mezhep

mehmet volkan balbay
hz. muhammed’in vefatından sonra, islam alemi genişlemiş ve müslümanların nüfusu artmıştır. islam; iran, ırak, suriye gibi ülkelerin fethiyle buralara da yayılmaya başlamıştır.

islamî fetihlerin bir geleneği olarak, fethedilen her ülkeye öğretmen - rehber ve müftü olabilecek bir sahabi atanırdı. örneğin, bağdat’a abdullah bin mesud; basra’ya ebu musa el eşari, imran bin husyn ve enes bin malik; şam’a ebud derda, muaz bin cebel, ubade bin samit gitti.

bu sahabiler, kendilerine soru sorulduğu ya da kendileri yeni bir durum ile karşılaştıklarında öncelikle kur’an-ı kerim’e bakıyorlardı. kur’an-ı kerim’de cevap bulamadıklarında allah resulünün uygulamalarına bakıyorlardı (sünnet). şayet bunda da bulamazlarsa kur’an-ı kerim ve hadislere dayanarak o mesele hakkında fetva veriyorlardı.

yeni fethedilen yerlere giden bu sahabiler, sonradan kendilerine "tabiun" denilecek olan öğrencileri yetiştiriyorlardı.

tabiun’un en meşhurlarından olan; salim bin abdullah bin ömer, zührî ve yahya bin said medine’de; ibrahim en nehai kufe’de (ırak); hasan el basri basra’da (ırak) mekhul bin ebi müslim el huzeli şam’da (iran); tavus bin keysan yemen’de bulunuyorlardı. sahabilerin ardından bu isimlerin saydığımız zâtlar bulundukları yerlerin müftüleri - rehberleri - öğretmenleri konumuna geçtiler. onlar bir yandan sahabilerden aldıkları ilim ile fetva veriyor diğer yandan tebe-i tabiin’i yetiştiriyorlardı.

bu alimlerin yetiştirdikleri tebe-i tabiin’in meşhurları ise şunlardır: imam-ı azam ebu hanife, imam malik, imam evzai,leys bin sad,imam şafi,ahmed bin hambel,süfyan es sevri,süfyan bin uyeyne. yahya b. eyyûb, ubeydullah b. lehîa.

yukarıda izahı yapıldığı şekilde sahabiler, allah resulünden; tabein, sahabilerden; tebei tabiin ise tabein’den öncelikle kur’an-ı kerim’i ardından sünneti (hadisleri), ardından fetvaları topladılar bunlarda bulunmayan meseleleri ise icma ve kıyas yoluyla kendileri hallettiler.

herşeyden önce bu konuda şu unutulmamalıdır ki, bu güzide şahsiyetlerin öncelikli meşguliyetleri "ilim yapmak" idi. yaşamlarının hemen hemen tamamını bu işe vakfetmişlerdi. bunun yanında bulundukları zamanın en zekî ve yorumlarında en isabetli insanlarıydılar. durum böyle olunca "fetva verme" işinin bu tarz ehliyetli kişilerce yapılması gerektiği anlaşılmaktadır.

tabi burada şunu da dile getirmek yerinde olur sanıyorum; şayet siz -hangi maksatla olursa olsun- "içtihat kapısı kapanmıştır" derseniz ve bu alanda söz sahibi olabilecek kaliteli insanların önünü böylece kapatırsanız, bu durumda herkes kendini fetva makamı sanmaya başlayacaktır. aynen günümüzde gerek radyo, gerekse tv ve gazetelerde şahit olduğumuz gibi.

şimdi isterseniz konumuzun aslı olan "mezheplerin ortaya çıkışı" noktasına giriş yapalım:

mezheplerin ortaya çıkışı tebei tabiin dönemine rastlar. bu dönem üç yönüyle dikkat çekicidir:

1. allah resulü’nden, sahabiden ve tabeinden devralınan büyük bir ilmî miras mevcuttur. islam’ın hayatın can damarlarını ilgilendiren konuları halledilmiş ve bu konularda sarsılmaz fikir birlikleri sağlanmıştır.

2. devralınan bu ilim denizi, tebei tabiin döneminde bir çok alim insanın yetişmesine zemin hazırlamış bununla beraber islam arap ülkeleri dışında memleketlere de yayılmaya başlayarak, çok farklı kültür ve dinlerden insanlar islam’a girmeye başlamıştı.

3. tebei tabiin döneminin ortalarından sonra islam kendi içinde daha kalıcı bir sistem oluşturmaya başlamış, mütedeyyin ve müttakî insanların sayısı çoğalmıştır. bu durum ince düşünen, hassas hesaplar yapan, belki bir anlamda dinin emirlerini nefsi zorlayacak derecede titizce yaşayan insanların sayısı artmıştır.

zikrettiğimiz bu üç unsurun doğal bir sonucu olarak, sahabi ve tabein dönemlerinde ele alınmayan ya da ihtiyaç duyulmayan konulara girilmeye, bu tip konularda fetvalar verilmeye başlamıştı. islam’ın her seviyede yoğunluklu olarak yaşandığı bu dönemde, her müslüman bulunduğu konum ve duruma göre bir müçtehid’in yolunu tutmayı ve onun izinden giderek hakka ulaşmayı hedeflemeye başlamıştı. bu durum ise zamanla "mezhep" denilen gerçekliğin ortaya çıkmasına ve zaman ilerledikçe bu gerçeğin yaşama yerleşmesine sebep olmuştur.
bu başlıktaki tüm girileri gör

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol