdv ödeyeyim? güzel bir siktir yer benden.
başkası gelir sonra. her gün irsaliyesini; her hafta cari dökümünü, faturasını gönderirim. o da haftalık havale yapar. içeride iki fatura vardır. ama o ısrarla bir tanesini öder. geriden takip eder yani. e öde ikisinide derim. "haftalık ödeme alıyorsun ya şükret" der. gıyabında "babanın hayrına mı ödüyorsun sen? şükür edecek bir durum yok." cevabını sert bir şekilde alır ve özür diler.
bütün bunlardan sonra da, sözlüğe gelip; "bu muhasebeciler disiplinsiz, acıdıkları için iş veriyorlar bunlara" yazar. yaz bebeğim namımız yürüsün. he bir de hesap numaram faturada yazıyor, okuyuver yorma beni.
edit: 2. entryi yeni farkettim? sadece sayarlar öyle mi? arkadaşım senin kaç çocuğun olduğu, eşinin çalışıp çalışmadığı, yediğin öğle yemeği ve nicesi... benim sistemimde yazıyor, biliyor musun? senin sigortandan, elini yıkadığın sabuna kadar hesabı ben tutuyorum. sen buna sadece saymak diyorsun. bence bilgi sahibi olmadan, fikir sahibi olunmuş. hiçbir mesleği böyle kötülemeye hakkımız yok diye düşünüyorum. hele ki yemekten sonra, dişini temizlediğin kürdanın bile hesabını tutan birine; "sadece sayarlar" deme güzel kardeşim. ben çok halta yarıyorum şüphen olmasın. en büyük sorumluluk bende, istesem de telef olamam. ama cahil cahil konuşursan, seni telef ederim.
hep derim "acayipsiniz".
edit 2: fatura kesmenin bana hiçbir zararı yoktur. aksine yararı vardır. ben şiir gibi, anlaşılmayan cümlelerle yazmayacağım. nakit paranın dönmediği bir bölge de, hakkıyla yerine getirdim mesleğimi. adam kdv ödemek istemezse, nakit verir. eh bizde hak, hukuk biliriz elbet. ama piyasa bilmiyor, cari bilmiyor. kaldı ki bölgeden tut firmaya kadar değişiklik gösterir, bu yöntemler. burada genel konuşmanın pek anlamı yok. kaldı ki işin nasıl yürüdüğünü bilmeyene anlatmanın da, anlamı yok. 10 yıl sonra da çok bilmişlik yapıyor olacağım.
edit 3: fatura kesmenin hükmünü, bilmediğimden mi söylüyorum sizce? teorik bilgi ile konuşmak biraz komik bence. bu sistem de böyledir. teorikle değil, pratikle değerlendirilmesi gerekir. burada asıl mesele, bir meslek hakkında atıp tutmaktır.
edit 4: biliyoruz ki konuşuyoruz. bir diğer muhasebeci gelir, benim söylediklerime katılmaz. çünkü böyledir. benim sattığım mal nedir? bulunduğum yer neresidir? carilerim kişi midir, firma mıdır? bunları etraflıca bilmeden, hüküm giydirmek saçmadır. biz de piyasa böyle idi. başka yerde başka şekilde çalışırız, daha fazlasını öğreniriz. bilmediklerim, bildiklerimden elbet fazladır. ama bildiğimi söylemekten çekinecekte değilim. buna bilmişlik diyenler olsa bile... tekrar altını çizelim "hiçbir mesleği kötüleme hakkını kendinizde bulmayın. teorik bilgi ile değil, pratik bilgi ile değerlendirin."
madem sevgili yazar kendisine abi veya amca dememi istiyor, hayat tecrübesine saygı duyuyorum. bir başka kaosta görüşmek üzere, esen kalın.
sadece sayarlar
başka da bir halta yaramazlar ,
kendileri teleftir,
bizleri de telef etmeye uğraşırlar.
hay bin kunduz
başka da bir halta yaramazlar ,
kendileri teleftir,
bizleri de telef etmeye uğraşırlar.
hay bin kunduz
fatura göndermesini istersiniz tripli konuşur, zoraki gönderir sanki kendi işi değilmiş gibi lütfeder. hesap no öğrenmek istersiniz yine tripli bisürü cümle kurarlar. bazı firmalar acıdıkları için bazıları da bu yönlenlerini göz ardı ettikleri için bünyelerinde barındırmaktadırlar. nerde kaldı (bkz: iş disiplini)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?