mu

duracell
türklerin soyunun gelip gelmediği, bizzat atatürk’ün kendisi tarafından görevlendirilmiş; devrim meksika büyükelçisi, tahsin mayatepek tarafından araştırılmış eski çağ medeniyetlerinden.

atlantis ile aynı şey değildir, ama atlantis ile aynı devirlerde var olduğu sanılmaktadır.

m.ö. 70 000 ile 12 000 yılları arasında zuhur bulmuş hayatında asya ve amerika kıtasına da; tam da büyük okyanus’un ortasından hükmetmiş büyük medeniyet.

olay şöyle gelişmiştir;

ingiliz albay ve tarihçi j.churchward tarafından, hindistan’a gittiği sırada karşılaştığı kil tabletleri, saklı olduğu tapınağın rahibinden incelemek için istiyor. çok uzun süren ısrarları neticesinde hem mu dili, rahip tarafından kendisine öğretiliyor (o zaman bu dili konuşan 3 kişi bulunuyor) ve bu tabletler okunuyor. fakat churchward ile rahip bu tabletlerin eksikliğini farkediyor. churchward ise yine güneydoğu asya’nın değişik yerlerinde bu tabletlerin geri kalanını aramaya koyuluyor. bu sırada parasız kalan churchward, bir başka meziyetini de göstererek küçük bir servet kazanıyor; delinmeyen kurşun tarafından delinmeyen yumuşak bir madde icat edip, bunu askerlerin miğferlerinde kullanabilmesini sağlıyor ve bu ona iyi para kazandırıyor.

churchward, mu hakkında yaklaşık 40 yıl araştırmalarda bulunmuştur.

atatürk ise tarihe düşkünlüğü sebebiyle, tahsin bey (mayatepek)’in anlattığı bu mu hikayesinden etkileniyor. mayatepek’in mu’dan doğan kavimlerin amerika’da maya, aztek ve inka medeniyetler ile kızılderilileri oluşturduğu, asyadaki evlatlarının ise, uygur, mısır, sümer, akad medeniyetlerini oluşturduğu; anadolu’da hititlerin, kafkas halklarının ve avrupa’da da roma imparatorluğunun kurulmasına vesile olan kavimlerden birinin ve nihayet avrupa’daki britanyalılar ile slav halklarının ataları olduğundan bahsediyor.

tahsin bey, soyadının mayatepek oluşundan da anlaşılacağı üzere bu işe gönlünü ve ömrünü vermiş bir tarihçi vasfında ve görevindedir. büyükelçi olarak gittiği meksika’da bu işlerin peşinden koşturarak, maya dili ile türk ve mu dilini kıyaslama fırsatını da elde etmiştir ve yapmıştır. buna göre, dini açıdan da çarpıcı sonuçlar elde etmiştir. nedir;

churchward’ın araştırmalarından yola çıkan tahsin bey, churchward’ın musevilik ve hristiyanlığın kökeni olarak mu dinini örnek aldığını, hatta mu dinindeki 12 temel şartın soru olarak alınıp, hz. musa tarafından "on emir" adı altında museviliğin temelini oluşturduğu sonucuna varmıştır.

mayatepek de bundan hareket ederek "acaba islamiyet’in de temeli bu muydu?" sorusunu sorarak hareket ettiğinde yine ilginç sonuçlara erişmiş; maya ile mu dininin islamiyet ile benzerlikler gösterdiğini ve bununla da kalmayıp, kuran-ı kerimde bulunan bazı ayet ve sure isimlerinin mayaca’da aynen yer aldığını atatürk’e izah etmektedir.

türkçe ile de benzerliklerinin bulunduğunu belirten mayatepek, mu kelimesinin ulu kelimesinin karşılığı olduğunu da, mu’nun bazı kullanılan isimlerinin; "ulumil" olduğuna dayandırıyor, ulumil kelimesi; "ulu-mu-il" kelimesinden geliyor ve bu da "büyük güneş impparatorluğu" manasına geliyor bugün. ulu, yine türkçe’deki gibi büyük, il de bildiğimiz, yeri veya toprağı manasındaki kullanılan devleti manasında; eskiden kullanılan ; urum ili, arap ili, acem ili deyimleri gibi.

ayrıca mayaca’da kullanılan bir de ikinci bir güneş manasını taşıyan bir kelime var. bu da kin. kin türkçe’de kullandığımız gün ile aynı manayı taşımaktadır.

mayatepek, atatürk’e 13 tane rapor göndermiştir, bu raporların ilk 6 tanesi hala bulunamamıştır.

bu konudaki engin araştırmalarından ve türk toplumuna armağan ettiği ; "atatürk ve kayıp kıta mu" kitabını yazmasından ötürü sinan meydan’a da teşekkürlerimi, teşekkürlerimizi sunuyorum, sunuyoruz.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol