21. harislerin göz testisi dolmadı. sedef, kanaatkâr olduğundan inci ile doldu.
22. bir aşk yüzünden elbisesi yırtılan, hırstan, ayıptan adamakıllı temizlendi.
23. ey bizim sevdası güzel aşkımız; şadol; ey bütün hastalıklarımızın hekimi;
24. ey bizim kibir ve azametimizin ilâcı, ey bizim eflâtun’umuz! ey bizim calinus’umuz!
25. toprak beden, aşktan göklere çıktı; dağ oynamaya başladı, çevikleşti.
26. ey âşık! aşk; tûr’un canı oldu. tûr sarhoş, mûsa da düşüp bayılmış!
27. zamanımı beraber geçirdiğim arkadaşımın dudağına eş olsaydım ( sırlarına tahammül edecek bir hemdem bulsaydım) ney gibi ben de söylenecek şeyleri söylerdim.
28. dildeşinden ayrı düşen, yüz türlü nağmesi olsa bile dilsizdir.
29. gül solup mevsim geçince artık bülbülden maceralar işitemezsin.
30. her şey mâşuktur, âşık bir perdedir. yaşayan mâşuktur, âşık bir ölüdür.
devamı:
(bkz: mesnevi 31 40)
neden bekliyorsun?
bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?